Konuştuğumuz gibi tradutor Inglês
848 parallel translation
- Elbette koleksiyonunun, konuştuğumuz gibi.
- Of your collection, so to speak.
ben de son gece konuştuğumuz gibi hemen dönerim.
When I get back, it'll be just like we talked about last night.
Yani Pepe, konuştuğumuz gibi... Bu akşam.
So, Pepe, like we said... tonight.
Dün konuştuğumuz gibi çekici olduğunuzu biliyorum.
As we spoke yesterday, I knew you're simpatico.
- En başta konuştuğumuz gibi... - Stepan, ekselanslarına hazır olduğumuzu söyle.
When we originally discussed-Stepan, tell Her Highness we are ready.
Bu sabah konuştuğumuz gibi hafızanızı tazelemek açısından.
Just to refresh your memory as to what we discussed this morning.
Konuştuğumuz gibi.
Like we used to talk about.
Her şey, aynı konuştuğumuz gibi gidiyor.
It's all going exactly as we said.
- Aynen konuştuğumuz gibi.
- Same deal we talked about?
Daha önce Guillaume'la konuştuğumuz gibi yapacaksın. Şeyi soracaksın.
Do as we already said, you ask for...
Konuştuğumuz gibi.
Like we agreed.
Konuştuğumuz gibi eğeri de alıyorum.
And the saddle we talked about, too.
Konuştuğumuz gibi.
Well, just what we was talkin'about.
Konuştuğumuz gibi davranmazsanız gücenmem.
If you're gonna go backwatering on me, I ain't going to hold it against you.
Konuştuğumuz gibi parayı sakla ve bekle.
You hide that money just like we agreed, and you just wait.
- Ayrıntılar konuştuğumuz gibi Harry.
- Details as discussed, Harry.
Neden oraya gidip kapıları onarmıyorsun, önceden konuştuğumuz gibi.
Why don't you go right there... and fix the doors, like we talked about before?
O zaman konuştuğumuz gibi beni de komiteye alacaksınız.
Then I'll be put on the Committee right away, like we talked about.
Tabii canım. Hep konuştuğumuz gibi.
Oh, sure, honey, just like you always talked about.
Konuştuğumuz gibi mi?
Like we agreed?
Ama buradayım. Konuştuğumuz gibi seninle geliyorum.
But here I am, as we speak, going with you.
Konuştuğumuz gibi, yarı yarıya.
Fifty-fifty, just like we said.
Unutma, konuştuğumuz gibi yanıtların kısa ve öz olsun.
Remember, we talked about it, keep your answers short and succinct.
Daha önce konuştuğumuz gibi sen Londra'ya gideceksin.
Then you're gonna go to London exactly as we discussed it.
Ne diyeyim? Konuştuğumuz gibi.
What should I tell him?
Bütün bu işleri gerçekleştiriyorsun ama bunları yaparken bir dürtü mü hissediyorsun yoksa evvelden konuştuğumuz gibi mekanik bir şekilde mi yapıyorsun?
I mean, you're doing all these things, but are you doing them... because you really feel an impulse to do them... or are you doing them mechanically, as we were saying before?
Ve konuştuğumuz gibi kaderime karar veriyorlar.
And they're deciding my fate as we speak.
Konuştuğumuz gibi, onu sonunda nehre indirebileceğiz.
We're finally going to put it in the river like we said.
Harold'la konuştuğumuz gibi alışverişin şey şeklinde olmasına ısrar ediyoruz...
As we discussed with Harold we would insist that our purchase take the form of...
Konuştuğumuz gibi, KITT ve ben doğruca takım elbise mağazasına gidiyoruz.
KlTT and I are plotting a direct route to a formalwear shop even as we speak.
- Ziyaret hakları konuştuğumuz gibi kalacak.
Visitation stays the way we discussed it.
Daha önce konuştuğumuz gibi.
It's like we talked about.
Bacaklar samba yapsın, konuştuğumuz gibi.
Samba in the legs, just like we talked about.
O benim İngiltere'den kuzenim, onlar bizim konuştuğumuz gibi konuşmazlar.
He is my distant cousin from Britain, they do not talk the same way we do.
Şimdi, baba, konuştuğumuz gibi.
Now, Dad, it's just like we talked about.
Şato güvende. Konuştuğumuz gibi Thenur'luyu da yakalamak üzereyiz.
The castle is secure and we are closing in on the Thenurian as we speak.
Peki beyler konuştuğumuz gibi.
Okay, guys, just as we discussed. Ed, you're with me.
Konuştuğumuz gibi piyadeler isyanı bastırmaya çalışıyor.
Our infantry is working to put them down as we speak.
Konuştuğumuz gibi.
Just as we agreed.
- Konuştuğumuz gibi.
- As we've discussed it.
Bay Data, Bay Worf, konuştuğumuz gibi devam edin.
As expected. Mr. Data, Mr. Worf, proceed as we discussed.
Konuştuğumuz gibi, seninle iş yapmaya can atıyoruz.
And as we discussed we're really eager to do business with you.
"Miktar konuştuğumuz gibi mi?"
The deal as we discussed?
- Anlaşma konuştuğumuz gibi mi?
- The deal as we discussed?
Şimdi iş sahaları orada listelenmiş, konuştuğumuz gibi.
Now... the work area's listed over there, just like we talked about.
Konuştuğumuz gibi, % 10'unu alırım.
Ten percent rake, the way we said.
Tıpkı az önce konuştuğumuz diğeri gibi.
Like the other one we were talking about.
Peki esrarı ele alıp konuştuğumuz diğer maddelerden ayıracak olursak alkole olduğu gibi afyona da bağımlı olunabilir mi?
Good, well, if we now take hash and separate that... from all the other substances that we have spoken about, can you become dependent on hash the same way as one can become dependent on alcohol?
Daha önce konuştuğumuz rüyalar gibi.
It's like those dreams we were talking about.
Şimdiki gibi konuştuğumuz anlarda, seni ciddiye almıyorum.
The few times we talk now, I can't take you seriously.
Bana, tüm konuştuğumuz bu gibi geldi.
It seemed to me that's all we talked about.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşuyoruz 54
konuşur 18
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuş benimle 497
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşuyoruz 54
konuşur 18
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61