Ne durumdasın tradutor Inglês
548 parallel translation
Ne durumdasın?
How bad hurt are you?
Sen ne durumdasın?
How about you?
Ya siz ne durumdasınız?
- Eh, how about you?
- Ne durumdasın?
- How are they?
Sen ne durumdasın?
What about you?
Ne durumdasın?
How are you makin'out?
Bu ilkel telsiz ekipmanı ile ne durumdasın?
Now, how are you with primitive radio equipment?
Ne durumdasın denizci?
- I feel fine, the grub's good.
- Ne durumdasınız, Bay Scott?
- How are you doing, Mr. Scott?
Giorgio Micol'le ne durumdasınız?
Look, Giorgio... how are things with Micol?
Grup Beş işinde ne durumdasın?
How are you coming with series five?
- Ne durumdasın?
- How do you feel?
Ne durumdasın?
How you been makin'it?
Evet, ne durumdasınız?
How are you doing?
Baksana, ne durumdasın?
Listen, how're we doing?
Şu anda ne durumdasın, Ray?
What is happening out there, Ray?
Ne durumdasınız?
How's everything?
- Sen ne durumdasın?
- How do you feel?
Ne durumdasın, Haydut?
How about you, Bandit?
Ne durumdasın, Paul?
What's your exact situation, Paul?
Ne durumdasın?
How are you bearing up?
- Kahyalıkta ne durumdasın görmek istedim.
- I wanted to see how you are at housekeeping.
- Ne durumdasın?
- How are you bearing up?
Hey, Sonny, ne durumdasın?
Hey, Sonny, you breathin'all right?
Sen ne durumdasın?
How you doing?
Ne durumdasınız?
How close is the vote?
Sana birkaç soru soracağız... birkaç şeye bakacağız... geçirdiğin krizden sonra ne durumdasın göreceğiz.
WE'RE GONNA ASK YOU A FEW QUESTIONS, CHECK A FEW THINGS... TO SEE HOW YOU'RE DOING AFTER YOUR SEIZURE YESTERDAY.
Ne durumdasın, Fluffy?
How you doing over there, Fluffy?
"Birkaç hafta sonra gel ne durumdasın bir görelim."
"Come back in a couple of weeks. Let me see how you're doing."
McCoy. Rica etsem söyler misiniz tıbbi açıdan ne durumdasınız?
Dr McCoy, would you be so good as to tell me, what is your current medical status?
Sen ne durumdasın, Bay Caine?
How about your own there?
Ellen Sue, ne durumdasın?
Ellen Sue, how's it looking?
Evet, ne durumdasın?
Yes, what's your status?
Ne durumdasın, Al?
How you doing, Al?
- Ne durumdasın?
- How are you doing?
Ne durumdasınız?
What are you being?
Bay Smith, ne durumdasınız?
Mr. Smith, how are we doing?
Ne durumdasın bakalım, evlat?
So how you doing, boy?
- Ne durumdasınız bakalım?
- How are you guys holding up?
Ne durumdasın?
Are you okay in there?
Ne durumdasınız?
How's it looking, big man?
Sen ne durumdasın?
How are you coming?
- Frankie, ne durumdasın?
MAN 1 : How's your load?
Ne zamandır bu durumdasın?
How long have you been hanging around?
Taşıdığı risk ne olursa olsun... ödenmesi gereken bedel ne olursa olsun... talep ettiğiniz her şeyi emrinize almaya... tam olarak yetkilendirilmiş durumdasınız.
You are authorized to employ any means at your disposal, regardless of risk and regardless of the price that must be paid.
Sen ne durumdasın, Kevin?
Yet, at 50 pages, if I may pat myself on the back... it's clean and concise. How about you, Kevin?
- Ne durumdasınız?
- Well?
Şimdi ne durumdasın?
Are you still a bad lot?
-... gerçekten iyi durumdasın demektir. - Bu bitkiye ne oldu?
What happened to my plant?
Bütün bunların ne hakkında olduğunu bilmiyorum, ama açıkçası, karışmış durumdasınız.
I don't know what this is all about, but clearly, you're involved.
Ne? Saçmalama... harika durumdasın.
You're in... great shape.
ne düşünüyorsun 2039
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne duruyorsun 61
ne düşündün 40
ne duyuyorsun 30
ne duruyorsunuz 21
ne duydun 57
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne duruyorsun 61
ne düşündün 40
ne duyuyorsun 30
ne duruyorsunuz 21
ne duydun 57