Olü tradutor Inglês
32,211 parallel translation
Vay canına. Ölü birini yakalamışız.
Holy shit, we got us a dead man.
Ölü numarası yaptığın üzerine iddiaya girdik.
We were taking bets you faked your death.
Restoran dolusu ölü Ruslara ne dersin?
How about a restaurant full of dead Russians?
Beni ölü bildikten sonra durur sanıyordum.
Thought I lost him when I faked my death.
Onu yakaladın, ertesi gün adam ölü bulundu.
One day you roll him up. Next day, he's found in pieces.
Dmitri Voydian, sen adamı yakaladın, ertesi gün ölü bulundu.
Dimitri Voydian. One day you roll him up. Next day he's found in pieces.
Bir asırdır ölü bir adamın neyi nasıI yaptığını bilemem.
'Cause I can't read the mind of a guy who's been dead for 100 years.
Bu on binlerce yıIdır ölü.
This cat's been dead for thousands of years.
Ölü var mı?
Any casualties?
Hayvanlar değişmeye başladığında beni bu işe alan insanlar hükümete gidip benim aslında sandıkları gibi ölü olmadığımı söylediler.
When the animals changed, these people that recruited me told the government that I wasn't quite as dead as they'd assumed.
Yani iki yıl boyunca ölü olarak dolaştığın yer burası.
So this is where you've been since you died two years ago?
Bunu ölü saldırganın üstünde bulduk.
We found this on the dead shooter.
Ölü doğdu.
He was stillborn.
Jin Hyeon ister ölü olsun ister diri davayı hızlandırmak için elimden geleni yaptım.
It doesn't matter if Jin Hyeon Pil is dead or alive. I've done all I could to speed up this process.
Ölü birinden telefon almışken nasıl olur da korkmam?
= Shouldn't I be scared if a dead person is calling me?
Evet, kaç ölü var?
Uh, yeah, how many deceased?
Gizli polis Doğu Nehrinde ölü bulundu.
_
Kirli polisim ve ölü müyüm?
I'm dirty and now I'm dead?
Santino uyku tulumu içinde ölü yatarken, o bir çaydanlık dolusu kahve yaptı.
He made a pot of coffee while Santino lay dead inside of a sleeping bag.
Hukuk işini yaptıysa, adam ölü olurdu.
If the law did its job, he would be dead.
O asırlardır ölü.
He's been dead for a century.
Holyoke zaten ölü, unuttun mu?
Holyoke is already dead, remember?
Morgdan gelip almaları gerekiyordu ama buraya geldiğinde ölü olduğunu ve onların sorunu olmadığını söylediler.
The morgue guys were supposed to come and get him, but they said he was dead when he got here, so he's not their problem.
- Artık ölü değil.
And now she's no longer dead.
Düz çizgiyi gördük ama şu anda ölü değil.
We saw her flatline, and she's not dead.
Ölü olmamasının dışında durumu nasıl?
How is she, besides undead?
40 dakika boyunca kalbi atmamış. Sonra 20 dakika daha ölü kaldıktan sonra uyanmış.
M.I.... coded her for 40 minutes, dead for 20 more, then she sat up.
Ölü kadın.
The dead lady.
Benim kalbim ona karşı ölü siyah kömür kütlesi.
My heart is a dead, black hunk of coal as far as she's concerned.
Kendini ormanda ölü bir kızın ruhuyla, öz anne babanın yanındakinden daha güvende mi hissettin?
You felt safer in the woods with a dead girl's spirit than you did with your own parents?
Orası zaten ölü yeri.
It's inconspicuous.
Bagajında ölü bir insan var.
There's a dead human being in the trunk of your car.
At, ölü taklidi yaptı.
Puffles the horse had faked...
Evet, ölü taklidi!
yes, faked... his death by...
Ölü arkadaşının kemik testeresi vardı.
Your dead friend over there had a bone saw.
- O ölü.
He is dead.
Ölü olması bence senin dikkatsizliğini gösterir.
Him being dead seems to me an oversight on your part.
- Şimdi ölü olan.
The one who is now dead.
Ölü bir adamın gömdüğü başka garip şeyler bulalım mı?
Wanna dig up some more weird crap buried by a dead guy?
Ben de ölü numarası yaptım ve polisi aradım. Onlara Kieran'ın yaptığını söyledim. Ne?
So, I played dead and called the police and told them it was Kieran.
Hayır, sadece ölü olmalısın.
No, I just want you to kill yourself.
Şu an çoktan ölü olmamız gerekiyordu.
We should all be very dead right now.
Bir şey yok. Sadece bir avuç ölü insan.
It's just a bunch of dead people.
Ölü degilim sentetigim senin gibi.
I'm not dead, I'm synthetic, like you.
David'in ölü karisi.
David's late wife.
Artik ölü bir kadinin suratini istemiyorum.
I don't want to wear a dead woman's face any more.
Şimdi de o ölü.
And now she's dead.
- Hayır. Başka ölü bir kızın üzerinde.
Another dead girl.
Ölü olmalıydı.
He should be dead.
Şu ölü kız Nikki'den mi bahsediyoruz?
Are you talking about the same dead Nikki?
Bu, Nikki'yi ölü gibi göstermen ve benim buradaki arkadaşımı öldürmeye çalışman için.
That's for making us think Nikki was dead and for trying to kill my friend here.
ölürüz 22
oluruz 16
ölüyorum 262
olumsuz 381
ölümcül 30
ölürsünüz 19
olurdu 43
olumlu 213
ölüyorsun 30
olur mu öyle şey 39
oluruz 16
ölüyorum 262
olumsuz 381
ölümcül 30
ölürsünüz 19
olurdu 43
olumlu 213
ölüyorsun 30
olur mu öyle şey 39
olursa 17
ölürsem 25
olur efendim 53
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
ölümüne 20
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölümü 26
ölürsem 25
olur efendim 53
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
ölümüne 20
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölümü 26