Onları tanımıyorum tradutor Inglês
291 parallel translation
Onları tanımıyorum bile.
I don't even know them.
Onları tanımıyorum. Benim onlarla ilgim yok.
- I don't belong to them!
Onları tanımıyorum.
I didn't know them.
Çünkü onları tanımıyorum.
Because I don't know who they were.
Onları tanımıyorum bile.
I don't even know these people.
Onları tanımıyorum.
I don't know them.
Onları tanımıyorum!
I don't recognize them!
Onlar eşit ve senin oğulların. Onları tanımıyorum.
- Of course, they are your children!
Onları tanımıyorum ama tanımayı ummuştum.
I don't know them, but I expected it.
Onları tanımıyorum.
I don't know these people.
Onları tanımıyorum.
I don't recognise them.
- Onları tanımıyorum bile.
- I don't even know them.
Hepsi yalan, onları tanımıyorum bile.
"All this is a lie, i don't even know them."
Onları tanımıyorum ki!
I don't know those people!
Onları tanımıyorum.
I don't know of them.
Onları tanımıyorum.
I don't know them, really.
- Onları tanımıyorum!
I don't know them!
Onları tanımıyorum..
I don't know the names.
- Onları tanımıyorum.
- I don't know them.
Onları tanımıyorum.
I don't really know any of those people.
Eski Yunanlılar hakkında konuşacaksak, onları tanımıyorum.
Well, if you want to talk about geography or the Greeks, I don't know dick about the Greeks.
Ama... Ben-Ben... onları tanımıyorum.
But... l-I...
- Ben onları tanımıyorum.
- I don't know them.
Ama onları tanımıyorum Neden onlarla gideyim?
Why should I go with these strangers?
Onları tanımıyorum.
No. Who are they?
- Onları tanımıyorum.
- I don't know'em.
Onları tanımıyorum bile!
I don't even know them!
Onları tanımıyorum.
I'm not familiar with them.
Onları tanımıyorum.
Doesn't know them.
Onları tanımıyorum ve köpeğimi yabancılar yetiştirsin istemiyorum.
Do you know these people? I don't know these people. I don't want a stranger raising my dog.
Onları tek ben tanıyorum. Böyle kalmasını istiyorlar.
I'm the only one who knows them, I gather they want it to stay that way.
Onlarla 10'da buluşacak. Onları uyaramam, tanımıyorum.
He's gonna see them at 10 : 00, and I can't warn them, I don't know them.
- Korkarım onları da tanımıyorum.
- I'm afraid not.
Hayır, onları pek tanımıyorum.
No, I don't really know them.
23 yıldır birlikte yaşadığım ailem. Onları iyi tanıyorum.
After 23 years of living with them, don't you think I know them?
Onlar Vanzetti'nin arkadaşları. Tanımıyorum.
They were friends of Vanzetti, I don't know them.
Tabi ki onları Vali'yi tanıdığım kadar iyi tanımıyorum.
Of course, I don't know them as well as I know the governor.
Onları daha tanımıyorum bile.
I barely know them.
Film yıldızlarını tanımıyorum, ama bu toplantı bölgedeki hayranları içinse, onları hayal kırıklığına uğratmayacaktır.
Well, I don't know anything about film stars, Miss Giles, but if this gathering is any indication of her local interest, I'm sure that Miss Gregg won't disappoint her fans. I do hope not.
# Tüm bu yeni duygularımı # neredeyse tanıyamıyorum... # onları açığa çıkaran sır ne?
I hardly recognize as mine What are all these new sensations? What's the secret they reveal?
Hangi iki adam? Tanımıyorum onları.
Which two men, I don't know them.
Ben sadece, sanırım onları tanıyorum.
I just thought... I just thought I had recognized them.
Ama onları tanıyacağını sanmıyorum.
But I'm sure you wouldn't recognize them.
Ve sen sormadan önce, onu tanımıyorum ya da onları.
And before you ask, I don't know her or them either.
- Yaptığım her şey birçok insan tarafından rahatsız edici olarak tanımlandı, buna inanmıyorum, zaten bu onların takdiridir.
Manufacturing Consent - what is that title meant to describe?
Onları tanıyorum nasıl çalıştıklarını biliyorum, yeniden eğitmem gerekmiyor.
I know them. I'm familiar with them. I don't have to train them.
Hayır, onları tanımıyorum.
No, I don't know them.
Ben onların dilinden anlamam, hem ülkeyide tanımıyorum.
But over there, I don't know the language or the place.
Onları tanıyorum ve inan bana, onları oyalamıyorum.
I've been dealing with them, And believe me, I'm not playing with them.
Şahsen tanımıyorum onları.
I don't know them personally.
- Onları tanımıyorsun bile. - Hayır, tanıyorum.
- You don't even know them.
tanımıyorum 192
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onlara dokunma 16
onları gördüm 114
onlar nedir 22
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onlara dokunma 16
onları gördüm 114
onlar nedir 22