English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / Onun suçu değil

Onun suçu değil tradutor Inglês

584 parallel translation
Onun suçu değil.
It's not Minjoo's fault
Evlat, bu onun suçu değil. Ona ne yapacağını banka söylüyor.
Son, it ain't his fault because the bank tells him what to do.
Ama Anne, Bu mülkün bir gün ona... miras kalacak olması onun suçu değil.
After all, Mama, it isn't his fault that he is to inherit the estate someday.
Bu onun suçu değil.
It's not entirely her fault.
Bu onun suçu değil.
Oh, it's not his fault.
- Bence bu onun suçu değil.
- I don't think it's his fault.
- Sırf onun suçu değil ki.
But it's not all his fault.
Tamamıyla onun suçu değil.
It wasnt entirely his fault.
Onun suçu değil.
She's not to blame.
Onun suçu değil ama arabada pestilimiz çıkacak.
It is not her fault but I fear we shall be very squashed in the carriage.
- Onun suçu değil.
- You know, I...
Okullar kapalı, bu onun suçu değil.
The school is closed, it is not his fault.
Bu onun suçu değil.
It's not his fault.
.. işten geç çıkması onun suçu değil. Geldiğinde kendisine sorarsınız.
Look, she'll be home any minute now and I'm sure she'll be able to answer... your questions for herself.
Yaşlı olması onun suçu değil.
He can't help being an old man.
- Yaşlılık onun suçu değil.
- It's not his fault he's old.
Akşamdan kalman onun suçu değil.
It's not his fault you have a hangover.
Gerçekten bu onun suçu değil. Anlayacağınız üzere, sorun bende.
It's really not her fault.
Başına gelenler onun suçu değil.
He didn't ask for what happened to him.
Onun suçu değil.
It wasn't his fault.
Bu onun suçu değil.
It isn't his fault.
Bu onun suçu değil. Dini inanışı böyle.
Well, it's not her fault, really, it's her religion.
Beyaz olması onun suçu değil.
He can't help it he white.
Adelaide'i suçlama. Bu onun suçu değil.
Don't blame Adelaide.
Onun suçu değil, biliyorum.
I know it's not his fault.
Dinozor gibi bir babasının olması onun suçu değil.
It's not his fault he has an old ass for a dad.
Kim olduğu onun suçu değil.
Not your fault that it is.
Onun suçu değil di, Charlie.
It wasn't him, Charlie.
Bu onun suçu değil.
Anyway, it's not his fault.
— Bu onun suçu değil.
- It ain't her fault.
- Evet. Onun suçu değil.
Yeah.
Onun suçu değil.
It's not his fault.
- Onun suçu değil ki.
- It wasn't her fault.
Tam 80 kilo, ama bu onun suçu değil.
He weighs close to 180, but it's not his fault.
Onun suçu değil!
It's not her fault.
Ama bunların hiçbiri onun suçu değil!
But none of this is his fault!
Onun suçu değil.
Oh, it's not his fault.
Onun suçu değil.
It isn't his fault.
- Onun suçu değil.
- That's not his fault.
Onun suçu değil!
It's not his fault!
Ne zaman bir oğlun olacak Aslında, hepsi onun suçu değil.
Well, it's not entirely his fault.
- Ama bu onun suçu değil.
- But it's not her fault.
Hapishanenin amacı sadece suçu cezalandırmak değil aynı zamanda onun önüne geçmektir de.
The purpose of prison is not only to punish crime... but to discourage it.
Onun suçu yok, elinde değil. İnin!
James, does not make him evil.
İnsanların onun böyle bir yere sahip olduğunu sorgusuz sualsiz kabul etmeleri Harry'nin suçu değil.
It's not his fault if people take it for granted that he has a place like that. He's never once said that he had.
Bob'un suçu değil, Bay Beagleman onun sürekli etrafında olmasını istiyor.
It's not Bob's fault. Mr. Beagleman wants to have him around all the time.
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile. - Ama bebek sahibi olmaya hakkı var. - İyi düşündün, Judith.
Suppose you agree that he can't actually have babies not having a womb, which is nobody's fault, not even the Romans'but he has the right to have babies.
Bu onun suçu da değil zaten.
It's not his fault, either.
Bu onun şuçu değil.
He's not as competent as we are.
- Onun suçu, benim değil.
- It's his fault, don't talk to me.
Bu onun suçu degil.
HENRY : It isn't his fault.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]