Oraya gidiyoruz tradutor Inglês
696 parallel translation
Oraya gidiyoruz.
We go here.
Biz oraya gidiyoruz!
We're goin'over yonder!
O yüzden oraya gidiyoruz.
So that's where we're going.
En azından, o otele varana kadar ben oraya gidiyoruz sanıyordum.
At least, I thought that's where we were going... until we went into this hotel.
- Neden oraya gidiyoruz Jim?
- But why go there, Jim?
Paul'un oraya gidiyoruz.
We're going to Paul's.
Biz oraya gidiyoruz.
That's where we're headed!
Nehir kıvrımının ötesinde bir yerleşke var. Oraya gidiyoruz.
There's a settlement up around the bend of the river.
Oraya gidiyoruz. Mısırlar büyümüş oluyor ocaklar yanıyor ama ortalıkta kimse olmuyor.
We go there, the corn is growing, a fire in the hearth, and no one.
Kaliforniya, oraya gidiyoruz.
California, that's where we're going.
Tam da oraya gidiyoruz.
That's where we're going.
Yarın, oraya gidiyoruz.
Tomorrow, that's where we're heading.
Sana söylüyorum oğlum Marty, bu hafta sonu oraya gidiyoruz Ve ben öyle güzel kafayı bulacağım ki...
And I'm tellin'you, Marty boy, we're goin'up there this weekend, and I'm gonna get so roaring', stinkin', no-good drunk...
- Margot ve ben de oraya gidiyoruz.
That's where Margot and I go.
Oraya gidiyoruz.
We're going down there.
Oraya gidiyoruz, evlat. Doldur.
We're getting there, boy.
Peki niye oraya gidiyoruz?
Then why are we going there?
Şimdi oraya gidiyoruz.
We'll go there now.
Oraya gidiyoruz.
We're headin'there.
Yukarıda kimin neye ihtiyacı olacağı belli olmaz. - Oraya gidiyoruz, değil mi?
You never know Who might need Something up there.
- Oraya gidiyoruz, Bay Bookman.
U p there? U p there, mr.
Şimdi biz de oraya gidiyoruz.
That's where we're going now.
Yarın oraya gidiyoruz.
We transfer there tomorrow.
Rüzgar bizi nereye atarsa oraya gidiyoruz!
The zephyr has wafted us off our course
Oraya gidiyoruz.
TO A PLACE CALLED EARTH.
Rüzgar nereye götürürse oraya gidiyoruz Bay Spilett.
Wherever the wind takes us, Mr. Spilett.
Ne tuhaf, biz de oraya gidiyoruz.
- Funny. That's where we're going.
Biz de oraya gidiyoruz zaten, değil mi, Colin?
Me as well. We're going to, aren't we, Colin?
Biz de oraya gidiyoruz.
We go there so go.
Biz de oraya gidiyoruz.
That's just where we're headed.
- Evet, oraya gidiyoruz.
- Yes, that's where we're going.
Nereye istiyorsan oraya gidiyoruz.
We'll go wherever you want.
İşte oraya gidiyoruz.
That's where we're going, darling.
Aslına bakarsanız şu anda oraya gidiyoruz.
As a matter of fact, we're going now.
Belkide oraya gidiyoruz.
Perhaps we were going there.
Biz de oraya gidiyoruz.
That's where we're goin'.
Neden oraya gidiyoruz?
Why are we going to the Blue Gypsy?
Oraya gidiyoruz. Kırmızı Alarm'a geç.
Then we've got him.
Bu gece oraya gidiyoruz.
Tonight we're going fishing.
Oraya doğru gidiyoruz.
We are moving.
- Oraya mı gidiyoruz?
Is that where we're going?
Şu anda oraya doğru gidiyoruz.
That's where we're heading right now.
Oraya bir iş için gidiyoruz.
We're going down the line to do a job.
Şimdi oraya gidiyoruz.
We're going over there.
Baba, oraya mı gidiyoruz?
Papa, are we going there?
- Şimdi oraya mı gidiyoruz?
- We're going there now?
Biz oraya ne aramaya gidiyoruz?
What do we go to seek?
Oraya balık tutmaya gidiyoruz.
We go there to fish.
Şimdi oraya mı gidiyoruz, Lepingsville'e?
Well, is that where we're going now, this Lepingsville?
- Oraya gidiyoruz.
We go there
Oraya gidiyoruz.
Goin'over there.
gidiyoruz 1350
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya gidin 38
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitme 62
oraya giremezsin 27
oraya geç 17
oraya gidemem 20
oraya gittim 26
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitme 62
oraya giremezsin 27
oraya geç 17
oraya gidemem 20
oraya gittim 26
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27