Oraya giremezsin tradutor Inglês
200 parallel translation
- Evet ama oraya giremezsin.
- Yeah, but you can't go in there.
Oraya giremezsin.
You can't go in there!
Oraya giremezsin.
You can't go in there.
Oraya giremezsin!
You can't go in there!
- Oraya giremezsin.
- You can't go in there.
Oraya giremezsin delikanlı!
You can't go in there, boy!
Hey, oraya giremezsin!
Hey, you can't go in there!
Skippy, oraya giremezsin.
Skippy, you can't go in there.
- Bir dakika, oraya giremezsin.
Hey, just a minute, mister. You can't go in there.
Oraya giremezsin!
You can't just go in there!
- Larry, oraya giremezsin!
[Crockett] Larry, you can't go in there.!
Şu an oraya giremezsin
- Hey, you can't go in there right now.
Hey buraya gel. Oraya giremezsin.
- Here come out of there You can't go in there!
Oraya giremezsin!
You can not go in there!
Oraya giremezsin.
You can't be in there.
Hey, oraya giremezsin!
You can't go in there!
Hey! Oraya giremezsin!
Hey, you can't go in there.
Oraya giremezsin.
You can't get in there.
Oraya giremezsin.
- No, you can't go in there.
- Oraya giremezsin.
- You can't go back there.
Bess, oraya giremezsin.
BESS, YOU CAN'T GO IN THERE.
- Oraya giremezsin!
- You can't go in there!
Oraya giremezsin.
You can't go in thefe.
- Bak, oraya giremezsin.
- Look man, you can't go in there.
Oraya giremezsin Angela!
- Angela, you can't go in there.
Hayır, tekrar oraya giremezsin!
No, you can not go there again!
- Oraya giremezsin.
- You cannot go in there.
Dur biraz, oraya giremezsin
Wait. You can't go in there.
- Yanında yetişkin olmadan oraya giremezsin. - Kumar oynamayacağım.
- Sorry, no kids allowed to the casino, either.
Nasıl böyle birşeyi saklayabilirler Yine de oraya giremezsin
How could they hope on hiding anything? You can't get in there anyway. They have swipe cards.
- Oraya giremezsin dostum.
- You're not going in.
Oraya giremezsin.
You won't be able to access...
Oraya giremezsin.
You may not go in there.
Oraya giremezsin. Özür dilerim.
- Sorry, won't happen again.
Oraya giremezsin.
Hey, you can't go in there.
Oraya bununla giremezsin.
You cannot get in with this.
Oraya sen giremezsin.
You can't be going over there.
Fakat oraya çıplak giremezsin.
But you cannot enter that place naked.
- Oraya giremezsin.
you can't go in there.
Oraya silahla giremezsin.
You can't go in with a gun.
- Oraya asla giremezsin. - Sen girersin.
- You'll never get in there.
Oraya giremezsin!
Stop!
Oraya yine giremezsin!
You can't go back in there!
Tatlım oraya öylece giremezsin!
Hon, you can't just go in there.
Oraya öylece giremezsin.
I can't just walk in with it.
Turniklere yaklaşıyorsun oraya geldiğinde... adama 2 $ vermen gerektiğini biliyosun yoksa içeri giremezsin... ama oraya geldiğinde herşey ters gidiyor.
You approach the turnstiles and know that when you get there... you have to give the man two dollars or he won't let you inside... but when you get there everything goes wrong.
Oraya öyle giremezsin.
You can't go in there like that.
- Oraya doğruca giremezsin.
- You can't just walk in and...
Evet, sen giremezsin oraya.
Yep, but you can't go in there.
Hayır, Sana diyorum ki, oraya bana büyük bir Güneyli karşılaması vermeden giremezsin.
No, I'm telling you, you cannot go in there without giving me a big Southern welcome.
Oraya giremezsin. - Bebeğim, üstüne bir şey al. - Özür dilerim.
You can't go in there!
oraya giremezsiniz 51
giremezsiniz 38
giremezsin 31
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya koy 38
giremezsiniz 38
giremezsin 31
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya koy 38
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27