Saat sekizde tradutor Inglês
430 parallel translation
Saat sekizde hazır olsun.
Have it ready at 8 : 00.
Eğer fikrinizi değiştirirseniz ve üçüncü davetimi kabul ederek geleneklerimizi öğrenmek isterseniz saat sekizde akşam yemeğimiz var.
If you should change your mind, if you would follow our custom of accepting third invitations, we are having dinner at 8.
Bu gece saat sekizde.
8 : 00 tonight.
Saat sekizde burada olurum.
I'll be here at eight.
Diyordum ki 4 Temmuzda Key West'te... üç yıl önce saat sekizde...
I was just saying, Key West, the Fourth of July... three years ago at 8 : 00. I got that in.
Saat sekizde efendim.
Eight o'clock, sir.
Saat sekizde.
Eight o'clock.
Dinlen Casey, saat sekizde rapor ver.
Knock off, Casey, and then report back at eight.
- İstemiyorum. - Ama doktor saat sekizde yemeni söyledi. Acıkmadım.
- But the doctor says... I should eat by eight
Saat sekizde orada buluşuruz.
I'll meet you there at 8 : 00.
Saat sekizde en geç, iyi mi?
By the eighth hour, is that the uttermost?
Saat sekizde bir randevun var.
Your engagement is at eight o'clock
Saat sekizde, tamam.
Eight o'clock? Very good.
Tamakoto'nun Bay Sumiya ile saat sekizde randevusu var.
An engagement for Tamakoto, Mr Sumiya at eight o'clock
İlk gösteriniz bu akşam saat sekizde.
Your first performance is tonight at eight o'clock.
Cookie, arabaları ayarla, bu akşam saat sekizde biraz eğleneceğiz.
Cookie, get some cars, and we'll have some kicks tonight about 8 : 00.
Saat sekizde.
Eight o'clock?
Benim süitte saat sekizde içki, sekiz buçukta da yemek yiyeceğiz.
We'll have cocktails at 8 : 00 and dinner at 8 : 30, all in my suite.
Saat sekizde istasyonda buluşalım.
Let's meet at the station at 8.
Saat sekizde istasyonda.
The station at 8.
- Saat sekizde olması gerek, yedi değil.
- It was eight o'clock, not seven.
Senin kongreye aday olduğunu biliyor. Ben de senin uçak geminin Cuma saat sekizde burada olacağını. Görevinin başına döneceksin.
He knows you're running for Congress and I know your carrier is due Friday at 0800 when you'll be returned to duty.
Sabah saat sekizde şehirde tek bir birey dahi kalmayacak.
At eight in the morning, There shall not be a single soul left in the city.
Saat sekizde ne yapıyorsun?
Do I pick you up at 8 tonight?
Kızın saat sekizde evinizde olmasına çalışacağım.
I'll try to have her at your place by eight o'clock.
Seni saat sekizde alacağım.
I'll pick you up at eight o'clock.
Seninle saat sekizde görüşürüz.
I'll see you at eight.
Akşam yemeği saat sekizde, bay Von Basil.
Dinner is at 20 o'clock, sir von Basil.
Saat sekizde bir tren var, ona binip git.
There's an 8 : 00 train. Get on it.
Saat sekizde Marusan Deposunda.
At the Marusan Warehouse by 8 o'clock.
Bu sabah saat sekizde oradan geçmesi gerekiyordu!
He was scheduled to pass here before 8 this morning!
- Evet, Doktor, saat sekizde.
- Yes, Doctor, eight o'clock.
Sonra Ritz Pavilion'da bir masa ayırtın ve Bayan Boyer'i arayıp saat sekizde onunla orada buluşacağımı söyleyin.
Then reserve a table at the, uh, Ritz Pavilion and call Mrs Boyer and have her meet me there at 8 o'clock.
Saat sekizde Hibiya'ya bir tane gönderin.
Send one to the Hibiya at 8 : 00.
Yarın sabah saat sekizde Denzuin Tapınağı'ndan yola çıkacağız.
Tomorrow morning at eight. We'll depart from Denzuin Temple
Saat sekizde.
Don't be late tonight.
Gelirse eğer bu gece saat sekizde nöbet değişimi sırasında onları ikna etmen gerekecek.
If it comes by 8 : 00 tonight when the watch changes... then you will have to persuade them.
- Yemek saat sekizde yanında da D-A-O ve A'sı şapkalı yazılan ve Dang diye okunan bir Portekiz şarabı var.
- Dinner will be served at 8 : 00... with a Portuguese wine spelt D-A-O... with a twiddle over the "A" and pronounced "dang."
Saat sekizde bu salonda son sınıf öğrencilerinin sizin için hazırladıkları gösteri başlayacak, saat sekizde.
To this hall, where at 8 o'clock, 8 o'clock, the performance will start that the final-year pupils have organised for you.
Saat sekizde.
Eight o'clock.
Akşam yemeği saat sekizde yenecek.
I will have dinner at precisely 8 : 00.
Saat sekizde uyandım.
I got up at eight o'clock.
Sabah saat sekizde buluşup hepsini inceleriz.
I'll meet you at the office at 8 : 00 in the morning.
Saat sekizde ranzasında olmayan, geceyi hücrede geçirir.
Any man not in his bunk at 8 : 00 spends the night in the box.
Yarın sabah saat sekizde.
Eight o'clock tomorrow morning.
Yarın akşam. Saat sekizde... Bana Mösyö Legrain'in imzasını getirin.
Tonight at 8 you give me Mr Legrain's signature.
Saat sekizde.
8 : 00.
- Yarın saat sabah sekizde, Hemşire.
- Eight o'clock tomorrow morning, Nurse.
Ellen sekizde dedim ve daha saat sekiz olmadı.
Ellen, I said eight o'clock, and eight o'clock it shall jolly well be.
Saat sekizde.
Uh, 8 : 00.
Saat tam sekizde buradaydım.
I was here at eight o'clock sharp.
sekizde 26
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 22 41
saat 2 157
saat 5 177
saat 8 244
saat 21 38
saat 20 32
saat 07 28
saat 10 325
saat 13 39
saat 22 41
saat 2 157
saat 5 177
saat 8 244
saat 21 38
saat 20 32
saat 07 28
saat 10 325
saat 13 39
saat kaçta 135
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat kaç oldu 54
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat kaç oldu 54