Sadece ben değil tradutor Inglês
981 parallel translation
Sadece ben değil, onlar da pek rahat edemeyecek.
Not just me, they may find it crowded too.
Sadece ben değil...
Not only mine...
Sadece ben değil tüm Cefalu halkının onuru zedelendi.
Not only had I been dishonored, but the entire Cefalù household :
Sadece ben değil, onbinlerce Ronin benim kaderimi paylaşıyor.
Not only I, tens of thousands of ronin share my fate.
Sadece ben değil.
And lots of others.
Tabii ki, çok hayal kırıklığına uğramıştım. Sadece ben değil...
Naturally, I was really disappointed.
Sadece ben değil, benim motelim var.
Not only me, because I have the motel.
Önemli değil. Sadece korktun. Kuduz bir köpek peşime düşse ben de altıma işerdim.
If there was a crazy dog after me, I would pee in my pants too.
Eğer ben bilsem, sadece bilmiş olsam bir "sihirbaz" la değil... belki senin yerinde ben bir Profesörün... karısı olurdum. Belki,...
If I had only had known you then... instead of this'magician'... perhaps I'd be the wife of a Professor instead of...
Sadece Snow'u değil, Manny Arnold'u da ben öldürdüm.
I not only got Snow, but I killed Manny Arnold, too.
Şunu anlamalısınız, ben adamlarımın o silahları gösteriş olarak taşımasını değil çetelerin bir federal ajan gördüğü zaman onun her daim tetikte ve sadece öldürmek için ateş etmeye hazır olduğunu bilmelerini istiyorum.
Now, understand, I don't wanna make them a group of quick-trigger men but I do want the underworld to know that when a federal agent draws his gun he's ready and equipped to shoot to kill with the least possible waste of bullets.
Hayır, ben bir soyguncu değil, sadece bir baş belasıyım.
No, I'm not a highwayman, just a nuisance.
Ben sadece politika için değil, hayatım için savaşıyorum.
I'm fighting for my life, not just my political life.
Sen değil, sadece ben.
Not you, just me.
Ben sadece gururlu ve mutlu olduğumu.. .. ve bu büyük onuru başardığım şeyler için.. .. verilen bir ödül değil, daha başarmam gereken şeylere..
Let me say only that I am proud and happy, and that I regard this great honor not so much as an award for what I have achieved, but as a standard to hold against what I have yet to accomplish.
Sadece sen ve ben, değil mi, Poldi?
It's just you and me, huh, Poldi?
Sabırsız olduğum için değil, sadece ben...
It is not that I am impenitent ; it's just that I -
Umulmadık bir tutkuyla uyanma olasılığı, ben yaştaki biri için sadece rahatsız edici değil daha ziyade mucizevi olurdu.
The possibility of arousing unsuspected passion at my age would be not only disturbing... but rather miraculous.
Ben sadece mülk sahibi değil, aynı zamanda bu işi çekip çevirenim.
I'm the mother of the business, not just the owner of the property
Hem sadece sakar da değil, ben... -
I've not only been clumsy, I've been -
- Ben ziyaretçi değil, bu gurubun bir üyesiyim. Sen sadece bir çocuksun, ve bir şey daha!
"You can't behave like an expedition member.You are a kid and nothing more."
Nerede olduğum umurumda değil, Ben sadece nerede olduğuma bakarım.
I do not care where l've been, I only care where l am.
Gerçek ben değil, sadece karakterler var.
There's no real me, only the characters.
Sadece daha önce böyle bir şey yapmadığımdan değil, ama bana öyle geliyor ki, ben veya bu durumda bir başkası 13 yaşındaki bir kızın içini dökmesiyle ilgilenmez.
Mot only because I have never done so before but because ít seems to me. neíther I. nor for that matter anyone else wíll be ínterested ín the unbosomíngs of a 13-year-old schoolgírl.
Ben sadece yetenekli değil, aynı zamanda dahiyim.
I'm not just talented, I'm geniused.
Beni incitebileceğin anda incittin ben sadece bir paçavrayım senin erkeğin değil
You like to hurt me when you can I'm just a rag and not your man
Ben sadece bilgiyi sağlarım, kaynağı değil. Doğru değil mi Komiserim?
I just supply the information, not the source, right, Captain?
Ben sadece itaat etmesini değil,..
I don't want her just to obey.
Ben sadece sizin rahibiniz değil aynı zaman da arkadaşınızım.
I'm not only your confessor but your friend.
Fakat, ben sadece bu evin diğer yüzünü görmek istiyorum, senin değil.
But I just want to see the last of this house, not of you.
Sadece bayan Tremaine yüzünden değil, doğru, ben çalışıyorum ve aptalım.
It's not only Miss Tremaine. I am a working girl and a boob.
Bu yer benim değil. Ben sadece buraya bakıyorum.
I don't own it, I just look after it.
Sadece bu kez sen değil ben haklıyım.
Only this time, you are wrong and I'm right.
Ben de onlara benzemiştim, tüm kusurlarıma rağmen. Sadece kendi kusurlarıma değil, benim dünyamın da kusurlarına rağmen.
I was like all the others, maybe with many faults
Ben sadece bu sahne için en iyi olanı düşünüyorum egomu değil.
I am only thinking of what would be best for this scene, not the ego.
- Hayatım boyunca çok yatak gördüm ancak hiç bir zaman... ben... sadece.. - Güzel, değil mi?
- I've seen some beds in my time but I never...
Ben, sadece seni değil, adını ve unvanlarını da seviyorum.
I love not only you, but also your name and your numeral.
Ama bu benim suçum değil ki, ben sadece okuyorum.
It's not my fault, Rabbi, I only read it.
Ben sadece modası geçmiş bir karakterim, fazlası değil.
I'm just an outmoded character, nothing more.
- Bilirsiniz işte, Yani resmi bir şey değil Ben sadece... nasıl söylesem ucu açık şeyleri birbirine bağlayabilmek için.
You know, I mean, nothing official. It's just that, you know, I have this, uh, bug... about tying up loose ends.
Ben sadece arabayı kullanmak için buradayım, rol yapmak veya çene çalmak için değil.
I'm only here to drive, not act. Or talk. Just drive.
Ben sadece mitralyözün peşindeyim bayım, Kutsal Kase'nin değil.
I'm not looking for the Holy Grail, just a Gatling gun, sir.
Ben ondan eski nişanlın olarak değil, sadece küçük maçımızı düzenleyen biri olarak söz ediyorum
I only mention her as the person who arranged our little match, not as your ex-fiancée.
Ben sadece o konuda değil başka konularla konusuruz diye düşünmüstüm.
Only me, doesn't let talk!
Sadece ben değil, hepimiz değiştik
I'm not the only one We've all changed
Ben de. Bu reis için sadece bir futbol maçı değil.
So am I. This isn't just a football game to the warden.
- Ben sadece kendi çocuklarımı değil...
- I not only love our kids...
Sadece sen değil... ben bile kim olduğumu bilmiyorum!
But now it seems I don't know much about you lt's not only you Even I don't know who I am
Ben sadece bugünkü... hayranlarım için değil, onların çocukları... ve torunları için de öleceğim.
I'm not going to die... only for my fans of today... but for their children and grandchildren.
Geriye hakaretlerinize ses çıkarmayan, sadece ben kaldım. Ama bu sizi sevdiğimden değil.
I'm the only one who kept mum at the constant affronts.
- Başka biri değil, sadece ben.
- No, not anyone else, just me.
sadece benim 48
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben varım 32
ben değilim 366
ben değildim 222
ben değil 585
değil mi 44479
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben varım 32
ben değilim 366
ben değildim 222
ben değil 585
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32