English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Sen bakar mısın

Sen bakar mısın tradutor Inglês

169 parallel translation
Kraliyet Süiti'ne sen bakar mısın?
Take care of the Royal Suite.
- Gerald, sen bakar mısın?
- Gerald, take that call, will you?
Spagettiye sen bakar mısın? Yapışmasın.
Kindly look at the spaghetti, it's gonna stick!
Sen bakar mısın?
Could you do that?
Banadır, sen bakar mısın.
If it's for me, I'll take it.
Oh, Tom, ona sen bakar mısın?
Oh, Tom, would you get that?
Sabah benim yerime sen bakar mısın?
Can you take care of my morning shift?
Sen bakar mısın, Mona?
MAN : You wanna get that, Mona?
Sen bakar mısın?
Can you get it?
Sen bakar mısın tatlım?
You get it, darling.
Sen bakar mısın?
Could you get that?
Bara sen bakar mısın? Arabamdan bir şey alacağım.
Hold the bar down here for a minute, will ya?
Şu müşteriye sen bakar mısın?
Would you finish that sale?
Sen bakar mısın?
Could you...
Sen bakar mısın Peg?
Get that, will you, Peg?
Anneme bir şey olursa, bana sen bakar mısın?
Peyton, if something happens to my mommy, would you take care of me?
Sen bakar mısın?
Can you get that for me?
Tommy, bu gece Crowe'un yerine sen bakar mısın?
Tommy, could you take over for Crowe through tonight... just till I get my head fucking straight here?
Tatlım, sen bakar mısın?
Honey, can you get that?
Bir de sen bakar mısın, lütfen.
Then look for them please, as I can't see them.
- Sen bakar mısın?
- You want it?
Yoldaş, çocuğa sen bakar mısın?
Comrade, could you take him?
Sen bakar mısın?
Listen to it.
Louise, ben işimi yaparken ona sen bakar mısın?
Louise, can you hold on to her while I do my work?
Marge, sen bakar mısın?
Marge, you got that?
Sen bakar mısın canım?
Could you handle it, please?
- Anna, sen bakar mısın?
- Anna, can you take a look?
Sen bakar mısın? Tabii.
Could you take over?
- Carter, sen bakar mısın?
- Carter, you want to do that?
Sen bakar mısınız?
Could you get that, please?
- Carter, sen bakar mısın?
- Carter, you got it?
Ben bakarım, sen yorulmuş olmalısın.
I'll go. You must be tired.
Tatlım, Sen, şu parıltılı ayak parmaklarını kıvırdığın zaman benim kravatıma kim bakar?
Listen, honey, when you flip on those twinkle toes, who's going to be looking at my tie?
Lestrade, sen Kaptan Simpson'un tabancasını alıp ona bir bakar mısın?
Lestrade will you pick up Captain Simpson's revolver and have a look at it?
- Sen kendi işine bakar mısın?
- Would you mind your own business?
Elaine, sen de şuraya bakar mısın?
Elaine, how about you looking over there?
Bakar mısın sen.
Imagine that.
Ben Walter'ı ararken sen vagona bakar mısın?
Will you watch that car while I call Walter?
Sen bakar mısın Bud'ın derdi neymiş?
Could you go see what Bud wants?
Bud, sen icabına bakar mısın?
Bud, could you take care of that, please?
Brad, sen Sara'ya bakar mısın?
Brad, will you watch Sara?
Sen bakar mısın, canım?
Get that, will you, sweetheart?
Bana uyar, ben işime bakarım ve sen de o lanet olası narin kalbini götüne sokup mezarlığı boylarsın.
That's fine, I do is my business... and you take your fucking righteous heart with you to the grave.
Sen kendi lanet işine bakar mısın?
Would you mind your own goddamn business?
Sen ve Rub iki günlüğüne yerime bakar mısınız?
Could you and Rub spare me for a couple days?
Sen işine bakar mısın?
Can you please do some work?
- Sen kendi işine bakar mısın?
- Could you mind your own business.
- Bakar mısın, sen.
- Excuse me, you. What's your name?
Sen bakar mısın?
Do you?
Sen işine bakar mısın?
Will you stay out of this?
Sen kendi işine bakar mısın?
Will you mind your own business?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]