Sen benim karımsın tradutor Inglês
254 parallel translation
Beni odandan attın, annene kaçtın... şimdi ise benden nefretle korkuyorsun, Sen benim karımsın.
You throw me out of your room, run off to your mother's... now you shrink away from me as though you hated me. You're my wife.
Sen benim karımsın.
You're my wife!
Bak, burası benim evim ve sen benim karımsın ben nerede, sen de orada.
Listen, this is my home and you are my wife, and you are here because I am.
- Sen benim karımsın.
- Hey, you're my wife.
Sen benim karımsın.
You're my wife.
Sen benim karımsın ve servetimin...
You're my wife, and fortune...
Sen benim karımsın!
You're my wife!
Sen benim karımsın, Joanna.
You're my wife, Joanna.
- Sen benim karımsın.
- You're my wife.
Börte sen benim karımsın artık. Ve çeyizin bana ait.
I have taken you for wife, Bortai, and I take your dowry.
Sen benim karımsın hayatım.
You're my wife, honey.
Sen benim karımsın ve ben ne dersem onu yapmak zorundasın, ben ne dersem!
You're my wife and you'll do as I tell you, do as I tell you!
Ben de sana bir şey açıklayayım Maria. Sen benim karımsın.
And I should explain to you, Maria, that you are my wife.
Sen benim karımsın, Ben senin kocanım.
You're my wife, I'm your husband.
Sen benim karımsın.
You are my wife.
- Sen benim karımsın.
- You're my wife!
Halen sen benim karımsın.
You're my wife now.
Sen benim karımsın, bana aitsin.
You are my wife, you belong to me.
Sen benim karımsın, ve önemli olan tek şey bu.
You're my wife now, and that's all that matters.
- Sen benim karımsın!
- I'm your wife!
Maria... Sen benim karımsın.
You're Maria... and you're my wife.
Sen benim karımsın, hizmetçim değil.
You're my wife, not my servant.
Bak, sen benim karımsın ve seni seviyorum. Başına birşeyin gelmesini istemem.
Listen, you're my wife and I love you and I don't want anything to happen to you.
sen benim karımsın.
You are my wife.
Ama Francine, sen benim karımsın. Kocalar böyle şeyler yapar.
But, La Francine, you're my wife, and you're allowed to "arrange" your own wife...
Kabullen artık, sen TV deki kız kadar dahi güzel olsan, ben yine seni yok sayardım... çünkü sen benim karımsın.
I mean, let's face it, even if you were beautiful like that girl on TV, I'd still ignore you... because you're my wife.
Tanrı aşkına, sen benim karımsın!
To hell with the future. I'm talking about now, Steve.
Sen benim karımsın ve seni seviyorum, ve eğer bunu kanıtlamam gerekiyorsa seninle yüz kere evlenirim.
You're my wife and I love you, and I'll marry you a hundred times to prove it if I have to.
Sen benim karımsın.
You ´ re my wife.
Ama sen benim karımsın ve Cindy'den de daha güzelsin. Bu yüzden artık eve dönebilirsin.
But you are my wife, and you're prettier than Cindy, so you can come home now.
Sen benim karımsın.
You are my wife, after all.
Sen benim karımsın, ve ne dersem onu yapacaksın.
You're my wife. You do as I say.
Marge, sen benim karımsın ve seni çok seviyorum ama sen hayal ürünü bir dünyada yaşıyorsun.
You're my wife and I love you very much but you're living in a world of make-believe.
Sen benim karımsın Tanrı aşkına.
I mean, you're my wife, for Christ's sakes.
Bu harika. Ve hayır bunu kabul etmeyeceğim. Çünkü sen benim karımsın.
And no, I'm not gonna deal with it, because you're my wife.
Sen benim karımsın. Olimpiyat şampiyonunun karısısın.
You're my wife, wife of an Olympic champion.
Sen benim karımsın, tamam mı? Nasılsan seni öyle seviyorum.
You're my wife and I love you the way you are.
- Sen benim karımsın, ve seni seviyorum!
- You're my wife, and I love you!
Sen benim karımsın ve öyle de kalacaksın!
And that is how you will remain!
Ben senin kocanım ve sen benim karımsın! 10 yıldır birlikte yaşıyoruz!
I am your husband and you are my wife!
Sen benim karımsın.
You're my wife. I belong with you.
Sen benim karımsın ve senin için güçlü olmak istiyorum.
Exactly, you're my wife, and I want to be strong for you.
Sen benim karımsın.
My wife.
Sen hala benim karımsın.
You're still my wife.
Sen öz be öz şerefli karımsın benim. Kasvetli yüreğime can getiren yakut damlaları gibisin benim için.
You are my true and honorable wife, as dear to me as are the ruddy drops that visit my sad heart.
Ne yapmış olursan ol, sen hala benim karımsın.
No matter what you've done, you're still my wife.
Sen zaten benim karımsın.
You are already my wife.
Sen Shige yani benim karımsın.
You are Shige You are my wife
Sen benim sadece karım ve metresim değil, aynı zamanda sırdaşımsın.
You're not only my wife and my mistress - - You're also - - my confidant.
Sen, benim karımsın.
You're my wife.
Sen rahatlığı hep benimle birlikte buluyorsun çünkü sen benim biricik karımsın.
You always relaxing with me,'cause you're my lovely.
sen benimsin 132
sen benim her şeyimsin 20
sen benim 28
sen benim kardeşimsin 32
sen benimle gel 72
sen benim en iyi arkadaşımsın 22
sen benim dostumsun 44
sen benim arkadaşımsın 26
sen benim babamsın 18
sen benimle geliyorsun 20
sen benim her şeyimsin 20
sen benim 28
sen benim kardeşimsin 32
sen benimle gel 72
sen benim en iyi arkadaşımsın 22
sen benim dostumsun 44
sen benim arkadaşımsın 26
sen benim babamsın 18
sen benimle geliyorsun 20
sen benim oğlumsun 30
sen benim babam değilsin 18
sen benim annem değilsin 16
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen bir tanesin 30
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen benim babam değilsin 18
sen benim annem değilsin 16
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen bir tanesin 30
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132