Senin evinde tradutor Inglês
935 parallel translation
- Sadece senin evinde mutlu oluyorum?
I'm happy only at your house!
Senin evinde olmak güzel bir duyguydu.
It was so beautiful in your house.
Ve çember tamamlandı, dedikleri gibi, tam da senin evinde ve... Ne çemberi?
And the circle is completed, as they say, right in your house and... what circle?
Senin evinde?
Your house?
Senin evinde kalsın.
Let him stay at your place
Senin evinde kimseyi ısırmaz.
It won't bite anyone at your house.
Tomek niçin senin evinde uyumak istedi?
Why did Tomek want to sleep at your house?
Senin evinde çalışan sıradan bir hizmetçiydim.
For me it wasn't easy calling you Bengt, but I had to do it in front of them.
Senin evinde çalışırız.
We could work at your place if you want.
Senin evinde mi?
Your house?
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı.
Mother told me how kind you were to her when she stayed at your place.
- Muhtemelen senin evinde. - Bunda ne kötülük var?
Suppose we did live in my house.
O zaman, senin evinde.
At your place, then.
Senin evinde mi?
At your place?
Senin evinde mi?
At your house?
Bunu dün gece senin evinde öğrendik.
We learned that last night at your house.
Benim evimde, senin evinde.
Your place, my place.
Bir saat sonra senin evinde olur, sözümü dinle.
That guy will be at your place with the money ready in no time. Believe me.
Senin evinde.
At your place.
- Senin evinde biraz dinlenebilsem...
- Maybe if I could rest at your place...
Sonsuzluğu senin evinde paylaşayım
To share eternity in that house of Thine
O zaman gelip senin evinde uyuyabilirim.
I could come and sleep at your house, then.
- Bana bir içki ısmarladın. ve geceyi senin evinde geçirdim. Sıkı çalıştım.
You bought me a drink and I spent the night in your apartment, doing things I haven't done with anyone since.
- Senin evinde buluşmamızı istiyor.
Tap, tap, tap on the shoulder.
Birkaç gece senin evinde kalacağım.
I'll sleep at your house for a few nights.
Senin evinde istediğim birisi var.
You have someone in your house that I want.
Acaba senin evinde mola verip geceyi geçirebilir mi?
I wonder if he could stop at your house and spend the night.
Daha sonra senin evinde içeriz.
It's all right, baby. We'll drink it later at your house.
Sence senin evinde para kazanmam mümkün olacak mı?
You think I'll be able to make money atyour place? .
Senin evinde katillerin olduğunu kimse tahmin edemez.
Nobody will guess that the killers are atyour place.
Senin evinde geçirdiğimiz akşamdan bir gün sonra tanıştık.
I met her the very day after that evening at your place.
Yüz sterlin şimdi yüz sterlin de akşam senin evinde.
A hundred pounds now, and another hundred at your place tonight.
O halde gelip senin evinde kalmalarına ses çıkarmazsın, değil mi?
Then you won't mind if they stay at your place, will ya?
Burada yiyeceğiz, senin evinde.
We will stay here, at your place.
Senin evinde ortaya çıkması senin suçun. - Niyeymiş o?
The fact that he appeared in your house is typical of you.
Onun makinesi nasıl senin evinde oluyor?
How come he keeps his razor at your place?
Senin evinde...
In your apartment?
Kızın, kendi evinde hoş bir erkekle otururken senin içeri bu kılıkta girdiğini düşünsene bir. Ayakkabılarını çıkarmış, pantolon askılarını indirmiş ve nefesin, ucuz likör kokar bir halde giriyorsun.
Suppose she were entertaining a young man and you came in with your shoes off, suspenders down, and smelling of cheap liquor.
Sadece şehir dışında bulunan bir arkadaşım olduğunu ve... evinde birkaç hafta kalabileceğini söyleyecektim. Belki o zamana dek işler senin için de yoluna girer.
I was just gonna say, I have a friend that's out of town... and you might be able to stay at his place for a couple of weeks... and maybe by then things will break a little better for you.
- Eh, senin de evinde George Washington ya da Abraham Lincoln'ün resmi vardır herhalde.
- Well, perhaps you have in your room... a picture of George Washington or Abraham Lincoln.
- Senin evinde.
- At your place.
Senin paran Joe'nun evinde.
That's right next to yours.
Bob'la senin Irene'in evinde söylediklerinizi... duyunca inanırlar.
They will when they hear the things you and Bob said to each other the other night in Irene's apartment.
- Bitmedi daha! Neyin var senin ha, misafirimizin dedikodusunu mu yapacaksın evinde?
What's come over you, backbitir guests under your own roof?
Oğlunun evinde senin için bir yer olmaması ne hüzün verici birşey.
Is a very sad thing when your son has no place for you in his house.
Evinde böyle iyi Hollanda yemekleri varken artık senin de biraz kilo alma vaktin geldi.
With such fine Dutch cooking in the house... you know, it's about time you put some flesh on those bones of yours.
Senin hakkında uzun bir şarkı-hikaye yazıp onu çay evinde söyleyecekmiş.
She like you to know that she gonna make up a long song-story about you to sing in the teahouse.
Senin nerede öleceğini biliyorum Conrad. Evinde, kendi yatağında.
I know where you'll die, Conrad, at home, in your own bed.
Düne kadar, Paolo Zani senin sahildeki evinde saklanıyordu.
Until yesterday, Paolo Zani was hiding out at your house at the seaside.
- Senin evinde mi?
At your place?
Senin Sally'nin evinde olduğunu yazmak istemem.
I don't want to print that you were in Sally's apartment.
evinde 36
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
seninle mi 82
senin adına çok sevindim 42
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
seninle mi 82
senin adına çok sevindim 42