Söylüyorum sana tradutor Inglês
6,244 parallel translation
- Biliyorum, sadece adamın anlattıklarını söylüyorum sana söz verdiğim gibi, elimizdeki bilgileri paylaşıyorum
I know, I'm just... just telling you what the man said, keeping you in the loop like I promised.
Gerçeği söylüyorum sana.
I'm telling you the truth.
Söylüyorum sana, oradan geliyor.
I'm telling you, it's coming from there.
- Ne, yalan mı söylüyorum sana?
What, do you think I'm lying to you?
Söylüyorum sana, aile işi resmen.
I'm telling you, it's a fucking family thing.
Söylüyorum sana.
I am telling yöu.
Bu kadar açık söylüyorum sana!
I ´ m telling you, plain and simple :
Söylüyorum sana, ilgilenmelisin.
I'm telling you, you need to be on top of that.
- Dedim sana, doğruları söylüyorum.
I told you I'm telling the truth..
- Sana doğruları söylüyorum.
I'm telling you the truth.
Sana söylüyorum.
I am telling you.
Tüm bunları sana neden söylüyorum?
Why am I telling you all this?
Burada senin koruyucu meleğin olarak sana şunu söylüyorum, lütfen kaç.
So I'm going to be your guardian angel here and tell you, please, just run.
Sana söylüyorum.
I'm telling you.
Sana söylüyorum, yaptığım en ateşli seksti.
I'm telling you, it is the hottest sex I have ever had.
Sana söylüyorum... sadece iyi değil..
I'm telling you... It's not just good.
Sana söylüyorum orada!
It's under there, I'm telling you!
Sana söylüyorum Charlie.
I'm talking to you, Charlie.
Sana söylüyorum.
I am talking to you.
Bu bebeğe Glen ismini koymayacağız. Sana bunu söylüyorum.
We are not calling this baby Glenn, I'm telling you now.
- Sana söylüyorum hiç sırası değil.
- I'm telling you, it is not the time.
Sana söylüyorum Bill. olabildiğince çabuk buraya gelmen gerekiyor.
I'm telling you, Bill, get here as soon as you can.
- Sana söylüyorum.
- I'm talking to you.
Sana söylüyorum, onlar şimdi çok uzaktadırlar.
_
Sana söylüyorum!
Look... Noor Mohammad Dehlvi. - ltalvi.
Bütün haftasonu kamp alanında kalacağımızı sanıyorsa sana şimdiden söylüyorum, Brooklyn'e geri döneriz.
I'll tell you right now, we're going straight back to Brooklyn if she thinks we're staying at a fucking campsite all weekend.
Sana söylüyorum ; kaldır ellerini.
Yo, hands out, now.
Bunu sana haftalardır söylüyorum.
I've been telling you that for weeks now.
Yani, sana söylüyorum, adamım, hepsi çok sikikçeydi Bu söylediklerimin hiçbirine inanmayacaksın ama...
I mean I'm telling you, man, this whole thing is so fucked up you're not gonna believe a word of it...
O çocuklar Hannah'yı kaçırdılar. Sana söylüyorum. Kendi gözlerimle gördüm.
Those children took Hannah, I'm telling you, I saw it with my own eyes.
Beni de ilgilendirmiyor. Sana söylüyorum.
Well, it's none of my business either, I'll tell you now.
Tamam mı? Sana söylüyorum, adam tam bir deli.
I told you, he's a special kind of crazy.
Sana çekip gitmede bir sorun olmadığını söylüyorum.
I'm telling you it's okay to walk away.
John, sana bunu dostun olarak söylüyorum. Polise git.
John, I'm telling you as your friend, go to the police.
Sana söylüyorum, Hammond'un başkan yardımcısıyla konuşmama dayanarak, Eğer sen bu çocuğu suçlamayacaksan, o zaman çocuğun akrabalarına bilgilendir ve o zaman onlar gelir ve çocuğu götürürler.
I'm telling you, based on my conversation with Deputy Chief Hammond, if you're not gonna charge this kid, then notify his relatives and have'em come and pick him up.
- Sana söylüyorum Mick...
- I am telling you, Mick -
Sana son kez söylüyorum.
For the last time...
Sana istediğim pizzayı söylüyorum ama pizzayla hiçbir alakası yok çünkü siz çocuğu öldürmeye gidiyorsunuz!
I'm telling you the pizza I want but it's got nothing to do with pizzas because you're going there to sort some little bastard out! Sh, sh, sh...
Sana söylüyorum... geçmişte uyuşturucu bağımlısı olan Jackie gibi.
I'm telling you - Okay, it's like, Jackie was a drug addict.
Marge, sana söylüyorum çok tuhaftı.
Marge, I'm telling you, it was so weird.
Alo, sana söylüyorum.
Hello, I am talking to you.
İşte sana söylüyorum budur.
That's what I'm saying to you.
- Sana bildiklerimi söylüyorum.
- I'm telling you as much as I know.
Sana bunları söylüyorum ama suiistimal etmeyeceğini de biliyorum.
Now, listen, I'm only telling you this because I trust you're not gonna abuse the information.
Bunu sana söylüyorum çünkü o bir şeyler yapabilirdi ama yapmadı.
Reason I'm telling you this is because, well she, she Could've done something, but she didn't.
Sana söylüyorum,... sakladığı neyse, o Lemke'nin bilgisayarında "Temiz Elle" ilgili, Kobra ile ilgili,... hatta belki Lemke'nin cinayetiyle ilgili.
I'm telling you, whatever he's hiding is on Lemke's computer - - the details about Clean Hands, Cobra, maybe even Lemke's murder.
Sana söylüyorum! .
I'm talking to you.
Sana söylüyorum, bu yasayı ben buldum!
That law is mine, I tell you!
Oh, sana söylüyorum.Gerçekten iyi bir parçaydı.
Oh, she was a good one. I'm telling you.
Dandan, sana yaptıklarını söylüyorum.
I'm telling you, the things that you did,
Sana söylüyorum.
I'm telling you this.
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sanat 96
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sanat 96
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85