Yapacak bir işim var tradutor Inglês
349 parallel translation
Yapacak bir işim var.
I have a man's work to do.
Neddie, Neddie, yapacak bir işim var.
Neddie, Neddie, have I got a job now.
- Yapacak bir işim var.
- I have some work to do.
Bu sabah yapacak bir işim var ama sonra buluşabilirim.
I've something to do this morning but I could meet you.
Yapacak bir işim var.
I have a business appointment.
Benim de yapacak bir işim var, biliyorsun.
I've got a job to do too, you know.
Hala yapacak bir işim var.
I still have something to do.
Yapacak bir işim var ve ilgi de duyuyorum.
I've got a job to do, and I'm interested in it.
Yapacak bir işim var. Sonra tekrar uğrayacağım.
I'll just run one errand and I'll be right back.
Benim yapacak bir işim var
I have a date
Yapacak gerçek bir işim var.
I got real work to do.
Yapacak bir sürü işim var, gitmem lazım!
I have things to do! Soon.
Öğle yemeği randevum ve öncesinde yapacak bir dolu işim var.
Let's get out of here. I have a luncheon date and plenty to do before.
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Excuse me, I have a million things to do.
Yapacak önemli bir işim var.
Lukey, I have... important business matters.
Yapacak bir-iki işim var zaten.
Well, I got a couple of things to do.
Bu, sana bağlı. Dinle, Doktor. Yapacak bir işim var.
Listen, Doctor, I've got a job to do, just a routine sort of thing, like rounding up every possible suspect.
Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
You know I've only got an hour, and I've got lots to do.
Ama yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of things to do.
Gerçekten yapacak bir hayli işim var.
Such a great deal, really, to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I got lots to do.
Yapacak başka bir işim daha var.
I've got something else to do.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
We just go out sometimes. We may not go out again for another year.
Çocuğu yemeğe götüreceğim, sonra hemen Roma'ya dönüyorum... çünkü yapacak bir sürü işim var.
I'II take the kid out for lunch, and then I'll immediately go back to Rome, because I have lots of job engagements.
Ne yapacak bir işim ne de gidecek bir yerim var.
I've got nothing else to do, - and nowhere to go. - ( Captain ) Miss Sullivan!
Bu sabah yapacak bir sürü işim var.
I have a lot to do this morning.
Bugün yapacak bir sürü işim var.
I've got a lot of housework to do.
Olamaz, yapacak bir sürü işim var.
Oh dear, all this work I've got to do.
Yapacak bir ton işim var.
I've got a million things to do.
Hala yapacak bir çok işim var.
I've still got a lot of work to do.
Geç kaldım, gitmem lazım. Yapacak bir sürü işim var.
I'm late and I've got a lot of work.
Öğleden sonra yapacak bir iki işim var.
I have something to do, in afternoon.
Şimdi sakıncası yoksa ben meşgul bir kadınım... gün boyunca yapacak tonla işim var.
Now, if you wouldn't mind, I'm a busy woman... with a full day's work ahead of me.
Yapacak daha önemli bir işim var.
I have something better to do.
Bir hafta yatamam ben, yapacak bir sürü işim var.
I can't spend a week in bed. I've got a lot of work to do.
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
I've a few more things to do, but it won't take long.
Yapacak bir sürü işim var.
I have so much to do!
Yapacak bir sürü işim var ve Polis vaktimi boşa harcıyor.
I have a lot of work to do, and the police are wasting my time.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
I'm very tired. A lot of important business to do.
Yapacak bir düzine işim var.
I have dozens of things to do.
Şimdi izin verirsen, yapacak daha bir sürü işim var.
If you'II excuse me, I still have a great deal to do...
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
I got a Iot to do, so we should really go ahead... don't you think?
Yapacak bir kaç ayak işim var.
A few little errands.
Yapacak bir sürü işim var.
I got work to do.
Harika. Oteldeyim ve yapacak bir sürü işim var.
Great. I'm at the hotel and I still have a lot to do.
- Yapacak bir sürü işim var.
- l got a lot to do here.
Willy, bundan sonra yapacak bir sürü işim var.
Willy, after this I still have a lot of work to do.
Yapacak bir düzine işim var.
I've got a dozen things to do.
Bu adamlarla yapacak ufak bir işim var.
I have a few matters to take up with these men.
Yapacak bir sürü işim var.
So much to do.
Saat çok geç oldu ve yapacak bir sürü işim var.
It really is late, and I have a lot I have to do. I -
yapacak bir şey yok 96
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158