Öyle biri yok tradutor Inglês
371 parallel translation
- Öyle biri yok.
- There are no such people!
Öyle biri yok.
I don't have anyone like that.
Burada öyle biri yok.
There isn't any Sergeant Reilly here.
Hayır, öyle biri yok doktor.
No, not one, Doctor.
- Öyle biri yok.
- There is none.
Öldü, yani artık öyle biri yok.
He's dead, so he doesn't exist.
Öyle biri yok.
Nobody I know of.
İnanın bana, öyle biri yok.
Believe me, he doesn't exist.
Öyle biri yok.
YES. HE DOESN'T EXIST.
- David, öyle biri yok.
- David, there is not.
- Burada öyle biri yok.
- There's no Mrs Fitzpatrick here.
- Öyle biri yok.
- She isn't here.
Tabii ki öyle biri yok.
Of course he doesn't exist.
Öyle biri yok.
She doesn't exist.
Öyle biri yok.
He doesn't exist.
- Burada öyle biri yok.
- There's no such person here.
Öyle biri yok ki.
There's no one.
- Öyle biri yok.
- She doesn't exist.
Keşke bizden önce birileri oraya gitmiş olsaydı... Ama öyle biri yok maalesef.
If only someone else had gone before us, but no one from here has left.
- Öyle biri yok.
- There isn't one.
Öyle biri yok.
There is no such person.
Burada öyle biri yok.
There's no Mr. Perrin here.
Hangi daire olduğu umurumda değil. Öyle biri yok burada.
I don't care what apartment you've got, there's no whatever-his-name-is here.
Burada öyle biri yok Beyefendi. Yanlış numara çevirmişsiniz.
Say your card number.
Dünyada öyle biri yok!
Ha! There's no such man!
Öyle biri yok - o gerçek değil, hayır.
She doesn't exist - doesn't exist, no.
İnanıp, inanmamanı önemseyenler olabilir ama, burada öyle biri yok.
There are people who care what you believe. I don't see them here.
"öyle biri yok" da ne demek?
What does that mean, "he doesn't exist"?
Burada öyle biri yok.
There's no one here by that name.
- Öyle biri yok anne.
- There's no "her", Momma.
Öyle biri yok, hiç var olmadı.
He doesn't exist, never existed!
Biz bizimkini kaybettik de. - Tanrım, kadromuzda öyle biri yok beyler..
Gee, we don't have one on staff here, fellas, but I do know a guy you could talk to.
- Toplulukta öyle biri yok.
There's nobody in the company like that.
- Öyle biri yok.
- He doesn't exist.
Öyle herhangi biri yok.
There aren't any.
Hayır, yok öyle biri.
No, there isn't anyone.
Onu hiç görmedim bile, bana göre o gerçek değil, yok öyle biri.
I've never seen him, to me he is unreal, untrue
Arabayı kiralayan Plimpton'dı, biz değildik. Öyle biri de yok üstelik.
We didn't rent the car, Plimpton did, and he doesn't exist.
Yok, hayır, Doktor öyle biri değil.
No, no, he's not like that.
Ah, hayır, Bayan Molloy, yok öyle biri. Evet, var. Annen.
Oh, no, Miss Molloy, there is no Mrs. Hackl.
Çünkü öyle biri yok.
Impossible.
Yok öyle biri.
There is no one.
Yok öyle biri.
She disnae exist.
Oyle biri yok.
He does not exist.
Yok canım, oğlunuz hiç de öyle mantıksız biri değil. Saygıyı hakkettiğinizin farkında.
Your son is not so extravagant as you think, and is amenable to reason.
Öyle biri yok! .
There's no such person.
Benden başka biri yok, öyle değil mi?
There's no one but me, is there?
- Öyle biri yok.
- I don't know any of those.
Bu sınıfta öyle isimli biri yok.
There's no one by that name in this class.
Eğer öyle biri varsa, artık yok.
If that man existed, he doesn't now.
- Hayır, öyle yardımı olacak biri yok.
- No. It was a luck to more.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65