Şüphe yok tradutor Inglês
2,335 parallel translation
Sevdiğin birine bunu yapabileceğine hiç şüphe yok, hasta orospu çocuğu!
And no doubt pass it on to your loved ones you sick son of a bitch!
Az kaldığına şüphe yok.
No doubt you've run out.
Ona şüphe yok.
No doubt about that.
Hiç şüphe yok, Albelda bu.
Albelda, no doubt.
Yine diyorum, bunda şüphe yok.
again, that is not being disputed.
Beni gördüğüne şaşırdığına şüphe yok, John Sheppard.
No doubt you're surprised to see me, John Sheppard.
Bu bir Kovan gemisi, ona şüphe yok.
It's a hive, all right.
Neşteri doğru düzgün tutamadığına artık şüphe yok.
It's no wonder you can't hold a scalpel straight.
"Şüphe yok ki insanlığın en büyük erdemleri ailenin ve onların evlerinin etrafında yaratılır, güçlendirilir ve devam ettirilir."
"there is no doubt That it is around the family " and the home that all The greatest virtues Of human society Are created, strengthened, And maintained. "
Bunda bir şüphe yok.
There's no doubt about it.
Buraya çıkmanın büyük bir cesaret gerektirdiğine şüphe yok.
We know it takes great courage for you to do this.
- Öyle hissettirdiğine şüphe yok.
- Well, it sure feels like it.
Buna hiç şüphe yok!
No doubt about it!
Hiç şüphe yok.
There's no doubt.
Şelaleden sağ kurtulsalar bile kuyruklarını kısıp eve döneceklerine şüphe yok.
Even if they survived the falls, they've no doubt turned tail and headed home.
Daha sonra, o gece Gareth Carsten'in partisinde görünüyor... davetsiz olduğuna hiç şüphe yok,
Then, later that night, Gareth shows up at Carsten's party- - uninvited, no doubt- - smashes his head in, dumps him in the pool.
Çekicin sapında ki bütün parmak izi şüphe yok ki.. ... Kent e ait değil.
Now, the full print on the shaft, that's a no-brainer, that's clearly not Kent's.
- Sahte olduklarına şüphe yok.
- Fakes, no doubt.
O kadını sevdim ona hiç şüphe yok.
No wonder I loved that woman.
Şüphe yok kardeşim.
No doubt, bro.
Hiç şüphe yok.
No mistake.
Bu saldırıda senin parmağın olduğuna hiç şüphe yok.
No doubt he saw your hand in this attack.
Şüphe yok.
No doubts.
Hiç şüphe yok, patron.
No doubt, boss.
Hiç şüphe yok okul bizim için harikaydı.
No question about it, for us school was great.
Giza'daki mısır piramitleri ve gruptaki diğer piramitleri yapanların en iyisini yaptığı... hakkındaki gerçek hakkında şüphe yok, Yıldızların dizilimi hakkında cevap verebilmek için, toplu kültürel tarzları ile yaptıkları anıtlar ile için bize ışık tutuyorlar
There is no doubt about the fact that someone really has done his best to the pyramids in Giza and the other pyramids in the group, to correspond with the positions of stars, so that mass cultuurdefiniërende monuments correspond to events in the universe.
Ölüm nedeni boğulma, bu konuda şüphe yok.
The cause of death was drowning, no doubt about it.
Hiç şüphe yok ki, ekonomik çöküş ve bunalım, kapitalizm karşıtı hareketleri güçlendirdi.
No doubt that the Crash and the Depression strengthened anti-capitalist movements.
Bu şempanzelerle olan ilintimiz konusunda hiç bir şüphe yok.
There can be no doubt about our close relationship to these chimpanzees.
Buna şüphe yok.
Without a doubt.
Hiç şüphe yok, kardeşim!
No wonder, my bro, yo!
Hiç şüphe yok ki Nathan Siebold arsenik zehirlenmesinden ölmüş.
Nathan Siebold died of arsenic poisoning.
Ona hiç şüphe yok.
They sure are.
- Ona hiç şüphe yok.
Oh, I believe he snapped.
Buna şüphe yok.
no argument there.
Kanıt elbet bulunur, bundan şüphe yok.
Eh. Legal proof will be found, no doubt.
Şüphe yok, bu Migi.
There is no doubt, this is Migi.
Hiç şüphe yok, öyleydi.
No doubt it was a miracle.
Ve nedeni hakkında hiç şüphe yok, bu biziz.
And there's no doubt about the cause. It's us.
Bizi bunalıma sürüklediğine şüphe yok.
- It's no wonder we are so depressed.
O iş konusunda ciddiyetlerini bilemem ama,... annemin çok heyecanlanacağına şüphe yok.
I don't know if they're serious about that job or not, but I think my mother would be really pumped.
Mükemmel olduğuna şüphe yok..
Ain't no doubt that shit is crazy
Çılgın olacağına şüphe yok.
Ain't no doubt that shit is crazy
Hiç şüphe yok ki benim kuramlarım, anaakım tarafından mutlaka kabul görecektir.
There is no doubt that my hypothesis will be accepted by the mainstream.
Tabii ki Ari ile birlikte % 200 yanınızda olacağız ama Lizzie'nin her şeyi halledeceğine şüphe yok.
Of course Ari and I will be there 200 % of the time, but there's little doubt that Lizzie can handle everything you need.
Ona şüphe yok.
- No doubt about that.
Bu çok fazla para, ona hiç şüphe yok.
It's abundant tin, there's no doubting it.
Artık benden şüphe etmene gerek yok.
But you don't have to doubt me now.
Hünerli olduğunu söylüyorsan, şüphe etmeme gerek yok, değil mi?
Well, if you say you're skilled then I have no reason to doubt you, do I?
Şu an itibariyle, iyi olmayacağına dair en ufak bir şüphe duymanı gerektirecek bir durum yok.
Right now, there is no reason to believe that he's not gonna be...
Henüz şüphe çekici bir durum yok ama Dr. Roh ile bağlantısından dolayı polisten onu ülkeye izinsiz giriş suçundan tutuklamasını istedik.
Nothing suspicious yet but due to her ties to Dr. Roh we asked the police to charge her on illegal residency.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65