English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Aci

Aci tradutor Espanhol

416 parallel translation
Çok aci çekiyordu.
Ella tenía mucho dolor.
Ben her gün aci çekiyorum.
Tengo dolor todos los días.
GörkemIi ve güzeI gemiIerdi ama bu güzeIIigin aItinda her geminin derinIikIerinde aci çeken insanIarin cehennemi vardi.
Majestuosas y bellas pero bajo la belleza profundamente encerrado en el corazón de cada nave un infierno de sufrimiento humano.
" O savas ve çekismeIerden degiI huzur ve bikkinIiktan ve aci çekenIeri kurtarmaktan bahsediyor.
" No habla de guerra y lucha sino de consolar al afligido y aliviar al oprimido.
Bu sekilde ölmesi aci, degil mi?
Es duro que haya acabado así, ¿ verdad?
VE İNSANLAR ACI İÇİNDE ÖLDÜLER
Y LA GENTE MURIÓ EN UNA AGONÍA.
Aci çektiriyor.
Puede hacer mucho daño.
Geciktigimiz her dakika, Helen'im aci çekiyor.
Con cada momento de retraso, mi Helena sufre.
Aci içindeki bir hayvan gibi agladi, lordum, sonra da zirhini istedi.
Lloró como un animal en pena, señor, y luego pidió su armadura.
HAYATI SEVMEKTİR, ACI ÇEKERKEN BİLE SEVMEK.
ES AMAR LA VIDA, AMARLA AUN CUANDO UNO SUFRA,
Buralarda çalistin ama yalnizca aci çektin.
¿ y qué has conseguido?
- Aci çekmek aptalliktir.
- El dolor es una tontería.
Daha iyi degil. Ama aci çekmek, ödün vermektir. Ben hersey ya da hiç diyorum.
No es mucho mejor, pero el dolor es un compromiso.
GÜZEL ANTONIO ( ACI AŞK )
EL BELLO ANTONIO
MURIEL YA DA : ACI HATIRALAR
MURIEL O EL TIEMPO DE UN RETORNO
Ve nasil oğrenileceğini bilmek senin için yuzlere daha aci, absurd ve kirli gozluklerden bakmaktir. Revizyonist okul oğretmeninin gozlukleri burjuvazinin ideolojik gucunu kuvvetlendiriyor. Komunist Parti halkin kulturunu arttirmaya karar verdi.
EDUCACIÓN... alfabetizar, saber aprender... y saber aprender supone para ti... mirar de frente el espectáculo amargo, absurdo e inmundo... el espectáculo del maestro de escuela revisionista... que colabora a reforzar la dominación ideológica de la burguesía.
Kemani kavrayabilmek ona artik çok aci veriyor.
Y desde entonces le duele mucho al apoyar el violín.
aci çekiyorum. "
Yo estoy sufriendo. "
Yabanci ekmegin tadinin ne kadar aci oldugunu, baska birinin merdivenlerini çikmanin ne kadar zor oldugunu ögreneceksin.
Te darás cuenta del gusto a sal que tiene el pan de los extraños, y cómo es de duro el camino, el bajar y subir las escaleras de los extraños.
"Çok aci ve sikinti çekerek tekrar kurulan bu sosyal baris,'sitüasyonistler'adi altinda suç tarihine giren kisiler ortaya çikip sonunu haber verene kadar birkaç sene sürdü."
Esta paz social restablecida con grandes dificultades no había durado más que unos pocos años cuando aparecieron, para anunciar su fin, aquellos que iban a entrar en la historia del crimen bajo el nombre de "situacionistas".
Bunu yapabilmek için yüreklerimizi aci içindeki diş dünyaya kapatmaliydik.
Fue necesario endurecer los corazones ante el sufrimiento del exterior.
Erkekler size acï çektirdi. Çünkü zeka, yetenek, para her seyiniz vardï.
Los hombres la han hecho sufrir porque nació con materia gris talento, dinero.
ÇİN YEMEKLERİ ACI VE BAHARATLI
"Comida china picante"
Su kayip, aci ceken ruhlar dünyada görünmez bir sekilde geziyor..
Esas almas, perdidas y angustiadas vagando alrededor de la tierra... buscando una luz divina...
Cok fazla siddet, cok fazla aci yasandi.
Ha habido demasiada violencia y demasiado dolor.
Sen dunyada aci c _ eken tek adam oIdugunu mu saniyorsun?
Crees que eres el unico que ha sufrido?
Burada hepimiz c _ ok aci c _ ektik, ama vazgec _ medik.
Todos hemos pasado por eso aqui, pero no nos hemos rendido.
Ama B.K.B. şimdiden altı tane kaybetti, sabotajı hesaba katmıyorum bile.
La ACI ya perdió seis, además del sabotaje.
Terri, bana B.K.B.'ye bağlı kamyoncuların bir listesini verebilir misin?
¿ Me das una lista de los camioneros de la ACI?
B.K.B.'ye ait kamyonlara kimlerin saldırdığını bulmak istiyorum.
Quiero averiguar quién asalta los camiones de la ACI.
Rusya'da açIık çektim, üşüdüm, zulme uğradım!
¡ En Rusia, estaba sin comida! ¡ Tenía frío! ¡ Me perseguían!
- Hic acï cekmedim.
- No sufrí nada.
Umarım yolculukta açIıktan ölmezsin.
Espero que no te mueras de hambre antes de llegar a la costa.
Derinliğimin ötesine yelken açtım fakat sadece kendi talihimiz için yeni suları araştırmak için. AçIıktan ölecek olsaydım, bir tek adamımı bile satmazdım.
Aunque hubiéramos muerto de hambre, nunca los habría traicionado.
Bundan böyle, açIık, susuzluk, ve nihayet alabora olmak.
Moriremos de hambre y de sed y nos hundiremos.
Tutkuyla, yılların açIığına
El hambre de años
ACI YOK
SIN DOLOR
En azından açIıktan ölmeyeceğim.
Bueno, de todas formas no moriré de hambre.
AçIıktan nefesi kokan biri daha.
Es un muerto de hambre...
Başınız sıkıştığında, açIıktan geberirken gelip yalvarıyorsunuz.
Cuando tenéis problemas y os morís de hambre, os arrastráis a mis pies.
Daha fazla açIığa dayanabileceğimi sanmıyorum.
Ya tengo mucha hambre.
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak.
Pero echaría a perder mi vida si no amase a un hombre cuya mente respetara cuya espiritualidad igualase a la mía y que tuviera el mismo apetito lascivo para la pasión sensual que me vuelve loca.
- Acï veriyor mu?
- ¿ Le duele?
Bu macun duyularïnïzï alacak, ki daha az acï olsun.
Esta pasta adormece los sentidos para que el dolor sea menor.
Sadece acï salya.
Sólo saliva amarga.
Ne acï.
Qué lástima.
Bir tarla atï bile, çok acï içerisindeyse tekmeler.
Incluso un caballo de tiro cocea cuando le duele mucho.
O kadar acï icinde olan her hayvanï yok etmek lazïm.
Un animal tan dolorido debería ser librado de su sufrimiento.
AçIıktan ölüyorum.
Me muero de hambre.
- B.K.B. mi?
- ¿ La ACI?
B.K.B. de nedir?
¿ Qué es la ACI?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]