Altı mı tradutor Espanhol
27,361 parallel translation
Yani var olmayan bir gemimiz ve altı yıldır ölü olan bir kurbanımız var.
Así que tenemos un barco que no existe y una víctima que lleva muerta seis años.
Dur tahmin edeyim. Soygundan senin payına düşen altınlarla mı kurdun?
Adivinaré... ¿ Los compraste con la venta de las monedas de oro?
Anlamadığım şey şu, neden dışarıdaki ortağına altınları senin için saklamasını söylemedin?
¿ Por qué simplemente no le pediste a tu socio que lo recuperara?
Yumuşak kalbi seni korumayacak. Çünkü altını aldığımızda...
Su debilidad por ti no va a salvarte, porque cuando tengamos el oro...
Altınla kaçmayı başarsanız bile arkadaşlarımın sizi bulamayacağı yer yok.
Aunque escapen con el oro... mis compañeros los encontrarán donde sea que se oculten.
Altı hafta sonra diziyi izlerken bir de baktım ALF, Jay Pritchett adındaki yakışıklı bir postacıyla küstah küstah konuşuyor.
Y seis semanas después, estaba viendo la serie. Y ALF se puso insolente con un guapo cartero llamado Jay Prichett.
Benim çatım altında? !
¡ ¿ Bajo mi techo?
Buzdolabımın altındaydı.
Estaba debajo de mi nevera.
Çatalla ve çorabımla yaptığım oltayla altından bir bonibon almaya çalışıyordum.
Intentaba pescar una Botoneta de abajo con un anzuelo que fabriqué con un tenedor y mi calcetín.
Keşke bilseydim çünkü sadece elbisemin alt kısmını ağdaladım.
Ojalá lo hubiera sabido, porque solo me he depilado hasta donde llega el vestido.
Altı yaşındaydım, değil mi?
¿ Tenía seis años, no?
Tamam, Ralph, şu ağaçların altından çıkmamız lazım.
De acuerdo, Ralph, tenemos que salir de debajo de estos árboles.
Haydi gel. Şimdi, ara caddeler acil durum araçları, enkaz ve çökmüş yollarla dolacak ; en verimli ulaşım yolu yer altından gitmek.
Ahora, las calles de la superficie que va a ser inundadas se con vehículos de emergencia, escombros, colapsado caminos- - los más eficientes medios de transporte está bajo tierra!
Pekâlâ, umarım bu sorun olmaz çünkü borular bir alt seviyeye iniyor şimdi, geçmemiz gereken kapağın, bu binlerce karıncanın altındaki olduğuna... -... kaç paraya bahse girersin?
Bueno, espero que eso no es un problema, porque los tubos bajar a un sublevel- - ahora, ¿ cuánto quieres a apostar que esa es la escotilla que necesitamos para llegar a en virtud de esos miles de hormigas?
Altı haftadan bile fazla kalan aşçımız olmuyor.
No podemos conservar a un cocinero por seis semanas.
İsim ortaklarımızdan biri altı yıl önce sizin şuan ki bulunduğunuz yerdeydi.
Uno de nuestros socios nombre vino de donde se sienta ahora en tan sólo seis años.
- Her kattaki maliyetin altındaki katın maliyetinden daha fazla olması lazım.
Cada necesidades de suelo a costar más que el nivel por debajo de ella. Lo tengo.
Eminim bir haydut takımını zekâmızla alt edebiliriz.
Estoy seguro de que podemos ser más astuto que algunos matones.
- Kilit altında mı tutuyorsunuz?
¿ Le tienen encerrado?
Aynı koşullar altında muhtemelen ben de böyle yapardım.
Es decir, dadas las circunstancias, yo, probablemente, habría hecho lo mismo.
Sırf karın güzel bir iş bulduğu için, her yıl sana... altı sıfırlı bir çek yazsalar sen de mutlu olmaz mısın?
¿ No estarías feliz si recibes seis cifras anuales por hacer nada gracias al empleo de tu esposa?
Evimi altını üstüne getirdin, karımın ödünü kopardın.
Vale, destrozaste mi casa y asustaste a mi mujer.
Şimdi, onun altında da ben varım, horoz.
Debajo de él estoy yo, el gallo.
Anahtarı ön kapıdaki boyalı taşın altına sakladım.
Hay una llave escondida... bajo una piedra pintada en la puerta principal.
- Alt katta mı?
- ¿ En la planta baja?
- Pekâlâ, altıncı katta mı?
- De acuerdo, ¿ está allí...
Seni rahatsız eden biri olursa kelebek gibi uçar arı gibi sokarım. Sonra da altın dişimle çiğ çiğ çiğnerim.
Si alguien te molesta, volaría y lo masticaría con mis dientes de oro.
- Altın yüzüğünü taktım mı tamamdır.
Ahora solo debo darte un anillo de oro.
Söyleme şeklinden anladım, altında nefret yatmıyordu.
Sé que no lo dijiste con odio.
Katılmıyorum. Jang'ı ele geçirmek için Lee'yi alt etmeliyiz sonra da Jang'ı alt etmeliyiz ki kuşların göç yolunun imarıyla ilişkili siyasileri bulalım.
Tenemos que pegar a Lee para tener a los malditos... y tenemos que golpear a los malditos... para tener a esos políticos relacionados... con el desarrollo del santuario de las aves.
- Alt kata da bakılması lazım.
Entonces abajo. Bien.
Koruma altındayım değil mi?
¿ Estoy completamente protegido aquí?
Ama önce sayfa altına aldığım metrelerce notla başlayıp sonra sayfa sayfa inceleriz diyordum.
Pero primero revisaría las diez mil notas al pie, y después vamos página a página, ¿ vale?
Altıma bir örtü aldım.
Me puse algo en torno a mi trasero,
- Kendi kızını uyku lanetinin etkisi altında bırakacak kadar mı nefret ediyorsun benden?
¿ Tanto me odias que dejarás a tu hija atrapada en un hechizo de sueño?
Gözden kaçırdığımız ise 1980 ortalarında Pakistan'dan İran'a el altından gönderilenlerdi.
Y lo que pasamos por alto fue la transferencia clandestina a mediados de los 80 de Paquistán a Irán.
Aradım, mesajlar bıraktım, hatta geceleyin kapının altından notlar attım.
He llamado, te he dejado mensajes, incluso notas debajo de la puerta por la noche.
Altı saattir oturmadım.
No me he sentado en seis horas.
Ne bileyim, altı milyon yıl dolmadan bir ara ararım işte, olur mu?
No sé, ¿ antes de que pasen los seis millones de años?
Etek boyu tam kukunun altına mı denk gelsin?
¿ Ajustar la falda justo por debajo del chichi?
O şifreyi altı ay burada yaşadım da bana vermedin.
Si ni siquiera me la diste a mí cuando viví aquí.
Altıncı masadaki New Yorklu çift hamburger eti Pat LaFrieda mı, diyor.
La pareja de Nueva York quiere saber si la carne es de Pat LaFrieda.
Dün akşam bir toplantı yaptım Kameriyenin altında
Anoche tuve una reunión En el quiosco de la plaza
Hissediyorum toprağın Ayaklarımın altından kaydığını
Siento la tierra moverse bajo mis pies
Annem, altıncı bölümde seni hırdavatçıda bir kovaya bıraktığımı öğrensin istemiyorum.
No quiero que mi madre descubra que te dejé en un cubo en una ferretería en el capítulo seis.
Altı aydır ameliyat yüzünden başımın etini yiyip duruyor.
Sí, durante los últimos seis meses, ha estado sobre mi trasero, por el procedimiento.
Bu adamın pankreasında altı santimlik bir kütle vardı ama almayı başardım. İyileşeceğini düşünüyorum.
Este tipo tenía una masa de seis centímetros en su páncreas, pero saque mucho de eso, así que creo que va a estar bien.
Hadi onu kaldırıp bacaklarını altına alalım tansiyonunu düzeltmeye çalışalım.
Sentémonos a levantarse y conseguir sus piernas debajo de ella, Tratar de obtener su presión hacia abajo.
Konuşmazsam senin beni bıçak altına yatmam için ikna etmeye çalışmanı dinlemek zorunda kalacağım.
El más hablo, menos Tengo que escuchar a usted Tratando de convencerme a pasar por el quirófano.
Biz daha fazla altın ihtiyacımız var!
¡ Necesitamos más oro!
Ben deponun altından kil bulacağım.
Voy a conseguir la arcilla de debajo del almacén.