Asla mı tradutor Espanhol
18,653 parallel translation
İyi zamanlarımızı asla elimizden alamazlar.
Nunca podrán quitarme los buenos tiempos.
Ona asla zorla sahip olmadım.
Nunca la violé.
Kuzenini hiç sevmezdim ve onunla asla yatmazdım da.
No me gustaba su primo y nunca hubiera dormido con él.
Annem mahallede asla yalnız dolaşmamamızı tembihlemişti ama hava sıcaktı ve susamıştım.
Mi madre nos había dicho que nunca camináramos solas por el vecindario, pero hacía mucho calor, y yo estaba sedienta.
Her şeye sil baştan başladım ama asla Seagate'te yaptıklarımın yanına yaklaşamadım.
Comencé otra vez desde cero, pero nunca pude replicar el incidente de Seagate.
- Umarım asla kullanmak zorunda kalmayız.
- Espero que nunca debamos usarlas.
Diamondback'i halletsek bile Cornell'in ölümünü Cage'e yıktığımız için asla bizi affetmeyecektir.
Aun si le diéramos a Diamondback, no va a perdonarnos por incriminarlo en la muerte de Cornell.
"Asla geri adım atma..."
"Nunca atrás...".
Bu insanlara genlerinin haritasını çıkarttığımı asla söyleyemem. Ama bir gün sağlıklı bir nüfusu garantiye aldığımda yalanımı anlayacaklar.
Nunca podría decirles a estas personas que tengo sus genomas registrados para marcadores específicos, pero un día, cuando tenga asegurada una población saludable, entenderán la decepción.
Çocuklarım asla bardak altlığı kullanmaz.
Mi hija nunca usa un posa-vasos.
Bir daha asla olmayacak, anlaştık mı?
¿ No va a volver a pasar de nuevo, vale?
Uykum hep hafif olmuştur. Buna rağmen rüyalarımı asla hatırlayamam. Hatta görüp görmediğimden bile emin değilimdir.
Siempre tuve un sueño ligero... aunque nunca recordaba ni mis sueños ni si había soñado.
Yaşadığım her şeyden sonra Cullen Bohannon'a karşı asla bahse girmemeyi öğrendim.
Después de todo este tiempo, he aprendido que nunca hay que apostar contra Cullen Bohannon.
İmzasını asla bulamayacağımızı söylediğinizi sanmıştım.
Pensé que dijiste que nunca encontraríamos su firma.
Tazılarım bana asla dokunmaz.
Mis perros de caza nunca me harán daño.
Şey... Senin gibi birine sahip olsaydım asla elimden kaçırmazdım.
Si tuviera a alguien como tú, nunca lo dejaría ir.
Eretria bize asla yardım etmez.
Eretria nunca nos ayudaría.
Yani asla bağırmaz mısın?
¿ Entonces nunca gritas?
Bana Tanrı varken asla yalnız olmayacağımı öğrettiğin gibi.
Como me enseñaste que con Dios nunca estoy sola.
Asla onun gibi olmayacağım.
Nunca seré como él. Nunca.
Biliyorum adamım ben asla- -
Lo sé. Y jamás haría nada...
Ben de asla öyle olmayacağından emin olacağım.
Y me aseguraré de que nunca lo seas.
Asla. Fakat ben sana kavuşacağım.
Para nada, pero pelearía contigo.
Ben bir kız çocuğuyken... Mısırların asla bitmediği göl kenarındaki bir köy hakkında hikayeler anlatıldı.
Cuando era niña, me contaban historias sobre una aldea en el lago
Asla o yeri bulamadım, Bay Katende.
Nunca encontré ese lugar, Sr. Katende.
Asla bir "usta" olamayacağım.
Nunca seré una Maestra.
Asla yeterince iyi olamayacağım.
Nunca seré lo suficientemente buena.
Buna asla ait olmayacağım!
¡ Nunca perteneceré a este ambiente!
Biliyorum, ben yalnızca fakir akrabayım ve annen benimle evlenmesine asla müsaade etmez.
Sé que solo soy la pariente pobre y que tu madre - nunca permitirá que me case con él.
Bu şerefe lâyık gördüğünüz için teşekkürler ama asla oğlunuza eş olmayacağım.
Le agradezco el honor, pero nunca seré la esposa de su hijo.
Ancak, dürüst olmak gerekirse o gece asla unutmayacağım.
Pero honestamente nunca olvidaré esa noche.
Hayır prens, bu asla planım değildi.
No. Príncipe, ese nunca fue mi plan.
Ama karım bir daha asla duyamayacak.
Que mi esposa no podrá volver a escuchar.
Bunu asla unutmayacağım.
Jamás olvidaré eso.
Ben de asla onu bulmaya çalışmamalıydım.
Y yo nunca debería hacer el intento de encontrarla.
Neden bu kadar geç kaldığımızı asla tahmin edemezsin.
Nunca adivinarás qué nos demoró tanto.
"Charles, seninle asla bebek yapmayacağım. Çünkü seni sevmiyorum. Çocuk yapmak bunu düzeltemez." demiştin.
"Oye, Charles, nunca tendré hijos contigo porque no te quiero y un hijo no va a arreglar eso".
Asla mutlu olamayacağım.
Nunca podré ser feliz.
Pekâlâ Charles, çok korktuğunu ve bir daha asla baba olamayacağını düşündüğünü biliyorum ama Eleanor'un senin değerli şeylerine bir şey yapmasına... - Yavru Boyle'larıma mı?
De acuerdo, Charles, sé que estás alucinando y que crees que nunca podrás ser padre, pero no te preocupes ; de ningún modo voy a permitir que Eleanor le haga algo a tu precioso...
Ben asla eğlenceli biri olmadım.
Nunca he sido divertido.
O atasözünü şimdi anlamaya başladım. "Asla kahramanınla tanışma."
Por fin entiendo el viejo dicho nunca conozcas a tus héroes.
- Asla gönüllü olmamalıydım.
No debería habernos ofrecido voluntarios.
Yakalanırsam asla "İçiciyim" diyerek kurtulamayacağım kadar.
Necesito bastante, para que si te atraparan con ella... no hay manera de que pueda ser... interpretada como de uso personal.
Geldiğin yer olan, Ortabatı'da insanlar, "karımı asla aldatmam" ya da "eşcinsel değilim" der.
Y de donde tú eres, en el Medio Oeste, la gente dice : "Nunca engañaré a mi esposa", o "¡ No soy gay, soy entrenador de lucha!".
Dostluğumuz derinden ve gerçekti ve seni asla yarı yolda bırakmamalıydım.
La amistad que teníamos era sincera y real y no debí abandonarte de esa forma.
Çünkü ayakkabılarımı nasıI bağlayacağımı bana asla öğretmedin.
¡ Porque nunca me enseñaste a atarme los cordones!
- ve annaeme bunun hakkında hiç birşey anlatmadım, ama oda asla sormadı, bu yüzden farketmez.
- Y nunca se lo dije a mi mamá pero ella tampoco me preguntó, así que no importaba.
Biliyorum, ben yalnızca fakir akrabayım ve annen benimle evlenmesine asla müsaade etmez.
Sé que solo soy la pariente pobre y que tu madre nunca permitirá que se case conmigo.
Yani bu, liseye geçtiğimde istediğimi yapıp başım asla belaya girmeyecek demek mi oluyor?
¿ Cuando llegue a secundaria haré lo que quiera sin problemas?
Ben asla koymak için bir yere sahip olmadım.
Nunca tuve donde ponerlo.
Saygıyla, bizim asla hiçbir şeye sahip olma şansımız olmadı
Con todo respeto, nunca tuvimos la oportunidad de poseer nada.