English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Babam gibi

Babam gibi tradutor Espanhol

3,358 parallel translation
- Niye babam gibi konuşuyorsun?
Pelados como un huevo. - ¿ Por qué hablas como papá?
Sanırım babam gibi paranoyaklaşıyorum.
Supongo que me estoy volvidendo tan paranoico como mi padre.
Oh! Aynı babam gibi konuştum.
Tío, parezco mi padre.
Neye bakıyoruz? Kurbanımız 36 yaşında ve büyük babam gibi elleri var.
La víctima tiene 36 años, y tiene las manos de mi abuelo.
Beş para etmezin tekiymişsin. Tıpkı babam gibi.
Eres un desastre, igual que papá.
Ben, aynı babamın babası ve babam gibi bir denizciyim.
Lo que soy... es un Marine, como mi adre antes que yo, y su padre antes que él.
Tıpkı annemle babam gibi. İlk problem belirtisinde beni kenara itip başka bir doktorun sorunu olmamı istedi.
Como mis padres, al primer problema ella me apartó y me convertí en problema de otro médico.
Ne yazık ki, bazı kişiler benim babam gibi, değişmemekte inat ediyorlar.
Lamentablemente, algunas personas, como mi padre, todavía no aceptan el cambio.
Bence onu da bir şekilde oyuna getirdiler aynı babam gibi.
Creo que le tendieron una trampa de algún modo, como le pasó a mi padre.
Babam gibi konuşuyorsun.
Parece a mi padre.
Peanut, Jose, hadlerini bilmeliler, yüzümü yaralayan, korkunç babam gibi.
Peanut, Jose, debe conocer su lugar... Al igual que mi padre horrible, que mi rostro con cicatrices.
Lamar hiç babam gibi değildi, ama ondan çok şey öğrendim.
Lamar nunca fue como un padre, pero, aprendí mucho de él.
Çünkü asla sahip olmadığım babam gibi olup kalmayı tercih ederim.
Porque prefiero hacer como el padre que nunca tuve y quedarme.
Aynı babam gibi Jason elinden geleni yapabilmek için çabaladı.
Como mi padre, Jason se esforzó en ser lo mejor que podía ser.
İnsanlar babam gibi hasta olmasın diye.
Espero que nadie termine como mi padre.
Hayatta olduğunu ve bir Avcı olduğunu öğrenirsem babam gibi olmak isteyeceğimden korkmuş.
Le preocupaba que pudiera acabar como mi padre si descubría que estaba vivo y era un Cazador...
Babam gibi olduğumu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que soy mi padre?
Babam gibi kokuyorsunuz.
Huele como mi papá.
Ömrüm boyunca babam gibi tartışmasız bir kahraman olamadım.
En esta vida fallé en convertirme en una heroína indiscutible como mi padre.
Aynı babamın gizli fabrikası gibi.
Justo como la fabrica secreta de mi padre.
Babam limuzin şoförü gibi giyinip İngiliz aksanıyla konuşuyordu.
Mi padre se vistió de chófer de limusina y hablaba con acento inglés.
Bak, babamın kendini ölmüş gibi göstermesinin nedeninin bu otel ile bir ilgisi olduğunu biliyorum.
Mira, sé que la razón por la que mi padre fingió su muerte tiene algo que ver con el acuerdo por este hotel.
Babam bu şirketi 45 yıl boyunca eski kafalı bir baron gibi yönetti.
Mi padre dirigió esta compañía como un magnate ladrón durante 45 años.
Ona oral seks gibi belli başlı sorular sorduğumda babam bunun Fransa'da yapılan bir şey olduğunu düşündüğünü söyler.
Cuando le hago preguntas específicas, como del sexo oral, papá me dice que eso es algo que se pensaba como algo que hacían en Francia.
Söylediğim gibi, babamın biraz zamanı olduğunda, haberlerle ilgilenirdi daha arkadaşlarına söylememişti veya şimdiki ailesinden gelen hiçbir soruya cevap vermiyordu.
Como dije, mientras mi padre ha tenido algún tiempo para lidiar con las noticias, no ha tenido aún que contarle a sus amigos o responder a cualquier pregunta de los que no son familia inmediata.
Jake, sen de babam ve benim gibi asker olmak için doğdun.
Jake... naciste para el regimiento, como yo... como papá.
Cennetteki babamız, adın kutsansın. Öteki dünyadaki krallığın cennette olduğu gibi bu dünyada da yükselecek.
Padre nuestro que estás en el cielo, santificado sea tu nombre, venga tu reino, hágase tu voluntad así en la tierra como en el cielo
Abilerim gibi ölürüm diye, babam mezarımı kazmış.
Pensando que podía morir como mis hermanos mayores, mi padre cavó mi tumba antes del nacimiento.
Babam bir köle gibi çalışıyor,... bu yüzden her şey ona kalmış durumda.
Papá trabaja como un esclavo, así que ella tiene que arreglarse por sí misma en todo lo demás.
Sonra babam yıllar sonra geri döndü benim açımdan asla eskisi gibi olmadı.
Cuando luego volvió años después, nunca fue lo mismo para mí.
Babamın kalbini kırdım. Tıpkı kalbimi kırdığın gibi.
Rompí el corazón de mi padre, justo como tú rompiste el mío.
Ed üstüme geliyordu, tıpkı babamın ömrüm boyunca yaptığı gibi.
Ed no me deja en paz tal y como lo ha hecho mi padre toda mi vida.
Sizin gibi bir babam olsaydı şimdi böyle bir kadın olmazdım.
bueno, si hubiera tenido un padre como usted quizás yo no seria la mujer que soy hoy.
Babamın beni burada rızamın dışında tutuğunu benden başka kimse göremiyor gibi görünüyor.
Nadie más parece ver que mi padre me está reteniendo aquí contra mi voluntad.
Grayson'lar babamı öldürdüğün gibi onu da öldüresin diye seni mi tuttular?
¿ Los Grayson te contrataron para matarla, como mataste a mi padre?
Bu yüzden babam döşemesine iki küçük delik açtı böylece bacaklarımı oradan çıkartıp Fred Çakmaktaş gibi sürebiliyordum.
Uh-huh. Y mi papá taladró dos pequeños hoyos en el piso del carro para que pudiera meter mis pies por allí y pedalear como Pedro Picapiedra.
Bu babamın yaptıkları gibi değil.
No, pero esto no se parece para nada a mi padre.
Sadece yayınladım, tıpkı senin babam ve Lily'e Spectator'da yaptığın gibi.
Simplemente la envié, como tú hiciste con mi padre y Lily en "The Spectator"
Sonsuza kadar sürecekmiş gibi geldiğini biliyorum, ama babamın ne yaptığını biliyorum ve yapmam gereken tek şey ispatlamak.
Sé que parece mucho tiempo, pero sé lo que mi padre ha hecho, y solo tengo que demostrarlo.
Öylece durup babamı öldürdüğü gibi Mithian'ın babasını da öldürmesine izin veremem.
No puedo dejar que asesinen al padre de Mithian al igual que asesinaron al mío.
Cennetteki babamız adın kutsansın. Öteki dünyadaki krallığın cennette olduğu gibi bu dünyada da yükselecek.
Padre nuestro, que estás en el Cielo, santificado sea tu nombre venga a nosotros tu reino hágase tu voluntad en la Tierra como en el Cielo.
Bu yer ailemizindi ve annemle babam öldüğünde Jenna bizi buraya getirdi ve biz bunun berbat bir fikir olduğunu düşündük ama sanki onlar da, bizimle birlikte buradalarmış gibi oldu.
Este sitio era familiar, y cuando mamá y papá murieron Jenna nos hizo venir aquí, y creíamos que era un idea horrible pero fue como si estuvieran aquí, con nosotros.
Babamın Charles Manson gibi bir şarkı yazarı olmakta gözü mü vardı?
¿ Mi papá fue un aspirante a compositor como Charles Manson?
Babamın Charles Manson gibi bir şarkı yazarı olmak mı istiyordu?
¿ Mi padre fue un aspirante a compositor como Charles Manson?
Noel Baba'nın zaten benim olan itfaiye arabasını ve babamın sigarası gibi kokan bir oyuncak ayıyı getirdiğinde 5 yaşındaydım.
Tenía cinco años cuando "Santa" me dio mi propio camión de bomberos y uno osito de peluche que olía como los cigarros de mi padre.
Daha önce söylediğin gibi annemi babamı hatırlamadığım için bilmem.
Como dijiste antes, no recuerdo a mi padre o a mi madre, así que no lo entiendo.
Biz senin gibi şanslı değildik, anne babamız kırk yıl her akşam beraber yemek yemediler.
No todos tuvimos tu suerte de tener padres que durante 40 años, cenaran juntos todas las noches.
Nigelin yaptığı şeylerle ilgili kaset gibi bir şey varmış ve babam onu Nigeli Bucharestten uzak tutmak için kullanmış.
Hay una especie de cinta de Nigel hacer algo y mi padre lo usó para hacer Nigel dejar Bucarest.
Babamın da dediği gibi, "başarısızlık zaferin önünü karartan sisten ibarettir".
Pero como mi padre solía decir "el fracaso es la niebla a través de la cual vislumbramos el triunfo".
Babamın sen ve Viper gibi mutasyonlara Tanrı'nın hatalarına olan saplantısı bu evin sonunu getirdi.
Fue la obsesión de mi padre con las mutaciones, con los errores de Dios...
Bunu harbiden söylüyorum gözlerindeki ateş aynı babamınki gibi.
Te lo digo desde lo más profundo de mi corazón el fuego en sus ojos es como el de mi padre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]