English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Babam için

Babam için tradutor Espanhol

6,495 parallel translation
Babam için de endişeleniyorum ama babam yaşlı.
Mi padre me preocupa también, pero mi padre es mayor.
Babam için çalışırdı.
Trabajó para mi padre.
- Oraya babam için gidiyorum.
Voy por mi padre.
Babam için burada olmak istemiyor musun? Yoruldum tamam mı?
¿ No quieres quedarte con mi padre? Solo estoy cansada, ¿ de acuerdo?
Bir gün, annemi öldüren kişiyi bulup babam için adaleti sağlayacağım.
Y un día, encontraré a quien mató a mi madre y obtendré justicia para mi padre.
- Benim için, babam için.
Para mí. Mi padre...
Babam için ediyor.
Para mi padre.
Sırf babamın matematikçisine bir kurşun sıktığın için benim hakkımda bir şey biliyormuşsun gibi davranma.
No creas que me conoces... sólo porque le metiste una bala en el cerebro al matemático de mi padre.
Biliyor musun, Jimmy, şu an babamın bana bir zamanlar söylediği şeyi aktarmak için güzel bir fırsat.
Sabes, Jimmy, este es el momento perfecto para contarte algo que mi padre me contó.
Babam, beni otelimden alması için bir NCIS ajanı gönderdi.
Mi padre envió a un agente del NCIS a recogerme al hotel.
Babamı aramak için telefonum lazım.
Necesito mi móvil para llamar a papá.
Her şeyden çok babamın hatırası için seçti sanırım.
Bueno, más que nada creo que ha sido en memoria de mi padre.
Böldüğüm için çok üzgünüm ama duydum ki babam tutuklanmış.
Lamento interrumpir, pero me acabo de enterar... que mi padre fue arrestado.
Ben çocukken babam, ben ilk kar gördüğümde elime bir tüfek tutuşturdu ve ak kuyruklu geyik vurmam için beni ormana gönderdi.
Sabes, cuando era un niño, mi padre, en la primera nevada, me puso un rifle Winchester en la mano, me arrastró al bosque para que le disparase a un venado de cola blanca.
Babamı görmek için.
Para ver a mi padre.
Sanırım babam bunun için birşeyler yapmalıydı.
Creo que papá tuvo algo que ver con eso.
Babam bana Formula 1 şoförünün ismini vermiş. Hızlı hareket etmek için doğmuşum.
Mi padre me puso el nombre de un piloto de fórmula uno.
Annem, babam, Kylie ve Bubba için sana teşekkür ederim Tanrım.
Gracias, Dios, por mami y papi... Kylie y Bubba.
Babam, hem diyanette hem de ciddiyette basarisiz oldugum için benim aciz biri oldugumu söylüyor.
Mi padre cree que soy un fracasado.
Herhangi bir aşamada cinsel taciz için babamı dava edebilirsiniz.
Puedes denunciar a mi padre por acoso sexual cuando quieras.
Eğer babam ona zarar verdiyse, ölüm cezası alması için ısrar ederim.
Si mi padre le hace daño, insistiría en que le diesen la pena de muerte.
Haklı şiddet, kurban edilen insanlar, babamızın cennetine Tanrı'nın cennetine ulaşman için gerekliydi.
La justa violencia, el sacrificio humano, necesario para que te sientes a la derecha del Padre, siendo la mismísima mano derecha de Dios.
Babam Bay Zimmer için çalışır.
Papá trabaja para el Sr. Zimmer.
Beni alması için aradıktan sonra, babam neler olduğunu anlattı Mehar'ın öldüğünü ve evliliğin olmayacağını söyledi.
Me lo dijo mi padre cuando llamé para que me fuera a buscar... Dijo que Mehar estaba muerto y que no habría boda.
Babam onu onurlandırmam için vermişti bu ismi.
Mi padre me hizo cogerlo para honrarlo.
Babam, pek muhterem papaz Lewis, "Araf" diye bir yer olmadığını, kayıp ruhlar için cennetle cehennem arasında bir yer olmadığını söylüyordu.
Mi padre, el buen reverendo Lewis, dice que no hay purgatorio, ni lugar para las almas perdidas entre el cielo y el infierno.
Babamız sarhoş bir şekilde uyanıp "Kubilay, neden kadınlar gibi kömür topluyorsun karaca avlamak için ne zaman dışarı çıkacaksın?" demişti.
Nuestro padre despertó borracho y dijo : "Kublai, ¿ por qué estás triturando borts como una niña, cuando deberías estar afuera cazando venados?".
Babamın hayatını kurtardığın için henüz sana teşekkür eden oldu mu?
¿ Alguien te ha dado las gracias por salvar la vida de mi padre?
Mike'ın lakros maçı için babam Harrisburg'da.
Mi padre está en Harrisburg para el partido de lacrosse de Mike.
- Babam benim için almış.
Mi padre me lo ha comprado.
Babam yalnızca iyi bir amaç için satmamı söylemişti ben de onunla hemfikirim.
Mi papá decía que hay que vender con un propósito y estoy de acuerdo.
Babam için.
Por mi padre.
Babam onu aramak için aşağı indi. - Böylece ikisinden de ayrılmış oldum.
Mi padre bajo del barco a buscarla, y así fue como nos separamos de mi padre y de mi hermanita.
Babamın, iyi davranmaları için onlara verdiği bir refleks.
Es un reflejo que padre les dio para que se comportasen.
Saklamak için babamın gözünün önünden daha iyi bir yer olamaz.
No hay mejor lugar para ocultarlo que justo debajo de las narices de mi papá.
Babam, iletişim için bıraktığı yenilenmiş teknolojiyle daha küçük bir teknolojinin iletişim kurmasına şaşıracak.
Mi padre estaría sorprendido de ver que el intercomunicador que me dejó ha sido sustituido por una tecnología inferior.
Biraz güçlü olabilirim ama sırf babam beni sert olayım, bana dayılanmasınlar diye yetiştirdiği için.
Digo, tal vez sea algo férrea. Pero eso es solo porque mi papá me crió para ser dura y que no soporte idioteces de cualquiera.
Babam Ma'an'da saldırıyı başlatmadan önce Sheik ile barış görüşmeleri için konuşmuşlardı.
Antes de que mi padre lanzara el ataque sobre Ma'an, él y el Jeque se sentaron para dialogar pacíficamente.
Kardeşimin babamın hatalarını yapmasını engellemek için.
Para evitar que mi hermano cometa los mismos errores que mi padre.
Babamın bağışları oldu son üç özgürlükçü aday seçimleri için.
Mi padre ha estado donando a candidatos libertarios las últimas tres elecciones.
Babamın dediği gibi onu korumak için her şeyi yapmalıyım.
Y como dijo mi padre, tengo que hacer todo lo que pueda para protegerle.
Ve sonra babam da Gabe ile savaşman için insanlığını kaybetmen gerektiğini söyledi.
Y luego mi padre dijo que tendrías que perder tu humanidad para luchar contra Gabe.
Babamızın işaretleri hepimiz için, sadece senin için değil.
Las escrituras de Padre estaban destinadas a todos nosotros, no sólo a ti.
Babamın Westport numaralarını almam için beni bıraktı.
Me trajo aquí para que pudiera tomar los números de mi padre en Westport.
- Babam restore etmek için servet harcadı.
- Sí. Mi padre gastó una fortuna restaurándolo.
Babam, düşmanımızı öldürmek için Polo'yu gönderdi.
Mi padre envió a Polo a asesinar a nuestro enemigo.
Annem partideki her şeyin mükemmel olması için o kadar da uğraşmışken birden babam çıkıp her şeyin ortasına sıçıveriyor.
Mi madre ha trabajado muy duro para que todo esté perfecto para la fiesta y entonces viene él y lo fastidia todo.
Hayır. Vega için en iyi olan babam gibi güçlü bir lider.
Lo mejor para Vega es un líder fuerte como mi padre.
Yani diyorsun ki, babam Ma'an'a saldırma sebebi bulmak için kendi adamlarını feda etti.
Entonces, ¿ está diciendo que mi padre sacrificó a sus propios hombres para darse a sí mismo una razón para atacar Ma'an?
Bak, babamın saklanmak için bir yeri vardı.
Mi padre tenía un escondite. Mira.
Babamı bulmak için inzivayı bırakıp, dünyanın yarısını dolaşıyorum ve babam ölmüş çıkıyor.
Dejo el ashram, viajo a través de medio mundo para encontrar a mi padre y resulta que está muerto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]