English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Babam nasıl

Babam nasıl tradutor Espanhol

1,120 parallel translation
Babam nasıl?
¿ Cómo está papá?
Vaftiz babam nasıl? İyi mi?
¿ Qué tal mi padrino?
"Acaba babam nasıl birisidir?"
"¿ Quién es mi padre?"
- Babam nasıl?
- ¿ Cómo está padre?
Babam nasıl öğreneceğimin çok önemli olduğunu düşünürdü.
Mi padre pensaba que debía aprender.
Babam nasıl?
Cómo está papá?
Senin annen ve babam nasıl tanışmışlar?
- ¿ Y después de la cena cómo estuvo? ¿ Cómo se conocieron tus padres?
Büyük babam nasıl biridir?
¿ Cómo es el abuelo?
babam nasıl birisi?
Dime, mi papá... ¿ Cómo es él?
Babam nasıl birisi? Beklemediğim bir soruydu. Katsuragi hakkında soru soracaksın sandım.
¿ Cómo es realmente mi padre? pensaba que me hablarías de Katsuragi.
Affedersiniz. Ama sırf babamın kafasına kakmak için soruyorum. Söyler misiniz böyle pahalı arabayı nasıl alabildiniz?
Perdón, aunque solo sea para restregárselo a mi padre icómo podéis permitiros algo así?
Babamı nasıl kurtaracağımızı biliyorum.
A ver, sé cómo podemos salvar a papá.
Babamın maaşını nasıl ödeyebiliyorlar?
¿ Cómo pueden permitirse el lujo de pagarle?
- Peki. Babam sana nasıl evlenme teklif etti?
- Ok. ¿ Como te pidio matrimonio Papá?
Romulanlılarla dostluk eden siz, babamın adını nasıl olur da haince görüşlerinizi desteklemek için kullanırsınız!
¡ Usted que confraterniza con los romulanos invoca el nombre de mi padre para fundamentar sus alegatos!
Eve dönmeden babam ölürse ben nasıl yaşarım?
Si mi padre muere antes de que yo regrese, no lo soportaría.
BAbam nasıl ayakta duracak?
¿ Cómo va a sobrevivir mi padre?
Babamın bizi insanlara nasıl tanıştırdığını duydun mu?
¿ Sabes cómo nos presenta papá?
Babam da cep telefonuyla gelir. Nasıl?
Papá trae el celular.
- Hayır! Harika, annemi ve babamı burada nasıl bulacağız?
Perfecto. ¿ Como encontraremos a mamá y papá aquí?
Babamın nasıl öldüğünü gerçekten bilmek istiyorum. Bizimkiler ben dört yaşındayken ayrılmışlar.
en realidad no se como el murió mis papás se separaron cuando yo tenía 4 años y medio
Babam bunun için nasıl da bütün evi arayıp durdu.
Tuve a mi papá buscándola por toda la casa.
- Babam nasıl? - Babam mı?
¿ Cómo esta papá?
Tal Shiar onu, babamı, gecenin ortasında evinden dışarı çıkarıp yerde sürükleyerek, İmparatorluğu nasıl korudu?
¿ En qué sentido el Tal Shiar protegió al Imperio llevándose a mi padre de su casa en plena noche?
Annemle babam gelmeden nasıl yapacağız?
? Todo eso antes de que lleguen?
Evat, bak, geçen görüştüğümüzde biraz gariptim, ama anlayacağın babamın durumuna nasıl tepki vereceğini bilemedim. Dünyadaki en romantik şey değil, değil mi?
Perdón si fui un poco rudo la última vez que te vi... pero no estaba seguro de cómo reaccionarías al ver a papá.
Ben üzgünüm çünkü babamın nasıl karşılayacağı konusunda endişeliyim.
Estoy triste por papá. No sé cómo se lo va a tomar.
Babam, erkekliğin neredeyse kapıma geldiğini anlayarak kılıcımı nasıl kullanacağımı bana öğretmeye başladı.
Mi padre al percibir que la virilidad se cernía sobre mí empezó a enseñarme como usar la espada.
Babamın nasıl öldüğünü sana anlattım, Don Octavio.
Ya os dije como murió mi padre, Don Octavio.
Babam seni nasıl istedi? Tanrım, bir bakman yeterli.
- Cum de tati te iubea?
Babamım kutsal mekanını yıktığını bilerek onun gözlerine nasıl bakacaksın?
¿ Puedes mirar a papá a los ojos todos los días... sabiendo que destruiste su santuario y no decírselo?
Pekala, babamın terapisi nasıl gidiyor?
¿ Como va la terapia de mi papa?
Babam ne zaman bir şey ısıtsa tadı başkalarının ısıttığından daha güzel oluyor. rBrian'la deney nasıl gitti?
Tengo que decir que cuando mi padre calienta algo... sabe mejor que lo de cualquier otra persona.
Benim hiç iyi bir babam olmadan nasıl iyi babalık yapabilirim?
¿ Cómo voy a ser un buen papá si yo nunca tuve uno?
Babam nasıl?
- ¿ Cómo está mi papá? - Bien.
Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam!
Por el bien de su felicidad, ¿ no puedo hacer ese pequeño sacrificio?
Hayatın boyunca babamın nasıl aşağılık biri olduğunu söyledikten sonra birden sevinmemi bekleyemezsin.
No esperes que cambie de idea de repente después de decirme toda mi vida que mi padre es un imbécil.
Bu babamın kravat iğnesi. Buraya nasıl...?
Es el broche de papá. ¿ Cómo?
Babam, 20 yıldır çözemediği bir davayı bizim çözdüğümüzü öğrenirse kendini nasıl hisseder?
Aun si es así, piensa cómo se sentiría papá... al saber que hemos resuelto un caso que él no pudo resolver en 20 años.
- Babam bugün nasıl?
- Cómo está papá hoy?
O da nasıl düşerdi babamın üstüne? Sevgiyle beslendikçe artar gibiydi sevgisi.
Y ella se le abrazaba como si el apetito aumentara con lo que lo alimentaba, y ahora en menos de un mes...
Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar babamın tabutu ardında yürürken Niobe gibi, iki gözü, iki çeşme. Nasıl olur, o kadın, evet, aynı kadın... Tanrım, beyinsiz bir hayvan bile daha fazla acı çekerdi.
Dios, una bestia sin uso de razón lo habría llorado más tiempo.
Benim annem ya da babam tamamen hasta bir şey yapsaydı sen nasıl karşılardın?
¿ Te gustaría si uno de mis padres hiciera locuras?
Nasıl ki babam benim için korudu.
Como mi padre me protege.
- Babamı ziyaretin nasıl geçti?
Entonces, como estuvo tu visita a papá?
Nasıl gözüktüğünü biliyorum ama babam iyi bir adamdır.
Sé lo que parece, pero mi padre es un buen hombre.
Bir babamın olmasının nasıl olacağını hep merak etmişimdir.
Siempre me pregunté cómo sería tener un padre.
Babamı nasıl buraya gelmeye ikna ettin?
Como hiciste para que mi padre venga aqui?
Babam tüfeğini hep dolu tutar o yokken annemi korumam için de nasıl ateş edeceğimi de öğretti.
Papá siempre mantiene su rifle cargado en casa de proteger a mi mamá, así el me ha enseñado.
Babam beni el arabasında gezdiriyor. Fakat o nasıl kullanılacağını bilmiyor.
¡ Papi me lleva en la carretilla, pero no sabe guiar!
Ben de o günlerin hikayesini anlatacağım, Büyük anne ve Büyük babamın beni, Martha Teyze'nin yanından alıp, benden önce babamı yetiştirdikleri dağlara nasıl getirdiklerini.
Así que contaré la historia de aquellos días, de cómo la abuela y el abuelo me llevaron lejos de la tía Martha y me llevaron a vivir a sus montañas, donde habían criado a mi papá antes que a mí,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]