English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bakın bana

Bakın bana tradutor Espanhol

4,633 parallel translation
Ben mesela diploma falan almadım, bakın bana.
Yo no tengo diplomas, y mírame.
Bakın bana!
Mirad eso.
Bakın bana, ne zamandır flamenko dersi alıyorum.
Yo mismo he estado tomando clases de flamenco.
Bu karıların hepsi, bana bir et parçasıymışım gibi bakıyor.
Estas jodidas zorras me miran como si fuera un jodido trozo de carne, ¿ sabes?
Uyanamadıysan bana nasıl "Yerime bak" diye mesaj attın?
¿ Cómo me escribiste para que te cubriese si no estabas despierta?
Bana bakın. Ev yapımı zencefil çayıymış gibi...
Oye... el té de jengibre casero que haces con tus propias manos...
Ama bana bakışını yakalamıştım. O zaman, o adamı görmüştüm. Bu acıttı.
Pero le pillé mirándome, y veo a ese hombre.
Bakın, bazen biri bir şişe çalar ya da iş yerini değiştirir ve onu bana getirir.
Miren, a veces un tipo hurta una botella o mercaderías del negocio donde trabaja y me lo trae.
Şimdi bana bak. ... ortağım sabahın köründen beri ayakta.
Ahora escúchame, mi compañero, ha estado despierto desde el amanecer.
Bak bakalım Pontarfynach'ın listesi ile eşleşen isim var mı. Ve bana bir makaralı projektör bul.
Mirad si alguno de los nombres de ahí coinciden con la lista de Pontarfynach.
O televizyonu çaldığım için bana o ünlü Bill Masters bakışını atar.
Bueno, él definitivamente me daría la mirada patentada de Bill Masters por hurtar un TV.
Sana söylüyorum, orada olmuş olsaydın ve kızın bana bakış şeklini görseydin hele.
Te lo estoy diciendo, si hubieras estado allí, y visto la forma en que me miraba la chica.
Sana güzel olduğunu söyledim, senin de bana bakışını görüyorum.
Ya le he dicho que usted es precioso, y puedo apreciar la manera en la que me está mirando.
O gece, bana ilk bakışını hatırlıyorum.
Me acuerdo de la manera en que mirabas aquella noche por primera vez.
- Lütfen bana bakın!
¡ Por favor, mírenme!
Millet, bana bakın!
Hola a todos, me miró.
- Bana bakışını gördüm.
- Veo cómo me miras.
Bak, bana neye karıştığını söyle.
Mira, díme en qué te has metido.
Bana vurduğunda, Reid, yüzündeki tiksinti bakışını benden çek.
¿ Obtenerlos de mí, Reid, con la mirada de asco en su cara mientras me golpea?
İnsanların bana bakışlarını görüyorum. Arkamdan söylediklerini de tahmin edebiliyorum.
Veo como me mira la gente... y me puedo imaginar que hablan a mis espaldas.
Bana bi bakın!
¡ Mirenme!
Sadece... Bana eskiden baktığın gibi bak.
Solo... mírame en la forma que solías hacerlo.
Şuna bir bakın ve bana ne gördüğünüzü söyleyin.
Echa un vistazo a esto y dime qué ves.
Bana o bakışı niye attın şimdi?
¿ Por qué me miras así?
Ve şu anda bana attığın bakışa dayanarak senin olduğuna gayet eminim.
Y por como me está mirando, estoy bastante segura que es suyo.
Bir bakın, sonra bana deli dersiniz.
Mira esta situación, y me dices si estoy loco.
İnsanların bana bakışlarını görüyorum.
Veo la forma en que me mira la gente.
Bana bakın, bana bakın.
Míreme, míreme, míreme.
Bakın Brooke yüzüğünü kıskanmayayım diye bana ne aldı.
Mirad lo que me dio Brooke para que no estuviera celosa de su anillo.
Bana bakıp kendilerini okşamaları için beni tüm aşağılık çapkınların önüne mi atacaksın?
¿ Me pondrán en exhibición para que toda criatura vil y lasciva se manosee viéndome? No tuvimos alternativa.
Bana "Ciddi mi bu?" bakışı atmayın.
Bueno, no me miréis con cara de : ¿ Habla en serio?
Bak, Hayatta kalmak istiyorsan Bana güvenmeye başlamalısın
Mira, si quieres sobrevivir a esto, tienes que empezar a confiar en mí.
Şimdi ise sen bu bakışınla beni taşa çevirmeden önce bana seçim şansı tanımadın canım.
Ahora, antes de que me conviertas en piedra con esa mirada, me dejaste con pocas alternativas, querida.
Bana alaycı bakışlarını görüyorum.
Vi a tus ojos burlarte de mí.
En son hatırladığım şey Amelia'nın bana bakıp "Gerçekleşiyor." demesiydi.
Lo último que recuerdo era a Amelia mirándome y diciendo, "Está pasando".
- Bana bakın, arı oldum!
- ¡ Miradme, soy una abeja!
- Acayip çok çok dar elbiseler. - Bi'bana bakın.
- Vestida con ropa muy, muy ajustada.
"Bana bakın, bir yandan üzerimde kazağımla... "... çorbamı içerken bu kadının aklından Alan Harper'ın hatıralarını siliyorum. "
"Mírame, estoy tomando sopa y usando un suéter mientras quito con sexo el recuerdo de Alan Harper de la mente de esta mujer".
Hala bana bakışını hatırlıyorum.
- Aún la recuerdo mirándome.
Hayır, bana bir bakın.
No, míreme.
Bu haldeyken bana bakışını seviyorum.
Me encanta como me miras cuando estás así.
Bakın, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim, ama ilerleme bekliyorum ve görünüşe göre bunu sağlamak bana düşecek.
Lamento si fui malentendido, pero esperaba progresos, y aparentemente seré yo el que los consiga.
Bana bakın.
Mírame.
Bana bak. Seni şu anda boğup öldürmememin tek sebebi o küçük kızın yerini biliyor olman. - Yani kendine biri iyilik yap ve konuş.
Escúchame... la razón de que no acabo contigo es porque creo que sabes... dónde está la chica, hazte un favor a ti mismo.
Bana bak ne senin karınım ne de kız kardeşinim.
Mírame. No soy tu esposa ni tu hermana.
Bana bak, artık geçmişte yaşayamazsın.
No puedes vivir en el pasado.
İnsanların bir araya geldiği yere bak... Ya da bana yardımı dokunacak bir duvar yazısı var mı diye bir bak.
Echa un vistazo a donde la gente se está organizando, o si ves algún grafiti que me pueda ayudar.
Bak bana arka çıktığın için minnettarım.
Me alegra que me protejas.
"Bana bakın, ben Superman'im" mi?
Miradme, soy superman.
Bakın Sayın Meclis Üyesi, Ya bana 2 milyar doların nasıl 911 hattını yenilemede başarısız olduğunu açıklarsınız yada benim sonraki aramam dijital sistemler olur. Sanırım kayın biraderiniz Gerald cevap verecektir.
Mirá, el Concejal, o me explicás cómo un sistema de $ 2 billones falla al mejorar el 911 o mi siguiente llamada va a ser a digital systems, donde yo creo que tu cuñado, Gerald, está al mando.
"Senin parlak, sulu gözlerinle, bana yoğun bakışların!"
"Tus brillantes ojos llorosos mirándome intensamente"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]