Belki o tradutor Espanhol
23,523 parallel translation
Ya da belki Orta Dogu'daki her sorunun askeri bir çözüm istemedigini fark etmemizin zamani gelmistir.
O tal vez es tiempo de reconocer que no todo problema en el Medio Este merece una solución militar.
Ama biz en az onun kadar hatta belki o kardeşinden daha yakındık.
Pero, bueno, éramos algo más cercanos que... Seguramente más cercanos que su cuñada de allí.
Belki o Lobos'un ölmesini istemiştir.
Patrick. Tal vez él quería muerto a Lobos.
Belki o da ölür.
Quizás él muera.
Belki o da bunları duymalı.
¿ Dónde está Rowby? Tal vez debería escuchar esto.
Belki o zaman inançlı biri olmuştur.
Quizás allí fue cuando encontró la religión.
Belki oğluna Aryan olmayı da o öğretmiştir.
Quizá ella también le enseñó a su hijo a ser un Ario
Belki o yerde —
Tal vez en ese lugar...
Pekâlâ, ikiniz de dışarıdaydınız, belki uydu görüntülerini hacklemiştir ya da erişimi vardır, ya da erişimi olan birini tanıyordur.
Bueno, ustedes dos estaban afuera, así que quizás hackearon las imágenes de un satélite, o tuvieron acceso a él, o conocen a alguien que tiene acceso a él.
Teyzem belki ama o da Minnesota'da yaşıyor.
Una... una tía, tal vez, pero vive en Minnesota.
Ne yazık ki, belki de iyi oldu ama öldüğünde yanında değildim.
Lamentablemente, o afortunadamente, quizás, yo no estaba presente cuando murió.
- Garip. Arada bir çıkarıyorum tabi belki o zamanlara denk gelmişsindir.
Bueno, quiero decir, me lo quito vez en cuando, pero...
# Zaman burada önemli # # Dakikalarımız var, daha da az belki #
* Tenemos minutos, o quizá menos, ya que * * como veis no queda mucho que salvar *
Belki de soru sormaya gerek duymadılar.
O porque no necesitaron preguntar nada.
Belki bu yüzden o zamandan beri ses yalıtımı yoktur.
Pero tal vez eso es porque no había sonar de amortiguación de aislamiento en aquel entonces.
Belki de başka bir sayıdır.
O tal vez es algún otro número.
Ya da belki üzerine doğru gelen şanslı durumu avantajlı hale getirmeye çalışıyor.
O quizás esté tomando ventaja de una situación que se le ha presentado.
O suçtan masumdu belki de.
Quizá de ese delito en particular.
Tüm belgeleri bir avuç adamın, hatta belki de çocuğun demeliyim, milyonlarca belgeyi haftanın 7 günü 24 saat vasıtasıyla taradıkları Hindistan'a yolluyorlar.
Yo lo diseñé. Ponen los documentos en un avión rumbo a la India, donde unos tipos... o niños, por lo que sé... y escanean cada página de papel en cientos de máquinas 24 horas al día, siete días a la semana.
O zaman belki de hediyeni iade etmeliyiz.
Bueno, entonces deberíamos ver a tu regalo.
Belki sorun yaşadığı, çatıştığı biri vardır.
Tal vez ella tenía problemas, o un conflicto...
Belki de bunun tam tersidir.
O tal vez es al revés.
Bana fındıklısını mı sadesini mi verdiğini tam hatırlayamadım,... ben de belki fındık alerjin vardır diye sadesinden aldım.
Usted sabe, yo no recuerdo si ella dio Me tuerca Choco-nilla o Choco-nilla, así que fui con sólo Choco-nilla, en caso de alergias a las nueces
Belki de o sensin.
Tal vez sea usted.
Belki de cuma gecesi o veletlerden intikamını almışsındır.
Ya, bueno, tal vez se lo hizo pagar a alguno de esos mocosos el viernes por la noche.
- Ya da belki Suzi'dir?
- ¿ O es Suzi?
Neredeyse o anda, fotoğraflar internetteydi ve yüz binler, belki de milyonlar fotoğraflara tıkladı.
Casi instantáneamente las fotografías estaban en Internet... y cientos de miles... posiblemente millones de personas, las vieron.
Radyo dalgalarıyla ya da belki de görülebilir ışıklarla uzun menzilli bir internet kurmayı düşünebiliriz.
Podemos pensar en crear una especie de Internet de gran alcance... ya sea a través del uso de ondas electromagnéticas... o quizás luz visible.
Bu araştırmayı teşvik eden şeylerden biri de oydu. İnsanlar için girmesi çok tehlikeli olan yerlerde soğuma örüntüsünü değiştirmek için vana ya da pompa açmak gibi insanların yapamadığı basit şeyleri yapmak amacıyla belki robotları kullanabiliriz. Bu da hidrojenin toplanması ve sonraki patlama konusunda büyük bir fark yaratırdı.
Ese fue uno de los puntos claves que estimuló esta investigación... darnos cuenta de que era demasiado peligroso para los humanos... pero, si lograbas que entrara un robot e hiciera cosas simples... cosas directas que los humanos no pueden hacer... como abrir válvulas... para cambiar el flujo de los patrones de refrigeración... o quizás encender bombas... eso habría hecho una diferencia... para prevenir la acumulación de hidrógeno... y la explosión posterior.
Belki de dayanmana yardımcı olmak için buradayım.
O quizá estoy aquí para ayudarte a aguantar.
Belki de ben polisimdir, sen profil uzmanısındır ve buraya neden geldiğini anlamana yardımcı olabilirim.
O quizá soy un policía y tú un criminalista y pueda ayudarte a entender cómo has llegado hasta aquí.
Sadece oraya gitmek istiyorum, ve kalırım yada daha sakin bir yere giderim belki..
Solo quiero llegar ahí y me quedaré o me iré a algún lugar tranquilo.
İşte o anda içime bir kurt düştü. Belki de başka bir şey yaşanmıştı.
Eso es lo que me hizo pensar que tal vez había pasado algo más.
Belki A ya da O.
Quizás una A o una O.
- Belki de öldürürler.
- O tal vez matarme.
Seni mutlu eden belki de tek insan o.
Pude que ella sea lo que te hace feliz.
O zaman belki de en iyisi budur çünkü dönüşüp boğazını koparacağım.
Entonces quizá esto sea para mejor porque voy a convertirme y arrancarte la garganta.
Belki de gençleri gözcü olarak kullanıp orduyu arkadan getiriyorlardır.
O quizás usan a sus crías como exploradores y el ejército viene detrás.
Ya da belki seni özgür biri yapmaya çalışırken hiçbir şey öğretmedi.
O tal vez en un intento de hacerlo independiente Ella no le enseñó nada.
Ya da ikaz cihazlarının üstüne dezenfektan boşaltıyordun belki?
¿ O quizás porque estuviste poniendo desinfectante en cada uno de sus pulsadores?
Ama belki de o kadar erken yaşta Wi-Fi'a maruz kalmasaydı daha iyi olabilirdi.
Bueno, tal vez si no hubiera estado expuesto a... WiFi a una edad tan temprana, tal vez hubiera hecho mejor.
O belki de sensin.
Tal vez sea usted.
Belki hepsi Star Wars'u falan seyretmeye gitmişlerdi, bilmiyoruz.
Tal vez todos fueron a ver Star Wars o algo, no sabemos.
Belki bize kimliğini belirleyemeyeceğimiz bir ceset bırakacaktı ya da kamerayı çevirecekti.
Tal vez se nos va a dejar un cuerpo no hemos podido identificar o tal vez la cámara era sólo va a su vez hacia arriba.
Hiç aklınıza geldi mi, Dwight babasının kim olduğunu bilseydi onunla bir kez olsun karşılaşsaydı belki de o ırkçı çeteye hiç katılmayacaktı.
Alguna vez, se le ocurrió, que si Dwight conocía a su padre, Si se reunió con él, incluso una sola vez, ¿ Quizá no se habría unido a una pandilla del poder blanco?
Madem çok konuşkansın, o zaman belki bize neden bir CIA ajanının kayıp bir denizciyi aradığını söyleyebilirsin.
Ya que eres tan hablador, tal vez usted puede decirnos por las que un agente de la CIA se está ejecutando en un punto de marinero desaparecido.
Belki öyle ama tek bağlantımız o.
Tal vez sea así, pero es nuestro único enlace.
Ya da belki kötü bir otomatik düzeltme.
- O no le funcionó el corrector.
Eğer öyleyse, o zaman belki yardımcı olabilirim.
Si es así, puedo ayudar.
Anladığımız kadarıyla Eddie dün derste değilmiş. Herhangi başka bir öğrenciden kaçındığını düşünüyor musunuz? Belki de problemleri olduğu birisi?
Sabemos que Eddie faltó ayer. ¿ Sabe si evitaba o tenía problemas con alguien?
O zaman belki de tapınağın yüce güzelliğini gözlemlediniz. Antik Romalılar tarafından çok yüzyıllar inşa edildi.
Entonces observasteis la sublime belleza del Panteón, construido hace muchos siglos por los romanos.
belki öyle 101
belki öyledir 51
belki öyleyim 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
belki öyledir 51
belki öyleyim 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552