Bende mi tradutor Espanhol
4,960 parallel translation
- Sıra bende mi?
- ¿ Me toca ya?
Seninle kalmak istersem, bende mi kalacak yoksa sana mı vereceğim?
Si quiero estar contigo, ¿ me lo quedo o lo devuelvo?
Bende mi sanıyorsun?
¿ Crees que la tengo?
Beşi de bende mi?
¿ Tengo los cinco?
Biliyorsun bende olabilir. Tren bileti mi?
- Quizás. - ¿ Es un billete de tren?
Bedenimi bilen birinin numarası var bende.
Tengo un número con el que llamo a un tío... - que sabe mi talla.
Senin sahip olduğun nitelikler bende yok, benimkiler de sende.
Tienes cualidades y yo no. Eres mi viceversa.
Herkes kolayca evleniyor... -... bu yüzden bende bir sorun olmalı. - Sadece bir tane mi?
Todo el mundo se casa con tanta facilidad Así que debo tener un problema - ¿ Sólo uno?
Şimdi sıra bende...
Ahora es mi turno...
Vücudumun kontrolü tamamıyla bende.
Estoy en perfecto control de mi cuerpo.
Böbreğim bende kalacak.
Me quedo con mi riñón.
Bende sana, çantamı toplayıp yola koyulacağımı söylüyorum..
Bueno, cogeré mi bolsa de regalos y me marcharé.
Sıra bende.
Es mi turno.
Suç hep bende oluyor zaten.
Siempre es mi culpa.
Ölürsen kabahat bende değil.
no será por mi culpa.
Saklanma sırası bende.
Mi turno de esconderme.
Sanırım bende ince ruhluluktan eser kalmamış. Sende de öyle.
Me atrevo a decir que he perdido mi toque, o tú has perdido el tuyo.
Soru sorma sırası bende.
Mi turno de hacer preguntas.
Bende kendi kendime başlamadım sonuçta.
Yo no empecé por mi cuenta, sabes.
Bende aynı şekilde analiz ettim.
Como a mi análisis, por cierto.
Hayir, hayir, hayir! Eger kendi bedenime geçersem parsömen bende olacak demektir.
¡ No, no, no, no, no! Si vuelvo a mi propio cuerpo, eso quiere decir que tendré el pergamino.
- Hata bende.
- Fue mi culpa.
- Senin gibi, bende kendi başıma yaşamak ve kararlarımı kendim almak istiyorum.
Yo también quiero vivir en un apartamento como tú y decidir mi vida como tú.
- Bende de şeker hastalığı var.
- ¿ Con mi diabetes, qué?
Şimdi sıra bende.
Ahora es mi turno.
Çözebildin mi bilmiyorum ama burada güç bende.
No sé si ya lo has descubierto, pero yo tengo aquí el poder.
Bunu takarak sen benim kuyruğumu alıyorsun, bacaklarım da bende kalıyor.
Al usarla, tú obtienes mi cola y yo puedo mantener mis piernas.
Sıra bende.
Mi turno.
En azından abimde değil de bende çıktı.
Por lo menos ellos me cogieron a mí y no a mi hermano.
Tamam ama kürek çekme sırası bende.
De acuerdo, pero es mi turno de remar esta cosa.
Detektiflerin ikisi de Los Angeles'a döndü. Ve bu gece tek takılma sırası bende.
Ambos detectives tuvieron que volver a Los Ángeles y era mi turno ser el cerdo en el asador.
Sadece onda kabahat yok Handan Hanım. Kabahat bende de.
Ella no es la única a la que debe culpar, señora Handan, es mi culpa también.
- Sıra bende şimdi.
Mi turno de nuevo.
Vincent hayatımı kurtardığında bende başta inanamamıştım.
Cuando Vincent salvó mi vida. Y al principio no lo creí.
Bende kalabilirsin.
Puedes quedarte en mi casa.
Sira bende artik.
Ahora es mi turno.
Bende ressam olacak potansiyel yok sanırım.
No se si lo tengo en mi lo de ser un gran artista.
Küçük deney domuzumu çalana kadar. Bende onu postalamak zorunda kaldım.
Hasta que trató de robar mi conejito de indias y tuve que dejarla.
- Sıra bende. - Sence yeni Yüce kim olacak?
Mi turno. ¿ Quién crees que será la próxima Suprema?
Hayır, hâlâ sıra bende.
No, todavía es mi turno.
Şimdi sıra bende.
Este es mi momento.
Ee, artık bende birkaç parça giysi bırakma işini düşündün mü?
Esto... ¿ Has pensado algo más acerca de dejar cosas tuyas en mi casa?
O halde bende niye kalmıyorsun?
¿ Así que por qué no te quedas en mi casa?
Evet, sıra bende.
- Sí. Mi turno.
- Sıra bende. - Sıra bende.
Es mi turno.
Bende bir sorun var.
Hay algo mal en mi.
Şimdi yardım etme sırası bende.
Ahora, es mi turno de ayudarte.
Ve bende seni hazırlık aşçım yaptım.
Y te nombré mi cocinera.
Eğer bu listede hiç çıktım basına, bu arada bende neden tüm tür kargaşa, öyle değil mi?
Si esa lista alguna vez llega a la prensa, podría causar todo tipo de líos, ¿ no es cierto?
Bende bu arada özgeçmişimi geliştiririm.
Mientras tanto, engordaré mi currículum.
Sıra bende artık.
Ahora es mi turno.