English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir amerikalı

Bir amerikalı tradutor Espanhol

3,765 parallel translation
- Bir Amerikalı için, evet.
- Para estadounidenses.
Bir Amerikalı bana bunu sorduğunda ona sizin Afganistan'daki yöntemlerinizi biliyoruz,
Un estadounidense me lo preguntó. Le dije : " Sé lo que hicieron en Afganistán.
Tipik bir Amerikalı gibi görünüyor.
Parece ser tan estadounidense como el pastel de manzana.
DNA analisti Batılı olanın kimliğinin bir Amerikalı olduğunu doğruluyor.
Los análisis de ADN han confirmado que el occidental era americano.
Bırak bir Bahriyelinin, herhangi bir Amerikalının ülkesini ifşa etme fikrinden nefret ediyorum.
Odio pensar que un americano, y más un Marine, pueda poner en peligro a su país.
Hetty şimdiden bir Amerikalı kaybettik.
Hetty, ya hemos perdido a un americano.
İngiltere esaslı bir şirket olmasına rağmen, sahibi bir Amerikalı olan Peter Dyson, bu rüyasını gerçekleştirmek için Atlantik okyanusunu aşmış.
Si bien se basa En Inglaterra, Es poseído por un americano, Peter Dyson, Quien cruzó el Atlántico Para construir su sueño.
Bir Amerikalı, bir de İngiliz bulduk mu fıkrayı tamamlayabiliriz.
Todo lo que necesitamos es un sacerdote y un caballo y podemos hacer el chiste completo.
Diğer kadınlara üstün hissettiren hiç bir Amerikalı kadın fakir kalmamıştır.
Nadie se ha ido jamás a la quiebra en América presentando a una mujer que hace a otras mujeres sentirse superiores.
Nasıl oluyor da bir Amerikalının İngilizler için çalışmasına izin veriyorlar?
- ¿ Cómo rayos dejaron a un americano...? - ¿ Trabajar con los británicos? - ¿ Es una larga historia?
Orada başka bir Amerikalı daha vardı, Lemon.
Había otro americano allá, Lemon.
Khalid bir Amerikalıyla çıkıyor.
Khalid está saliendo con una americana.
Bir Amerikalıya göre iyi Almanca konuşuyorsunuz.
Hablas bien alemán para ser americano.
Kimliği bilinmeyen bir Amerikalı ile çantayı vermek için bir görüşme ayarladı.
Arregló verse en una hora con un Americano desconocido para intercambiar el maletín.
Damarlarında 1 / 16 Navajo kanı dolaşan bir Amerikalı olarak, bunu bir fırsat olarak kullanıp siz beyaz insanları eğitebilir, hatta belki de aydınlatabilirim. Otantik bir Şükran Günü olacak.
Como americano con un dieciseisavo de navajo, voy a tomarlo como una oportunidad para educar... quizá iluminar a todos los blancos... y tener un Acción de Gracias auténtico.
Khalid bir Amerikalı ile beraber.
Khalid está saliendo con una americana.
Kusura bakma ama Khalid bir Amerikalıyla beraber.
Lo siento, Khalid está saliendo con una americana.
soul müzik kökenli Carlena ve Venetta'nın Amerikalı oluşları, Pink Floyd'un İngilizliğine çok güzel bir kontrast oluşturuyordu.
Carlena y Venetta, por el hecho de que eran estadounidenses y muy apasionadas, crearon un fantástico contraste con la frialdad británica de Pink Floyd.
Amerika kıyılarında yaşayan kayıt dışı işçilerin maliyetli olduğunu anlıyorum ve bu bir şeyler yapmamız gereken bir sorun ama ailelerini bırakıp buraya gurbete gelen insanlar Amerikalılar için gurur duyulacak bir şey değil mi?
Entiendo que tener trabajadores indocumentados en Estados Unidos cuesta dinero y es un problema que tenemos que resolver ¿ pero no debería ser un factor de orgullo para el país que esta gente esté dispuesta a dejar a sus familias para venir aquí?
Bu insanlar Amerikalı olmak için büyük riskler almayı seçiyorlar ve "yasadışı" ndan daha iyi bir tanımlamayı hak ediyorlar.
Estas personas decidieron arriesgarse para ser estadounidenses y se merecen un término mejor que ilegales.
Haber odası mahkemeye dönüştü Reese, evet çünkü ben Amerikalı seçmenlerin bir avukata ihtiyacı olduğuna karar verdim.
El noticiero se convirtió en juzgado, Reese porque tomé la decisión de que los votantes necesitan un maldito abogado.
Ama ben başka bir şey soracağım. Dünya Savaşı'nda savaşan Amerikalı askerlerin, iyi, ahlaklı insanlar olduğuna inanıyor musunuz?
Déjeme preguntarle algo, ¿ usted cree que los soldados estadounidenses que pelearon en la Primera Guerra Mundial eran buenas personas?
Ben de senin kadar rahatsızım Don ama Amerikalı bir gazeteciyi o protestonun içine göndermem.
Estoy tan frustrada como tú pero no voy a enviar a un periodista estadounidense a las protestas.
Amerikalı bir gazeteci olarak, inan bana.
Créeme, soy una periodista estadounidense.
Asıl şok edici olan ise, Amerikalı bir eyalet valisinin milli muhafız bürosunu çağırmakla tehdit etmesi.
Lo que sí extraña es que un gobernador estadounidense amenace con usar a la Guardia Nacional.
Hayır zaten Kedi Düşkünleri'nin o sayısını kapaktan kapağa okudum ve de Amerikalı Pul Kolleksiyonerleri'ni uzun bir uçak gezisi için saklıyorum.
No, ya leí ese número de Gusto Felino completo y reservo Filatelia Nacional para un viaje largo en avión.
Kabletown Amerikalıların en Amerikanvari ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir koltuğa oturup bir youtube klipinden yola çıkılarak yapılan bir şovu izlerken onun hakkında telefonla konuşmak.
Kabletown satisface a los americanos la necesidad más americana... que es sentarse en un sofá y hablar por teléfono, sobre el programa de la tele que están viendo.
Efsaneye göre 1. Dünya Savaşı'nda Amerikalı bir pilot Almanya üzerindeyken düşürülmüş.
La leyenda dice que un piloto Americano de la 1ª Guerra Mundial fue derribado sobre Alemania.
Sen bu teknolojinin mimarının takibinde yardımcı olacaksın. Amerikalı bir roket bilimci. İsmi Isaac Reiss.
Ustedes ayudarán en la vigilancia del arquitecto de esta tecnología... un científico de cohetes americano llamado Isaac Reiss.
Sadece Amerikalı da değil, bir bahriyeliymiş.
No solo que era americano, sino que era un Marine.
Bir çeşit Amerikalı Barrack Obama'ymışım gibi asla nasıl yaşayacağını söylememeliydim. Eleştiriye açık.
Jamás debí decirte cómo vivir tu vida, como una especie de Barack Obama estadounidense.
İngiltere'de üretilen... sahibi Amerikalı bir süper araba için kusursuz bir yer.
Para un supercoche poseído por americano Construido en Inglaterra.
Uzlaşmasını istediğim falan yok. 219 Amerikalıyı öldüren bir hainle CIA'nin ne kadar samimi olduğunu soruyorum.
No te estoy pidiendo que comprometer nada, la estoy simplemente preguntando cuánto " fue bienvenida a la CIA con el traidor que mató a 219 estadounidenses.
- Amerikalıların sizin bir şeyleri düzgün olarak yapabilme kabiliyetinize olan inançlarını kaybettikten sonra bunu yapmanız.
- Justo cuando el pueblo estadounidense ha perdido la confianza en su capacidad " para hacer su trabajo bien.
"Alfie and Abner," NBC'de parladı. biri afro amerikalı biri de beyazdı. çünkü o zamanlar onlara göre iki siyahinin bir şovda olması seyirciyi sinirlendiriyordu.
Para "Alfie and Abner", la NBC contrató a un afroamericano y a un caucásico porque pensaron que dos negros en el mismo programa pondría nerviosa a la audiencia.
Güney Amerikalı rahiplerin köylerindeki katilleri öldürmek için Kanima'yı kullandıklarına dair bir hikâye var.
Hay una historia en eso acerca de un sacerdote de América del Sur que usaba a la Kanima para ejecutar a los asesinos en su pueblo... ¿ Ven?
Bir hafta sonra Amerikalılar tahliye edildi ve Seattle'a geri döndüm.
Y después de una semana, los americanos fueron evacuados y yo estaba de vuelta en Seattle.
Evet, Amerikalılar şimdi bir çuval çekirdek alarak... sevgilerini gösteriyorlar :
Sí, bueno, así es como los americanos muestran su amor ahora... Compra un paquete que granos :
Moruk, Dalga demeye devam etmelisin çünkü bir dilim Amerikalı gibi.
Tío, deberías seguir diciendo hierba porque es como una porción de Americana.
Amerikalı kızlara ne güzel bir mesaj veriyoruz. " Kızlar dans etmeyi öğrenmeyi unutun.
Es un mensaje genial el que enviamos a las chicas americanas. " Escuchen, chicas, en realidad, olvidanse de aprender a bailar.
Kendimizi kandırmayalım. Oturup TV izlemek tek başına bira içip kanat yemek her yiğit Amerikalı'nın her zaman yapmak istediği bir şeydir.
Porque, seamos sinceros sentarse en el sofá y ver la televisión, bebiendo cerveza y comiendo costillas solo es lo que preferirían hacer todo el día, todos los estadounidenses de pura cepa.
- Fark edilmedin çünkü Sovyetler Amerikalıların hiçbir zaman siyahî birinden bir Rus ajanı olduğunu beklemedi.
Evitaste la detección porque los soviéticos sabían que los americanos nunca pensarían que un agente ruso fuera negro.
Bu iri Amerikalıyı çektim, bir atlete benziyordu fakat bir el bombası atıyordu.
Fotografié a un americano enorme, parecía un atleta. Pero lanzaba una granada de mano.
Savaşta çektiğim anlamlı fotoğraflardan biri Amerikalı bir denizci tarafından iki bacağından vurulan bir adamdı. İki arkadaşı ona yardım ediyordu. Ve eğer o anda tüm ateist düşüncelerime rağmen saf dinsel bir şeye baktığımı düşündüm.
La foto más significativa que tomé en aquella batalla fue la de un hombre herido en ambas piernas, un marine americano que llevaban dos amigos, y si alguna vez cruzó por mi mente atea la idea de ver una imagen puramente religiosa
Fakat bazı Amerikalıların ölmüş bir askerin eşyalarını yağmaladıklarını cesediyle dalga geçtiklerini, alay ettiklerini gördüm.
Vi a dos americanos buscando souvenirs en un soldado muerto. Se burlaban del cadáver y de la persona.
Amerikalı yoldaşlarım, içimde seçim yüzdemi çoğaltacakmışım gibi bir his var.
Mis amigos americanos, tengo la sensación de que mi nivel de aprobación está a punto de derrumbarse.
Triumph Skinner içinde aynı şey geçerli, yedi aylık Afrika kökenli Amerikalı bir bebek, acile götürüldüğünde kafatası çatlakmış.
Lo mismo con Triumph Skinner, de siete meses. Una afroamericana que fue rápidamente al hospital con el cráneo aplastado.
Amerikalı bir kız öldürüldüğünde ve o aile, adaleti hak ediyor.
Una chica americana ha sido asesinada, y esos padres merecen justicia.
Ama Amerikalılar desteklerini giderek arttırıyor. Tek başlarına çadırlarını kurup işi ciddi bir protestoya dönüştürüyorlar.
Pero hay un creciente apoyo de estadounidenses que están trayendo sus tiendas en solidaridad, convirtiendo esto en una gran confrontación en la que por un lado está el Presidente de los Estados Unidos manteniéndose en sus trece sobre política exterior
Bir tarafta, dış siyaset konusunda inadını sürdüren ABD başkanı diğer taraftaysa, onun uğruna savaşmasını umutsuzca istedikleri masum bir Amerikalı kadın.
y en el otro, tienes una joven inocente por la que el pueblo americano quiere desesperadamente que luche.
Amerikalıların güvenliğini temin edecek tek şey bir nükleer cevaptı.
- ¿ Diga? Un ataque nuclear fue el único medio de garantizar nuestra seguridad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]