English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir adam öldü

Bir adam öldü tradutor Espanhol

445 parallel translation
Onun yüzünden bir adam öldü.
Por él, un hombre ha muerto.
bir adam öldü ve buradaki bayan 10.000 doları kaybetti.
Cinco hombres nos asaltaron. Mataron a uno y ella perdió 10000 dólares.
Bir adam öldü. Al sana gerçek.
Un hombre ha muerto, eso es una prueba.
- Tamam. - Çılgın bir kovalamacada bir adam öldü, bir adam yakalandı.
Una persecución en la que un hombre murió y otro fue capturado.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
Un hombre ha muerto y este chico está metido en el lío.
Yine de tırmanmasına izin verdiğin hadiseler yüzünden bir adam öldü.
Pero un hombre ha muerto a causa de algo que tú empezaste.
Başka bir adam öldü ve telin geri kalanını parçaladılar.
Pero con un muerto más y toda la alambrada arrancada.
Sonuncu da bir adam öldü.
La última vez se mató un hombre.
Bir adam öldü.
Ha muerto un hombre.
- Bir adam öldü.
- Ha muerto un hombre.
Dün Londra'da bir adam öldü. Vücudunda Hiroşima'nın utanç izlerini buldular.
Ayer murió en Londres un hombre, con el estigma de Hiroshima en su cuerpo.
Bir adam öldü.
Un hombre murió.
- Evet, oldu : Bir adam öldü.
- Pasó que murió alguien.
Bu sabah bir kaza oldu ve bir adam öldü.
Esta mañana ha habido un accidente.
İhmalin yüzünden bir adam öldü ve ben zorda kaldım.
Su negligencia me cargó con un muerto.
- Burası sizin eviniz olabilir, ama bir adam öldü!
- ¡ Pero un hombre ha muerto!
Dün gece orada yaşlı bir adam öldü.
Un hombre murió allí la noche pasada.
Bir adam öldü, ve bu çocuk yaralandı.
Hay un hombre muerto y este chico está herido.
Bu gemide ilk kez bir adam öldü. Nedenini öğrenmek istiyorum.
Es la primera vez que muere un hombre en este barco, y quiero saber por qué.
Bir adam öldü, Bay Tadlock.
Un hombre ha muerto, Sr. Tadlock.
Tarikatçılık sonsuza dek devam edemez. Bir adam öldü diye problem çözülecek değil.
Esa es mi opinión, pero no muchos miembros de la Resistencia estarían de acuerdo.
Uçağında bir adam öldü ve kanı üstüne aktı.
Un hombre murió en su avión y ensangrentó todo su uniforme.
- Bir adam öldü... ve inkâr edildi.
Un hombre ha muerto y lo han negado.
Sadece bugün... 60'ında bir adam öldü...
:.. Y hoy.. : :..
Bir adam öldü.
El tipo ha muerto.
Hey. Dün bir adam öldü.
Ayer murió un hombre.
Buradaki yaşlı adam, bir hayat yaşadı ve sonra öldü.
Este hombre vivió su vida y murió.
Yanından geldiğim adam tam bir teslimiyetle öldü.
He asistido a un hombre que tuvo una muerte piadosa.
Adam öldü. Ölü bir adam hikayesini nasıl anlatabilir ki?
Está muerto. ¿ Cómo voy a oír su historia?
Bir düzine adam öldü, Birlik ve Federasyon askerleri.
Murieron más de doce hombres : Soldados unionistas y confederados.
Bir adam dövülerek öldü. Bu barbar sporu yapmak istemiyor.
Murió a golpes, y él no quiere seguir en este brutal deporte.
Bir adam binadan düştü ve öldü.
Un hombre cayó del edificio y murió.
Üstelik, bir adamımız daha öldü.
Perdimos a otro hombre.
Bir sürü adamımız öldü.
Muchos hombres murieron.
Bir adamım öldü, ötekiyle irtibat kaybettim.
Uno de mis hombres está muerto y no localizo al otro.
Onca emek verdik, dört adam öldü, bir baktık meğer lüzum yokmuş.
En África, después del trabajo y cuatro muertos descubrimos que ya no era necesario.
Buraya yaşlı bir adam gelmişti. Gece yarısı adam öldü.
Teníamos a un anciano aquí que murió anoche.
Onca adam bir hiç uğruna öldü!
Con los pobres diablos que han muerto por eso.
Bir adam öldü.
Un hombre ha muerto.
Adama bir şeyler oldu... yüksek süratten çıktığımızda, koltuğu havaya uçtu ve adam öldü.
El caso es que cuando acabó la hiperpropulsión, su mecanismo de seguridad había explotado.
Beş yaşımdayken babam beni bir arkadaşı ile tanıştırmıştı. Ortada bir neden yokken adamın karnına tüm gücümle yumruk atmıştım. Aynı kişi 1 sene sonra öldü.
A los 5 años, mi papá me presentó a un amigo suyo, y sin razón alguna le pegué en el estómago, con toda mi fuerza.
Bir adam öldü.
Asesinaron a un hombre.
Üzerine ateş açılan bir arabada bulundum ben, yanımdaki adam öldü.
Dispararon al automóvil en el que yo iba y vi morir a un tipo al lado mío.
Muhammed, 8 Haziran 632 yılında, 63 yaşında öldü. İslam alemi, bu gerçeğe inanmak istemedi böyle bir adam nasıl ölebilirdi?
El 8 de julio del año 632, a los 63 años de edad, murió Muhammad... muchos fieles no podían creerlo...
- Bir çok adamımız bu silahlarla öldü.
- y que mataron a muchos de los nuestros.
William Gluntz... Masum bir "çocuk" adam. Öldü.
William Gluntz, un nińo con apariencia de hombre ha muerto.
Herşeyi seven bir adam tanıdım. Lanet bir çamurda öldü.
- Murió sepultado bajo la mierda.
- Bir adam mı öldü?
- ¿ Ha muerto un tipo?
Madalya verilmedi. O adamlar ülkeleri için öldü, ve onlara adam gibi bir askeri cenaze töreni bile yapılmadı.
Murieron porel país y los enterraron sin honores militares,
Bir adamınız öldü.
¡ Un hombre ha muerto! No es mi culpa.
Bir çocuk öldü ve bir adam doğdu.
El niño ha muerto... y ha nacido el hombre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]