English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Burayı

Burayı tradutor Espanhol

19,882 parallel translation
Adli tabip gelip, burayı gözden geçirdi.
El forense vino y los examinó.
Burayı aldığınıza pişman olmayacaksınız.
No se arrepentirá de comprarme este lugar.
İstediğiniz ne varsa alın lütfen fakat burayı derhâl terk edin.
Coged lo que os plazca, pero marchaos de este lugar ahora mismo.
Herkes burayı anladı mı?
¿ Todos entendieron eso?
Ve biraz enerjik olursak burayı eski haline getirebiliriz.
Y si somos rápidos, podríamos ir al restaurante Colonial Times y degustar su exclusivo "Early Burr".
Burayı özleyeceğim.
Voy a echar de menos este sitio.
Burayı birkaç hayali fotoğraf haricinde görmemiş olmam ve bilip bilmeden oraya girecek olmamız dışında mı?
¿ Quitando el hecho de que nunca he visto este sitio aparte de en unas cuantas fotos aéreas y de que vamos a ciegas?
Burayı kilit altına alın.
Cierren el lugar.
İyi, ben burayı hallederim.
- Vale, voy a terminar aquí.
Burayı beceremedim.
No entendí esto bien.
Burayı temizlemişler.
Llegamos tarde. Limpiaron todo el lugar.
Burayı insanlardan nasıl gizli tutuyorsunuz?
¿ Cómo se mantiene fuera de la parrilla?
Biliyorsunuz, burayı kendim tekrardan dekore etmek istiyordum.
Sabes, he querido redecorar el lugar yo mismo.
Burayı temizlemek çok uzun sürecek.
Nos tomará una eternidad limpiar todo este lugar.
Burayı bulmak pek kolay olmadı.
Perdón por eso. No fue fácil encontrar la manera de entrar aquí abajo.
Çok kuvvetli ama biraz hassas. Bu yüzden nereye nişan aldığınıza dikkat edin. Çünkü hatalı bir atış burayı yok edebilir.
Muy poderosa, pero algo quisquillosa, así que tal vez quieras tener mucho cuidado a donde apuntas porque un mal disparo podría volar en pedazos todo el lugar.
Ben de bazı şeyleri buraya getirip burayı güzel bir takılmalık mekân yaptım.
Me di cuenta de que es un gran espacio. Así que subí algunas cosas y lo convertí en una sala.
Burayı mı?
¿ Este sitio?
Burayı seviyorum.
Me gusta estar aquí.
Buraya çadır gerek, Adli Tıp için burayı korumalıyız.
Vamos a cubrir la zona para la científica.
Sizi olay yerine götüren helikopter pilotu Thor buldu burayı.
Thor, el piloto del helicóptero, se la deja.
Burayı sevdim ve burada kaldım.
- Me gustó la zona y me quedé.
Gideon Jax'in son görüldüğü yer olarak burayı gösterdi.
Gideon ha rastreado el último biomarcador de Jax hasta esta ubicación.
"Güzellik" burayı tanımlamak için kullanacağım bir söz olamaz.
"Belleza" no es la palabra que usaría para describir este lugar.
Burayı yendim, değil mi?
Le gané a esto, ¿ verdad?
George burayı terk etmez.
George no se va a dejar este lugar.
Burayı seviyor musunuz?
¿ Le gusta esto?
Ee, burayı taşınmayı mı planladın?
¿ Entonces, tiene la intención de venirse para acá?
Burayı kimsenin bulmasını istemiyorum.
No quiero que nadie delate esta ubicación.
Burayı düzenleme şekline bayıldım.
Me encanta la decoración.
Tabii ki Leonor'u seviyordu. Ama burayı bizim için ve Halan Audrey için bıraktı.
Claro que quería a Leonor, pero la casa nos la dejó a nosotros y a tu tía Audrey.
Ama mükemmel bir fikrim var. Eski evimize geri döneriz. Burayı kiralayıp parasını da Audrey Halama veririz.
Pero tengo una gran idea, regresamos a nuestro apartamento, alquilamos este lugar y le damos el dinero a tía Audrey.
Burayı hiç böyle hatırlamıyorum.
No lo recuerdo así.
Burayı pırıl pırıl yapana kadar ifade verilmeyecek, fotoğraf çekilmeyecek.
Ni declaraciones ni fotos hasta que esto esté como una patena.
Burayı o kadar kötü yapan şey ne?
¿ Qué tiene de malo este sitio?
Eski bir gemi ile burayı kapatırsak giriş tamamen engellenecektir.
Un bote descompuesto podría bloquear la entrada.
"Burayı kimsenin terketmemesi emredildi."
"Nadie me ordenó que me fuera".
Chae-Sun'ın ailesi burayı inşa etti.
Los padres de Chae-seon construyeron este lugar.
Susan burayı asla satmaz.
Susan nunca vendería.
Ya ilk burayı kontrol etmeye karar verirlerse?
¿ Y si decidieran buscar primero en este lugar?
Burayı sevmiyorum, biliyor musun?
No me gusta este lugar.
Ama ben... ben burayı canlandırıcı buluyorum.
Pero me resulta reconfortante.
Sen... Burayı sen yürütüyorsun.
Usted dirige este lugar.
Belki de burayı seçmemiz o kadar da iyi bir fikir değildi.
Quizás escoger este momento no haya sido una buena idea.
Rip bizi ilk yanına aldığında çalmaya değer bir şey olup olmadığına bakmak için burayı karış karış araştırdım ama çalmaya değecek bir şey yoktu.
Cuando Rip nos reclutó, me tomé la libertad de registrar hasta el último centímetro de esta cosa en el caso de que hubiera algo que valiera la pena robar. No lo había.
Arama emriniz yoksa derhal burayı terk edin.
A menos que tenga una orden, tiene que salir de aquí inmediatamente.
Bir kaç gün önce burayı kurarken büyük bir kavga etmişler.
Sí, tuvieron una gran pelea hace unos días mientras grababan una toma.
Burayı aramış ve ölmeden birkaç saat önce Ty'ın ajansıyla görüşmeler yapmış.
Ella llamó... Aquí e intercambió llamadas con la agencia de Ty un par de horas antes de que la mataran.
Ona ulaşabilmek için sürekli arardı burayı.
Ella solía llamar a todas horas intentando aferrarse a él.
Burayı yıktırtmana inanamıyorum Carter.
jiz, no puedo creer que lo hicieras, Carter.
Burayı kapatacağım.
Esto se termina aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]