Burda mı tradutor Espanhol
3,211 parallel translation
- Ve Kevin, Scotty ve Kitty. - Hepsi burda mı?
Y Kevin, y Scotty, y Kitty. ¿ Están todos aquí?
Burda mı?
¿ Aquí? ¿ Ahora?
Gerçekten burda mıydı, yoksa hepsi hayalgücüm müydü?
¿ Estuvo aquí, o fue fruto de mi imaginación?
Müdürünüz burda mı? Hayır.
¿ Hay algún supervisor por aquí?
Burda mısın?
Estas ahi?
Burda mı yaşıyorsun?
¿ Vives aquí?
Tüm bu zaman boyunca burda mıydın?
Has estado aquí todo este tiempo?
Ryan burda mı?
Oye, ¿ Ryan está aquí?
Cate burda mı?
¿ Cate está aquí? Vamos. ¿ Qué pasó con la noche de tipos?
Burda mı?
¿ Es ese?
Burda mı duş alsam yoksa evde mi?
¿ Me ducho aquí o me ducho en casa?
Sen burda mıydın?
¿ Estabas aquí?
Kaptanımız burda değil
Srta. Simmons, no podemos empezar. Srta. Simmons, nuestra capitán no está aquí.
Bak, kişisel olarak algılama... fakat burda işimi yapmam lazım, Yoksa benim kıçımı gümbürtüye gider.
Mira, no es nada personal, pero tengo un trabajo que hacer aquí, o se irá todo al demonio.
Burda okumadım.
- No lo hice.
Bir saat pratik yapacağım, ama sen ben gelene kadar burda kalabilirsin.
Tengo que ir a la practica de tenis en una hora. Pero puedes quedarte aqui hasta que vuelva.
Burda ihanete uğradım!
Oye, oye, oye. Me han engañado aquí.
Eğer bu işi burda, cinayetinin soruşturulamaz hale geleceği bu noktada yapmasaydım!
A menos que lo haga aquí, donde tu asesinato no será enjuiciado.
İnsanlar bu dünyada 4,5 miyon yıldır yaşadığımızı unutma eğilimindeler medeniyetimiz çok uzun bir süredir burda mevcut...
La gente tiende a olvidar que estamos en un planeta que tiene 4.5 billones de años de edad. La presencia de nuestra civilización en esa vasta escala de tiempo...
Bu çizimlerin M.Ö 1200lerde çizilmiş olduğu... düşünülmekte, fakat burda modern uzay yolcuları ve onların uzay araçları betimlenmiş gibi.
Se piensa que estos dibujos fueron creados alrededor del 1200 A.C. y que parecen mostrar viajeros espaciales en sus vehículos.
Burda seninle kalıpta ne yapacağım?
¿ Qué tiene eso que ver contigo?
Burda ben devralayım
Yo me encargo desde aquí.
Şarabı bulayım. Keşke Quinn burda olsaydı.
Voy a ir a buscar ese vino.
Tüm arkdaşlarımız ve ailemiz için çok minnettarım, ve herkes burda olduğu çok memnunum.
Estoy muy agradecido de estar rodeado de una família y amigos excepcionales, y, me alegro mucho de que estéis todos aquí.
Burda kaldığını duyduğum zaman sevinçten parende attım.
Estaba literalmente haciendo marometas cuando escuche que te dejaron entrar.
Burda adım Blake.
Cómo me encontraste?
burda bir hat oluşturup onları burda tutalım.
Entonces haremos una línea en la arena y los mantendremos aquí.
Senden daha uzun süre yaşadım burda.
Incluso he vivido aquí más tiempo.
Biliyorsun onun bu saatten sonra burda olmaması lazım.
Se supone que ella no estaria por horas aqui
Profesör, burda olduğunuza göre belki pelikan iskelet yapısını... daha iyi anlamamıza yardım edersiniz.
Profesor, ya que esta aquí podría ayudarnos a entender mejor la estructura esquelética del pelícano
Ben burda yatarım
No te preocupes, Dormire una siesta aquí.
burda olamazsın çikolatalıı kekin varken... kim mısır gevreği ister ki?
No puedes estar aquí. ¿ Quién necesita cereal cuando puedes tener... magdalenas de chocolate?
bebek bakıcım burda, ve Derek siparişleri vermiş. yani kocanla yemek yiyorum!
Tengo una niñera, y Derek hizo la reserva, pero tengo que cenar con tu marido. ¡ Vaya!
ve dışarda daha fazla onlar yardıma ihtiyacı olan ve gidecek bir yerleri olmayan insanlar sen de burda insanlara yardım ediyorsun bu aynı şey değil.
gente que no tiene adonde lugar adonde ir, gente que necesita ayuda. - Tú ayudas a la gente cada día.
Demek istediğim, hadi kalalım burda birkaç gün.
Sólo estoy diciendo que paremos unos días aquí. Ese es el Ganges.
Sana burda ihtiyacım yok.
De verdad no te necesito aquí.
Ne yapacağımı bilemiyorum 3 çocuğum var burda
Mira hombre, no sé qué hacer. Es decir, Tengo tres chicos ahí dentro ¿ entiendes?
Bu şartlarda bile iyi görünmüyorsam belki de burda hiç olmamalıydım.
Si no me veo bien con ellos, no debería estar aquí.
Burda kalmak istersem giysilerimi çıkarmalıyım, öyle mi?
Si me quiero quedar, tengo que desnudarme?
"Benzedi Bob, hadi eve gidelim daha fazla burda duramayacağım."
"Sí, Bob. Larguemonos de aquí."
Burda hiç güzel çocuk var mı?
¿ Hay niños buenos por aquí?
Bak, sdyney'in yaptıklarından hoşlanmıyorum, ama belki de burda açık fikirli olmaya ihtiyacımız var eğer esrarın Zack'e faydası varsa
- Mira, a mí tampoco me gusta lo que hizo Sydney pero tal vez necesitamos mantener la mente abierta.
sen de biliyorsun ki sheldon artık arkadaşım olmak istemiyor ki eğer eve gelebilseydim iyi olurdu ve biliyorsun burda olabilirdin- - tamam, çok abartıyorsun hayır, bu... bu abartı olabilir.
- Sabes que Sheldon no quiere ser amigo mío y saber que estarías aquí, en vez de con- - - De acuerdo, estas exagerando la situación... - No, esto seria estar exagerando.
Dinle burda olduğumu unutup işine dönebilirsin sana ayakbağı olmayayım.
Mira, Solo olvida que estuve aqui, y dedicate a tus asuntos. Y yo saldre de tus cabellos.
Tanrım ABD Memeleri burda sanki
Dios santo, ese lugar es como Villa Tetas.
Belle burda tanıdığım en iyi dost
Belle es la mejor amiga que haya conocido.
Aman Tanrım! Ne işin var burda?
Oh, Dios Mío, ¡ ¿ qué estáis haciendo aquí?
Burda çalıştığımı görmesine izin veremem.
No puedo dejar que me vea trabajando aquí.
Burda bırakalım.
Ponlo aquí.
Ben burda yatarım.
Está bien. Dormiré aquí.
Yardım etmek istiyorsan, burda kal
Si quieres ayudarme, quédate en la silla.