Diğeri de tradutor Espanhol
3,207 parallel translation
Diğeri de balığa.
- Y el otro entonces en un pescado.
Bir diğeri de hayatının geri kalanı boyunca bir sümüklüböcek kabuğundan su içmek.
Otra es beber agua de una piel de serpiente durante el resto de tu vida.
Buzdan heykel sipariş ettim biri at diğeri de yunus sen sevdiğin bir tanesini seç diğeri de kırılacak ve içkilere atılacak.
Asi que ordené una escultura de hielo... Una de un caballo y una de un delfín... Ustedes escogen la que les guste,
Şuradaki budala kemerinin arkasındaki silahı çekene kadar somurtkan olan alnından vurulur, diğeri de aynı şekilde.
Y mientras que el drogadicto saca su pistola de atrás de su cintura gruñón recibe una entre los ojos, y él también.
Biri ifade verdiği gün diğeri de hüküm giydiğim gündü.
La primera el día que rindió testimonio y la segunda el día que me sentenciaron.
Yedi kişiden... biri kardeşim bir diğeri de manevi babam...
De esos siete... uno es mi hermano y el otro es mi padrino...
İkisi ağır yaralandı. Diğeri de neredeyse ölüyordu.
Desde entonces, nadie se le acercaba.
Diğeri de gri.
Y la otra es gris.
Bu nedenlerden diğeri de Anonymous'taki insanların bu Scientology Kilisesi ve ondan önceki hedeflere, yapılan saldırılara katılmadan önce tutuklanmalarıydı.
Otra de las razones, sin embargo, fue que gente de Anonymous había sido arrestado antes por participar en este tipo de ataques, decir sobre la Iglesia de la Cienciología y otros objetivos que se había producido antes.
Bir tanesi üç ay önce, diğeri de geçen hafta.
Ésta de hace 3 meses, y ésta la semana pasada.
Biri büyük, diğeri de küçük.
Una grande y otra más chica.
Biri karaciğerini yırtmış. Diğeri de yavaş kan kaybetmesine neden olmuş.
Uno le laceró el hígado, y el otro le produjo una pérdida lenta de sangre de la aorta.
Özellikle konserler söz konusu olduğunda eğer iki gitarcınız varsa seçenekleriniz çok olur ; biri solo atarken diğeri de ritim tutturur yoksa tek gitarla ritim falan olmaz.
Especialmente en vivo ; si tienes dos guitarristas te da muchas más opciones, porque con una sola guitarra si toca el solo, se pierde el fondo ya que no hay guitarra rítmica.
Yani o bir erkek, diğeri de kız.
Quiero decir que él es un chico, ella una chica.
Yani buradaki iki yeşil iz bir manyetik alan içinde farklı yol takip edecekler, bu yüzden bunlardan biri madde diğeri de kesinlikle anti-madde olmak zorundadır.
Estos dos registros verdes en un campo magnético se mueven diferente, así que uno de ellos tiene que ser materia y el otro antimateria.
Şey, pek emin değilim, ama bildiğim şu ki biri beyaz, diğeri de büyük ölçüde beyaz.
Bueno, no estoy del todo seguro, pero sé que uno es del todo blanco y el otro es muy blanco.
Şu 30. caddede kanalizasyondan çıkan deniz yaratıklarını yapmıştın. Bir diğeri de Bales sokağında yaptığın yanan bir evcil hayvan dükkânından kaçan yılanlardı.
Pintaste ese callejón en la calle 30... aquel con las criaturas marinas saliendo de la alcantarilla... y ese otro en Bales con las serpientes... que escapaban de la tienda de mascotas en llamas.
Bir diğeri de arkasında.
Y tiene a otro detrás de él.
Biri Buster diğeri de Pickles. - Düşüneyim.
- Veamos.
Sevgiler, baban. " Diğeri de Doktor Dave'den mi?
"Siempre serás mi Valentina, con amor, papá". ¿ La otra es del Dr. Dave?
Biri içine doğduğun hayat. Diğeri de seçtiğin hayat.
Con la que naces, y la que eliges.
Onun iki amacı vardı biri benim ona verdiğim kasedi almak diğeri de bu operasyonu emredeni bulmak.
El tenía dos objetivos : conseguir el vídeo, el cual le entegrué, y averiguar quién ordenó los ataques en Yemen.
Birisi eski deli nişanlı Vicky'e ve diğeri de ölü gelin Anja'ya ait.
Unas son de la chalada ex prometida, Vicky, y otras a Anja, la novia muerta.
Diğeri de çalışanı Isobel Swift'e ait.
Y el otro pertenece a Isobel Swift, su empleada.
Diğeri de finaldeki yerini garantileyecek.
El otro tendrá garantizado un lugar en la final.
Biri burada, diğeri de şu tarafta.
Hay uno aquí, y el otro allí abajo.
Diğeri de bizden biriydi.
El otro, era uno de los nuestros.
Birisi tatlı bir şey. Diğeri de yaşlı bir adam.
Un chico bonito y un viejo.
Burda iki sıra iz var, biri burada, diğeri de burada.
Hay dos líneas de pequeñas, una aquí y otra aquí.
Diğeri de aynısını söylemişti.
Eso es lo que dijo el otro tipo también.
Biri Jarrod Prodeman için Amsterdam'a diğeri de kendi için Taca 529 nolu uluslararası uçuşuna.
Uno para Jarrod Prodeman a Amsterdam, el otro para ella... Taca Internacional Vuelo 529.
Bir tanesi Christine'e bakması için diğeri de öbür bakıcıyı gözetlemesi için mi?
¿ Qué? ¿ Una para vigilar a Christine y la otra para vigilar a la primera niñera?
Birisi onun için diğeri de benim için.
Uno para ella y uno para mí.
Bir tanesi ailede üniversiteye gidecek ilk öğrenciymiş,... diğeri de iki çocuk sahibi anne...
Una víctima era el primero en su familia en ir a la Universidad, otra era madre de dos niños, así que...
- Biri senin, diğeri de- -
Uno para ti y otro para...? Tanto para mí.
Biri organ bağışçısı, diğeri bağırsaktan yemiş.
Dos heridos de bala. Uno es un donante de órganos, el otro tiene un disparo en la tripa.
Diğeri bende değil, ama bulduğum gibi sana getireceğim.
No tengo el otro, pero a penas lo encuentre me aseguraré de dártelo.
- Diğeri için de iki varil mi kullanayım?
- ¿ La otra sólo entra en dos papeleras?
Biri David Blake'e kadar gidiyor. Diğeri takip edilemez.
Uno de ellos conduce a David Blake, y el otro es... imposible de encontrar.
İkinizden biri yere serilince diğeri köşesine gidecek.
En caso de ser derribados, los llevarán a una esquina neutral.
Biri kulübü için diğeri subay yemekhanesi için.
Para su club y para el comedor de oficiales.
Biri kaza yaptı, diğeri peşime düştü.
Uno de ellos chocó, el otro vino a buscarme. - ¿ Quién? ¿ Quién lo buscó?
Maloof'lardan birisi beni ölmemi isterken, diğeri bana aşık.
Uno de los Maloofs me quiere muerta, y el otro está enamorado de mí.
Ama ya o dükkânda baba oğuldan sadece birini yakalarsak? Diğeri Emily'nin yanında kalırsa?
¿ Pero qué sucede si sólo atrapamos a uno de los Hall en el negocio y el otro se queda con Emily Barlow?
İki insan, bir kimlik numarası onlardan sadece birisi Hester olabilir, diğeri sahtekâr olmalı.
Dos personas, un número de seguro social sólo uno puede ser Hester, así que uno es un impostor.
Çünkü gördüğünüz üzere birisi paramparça olurken diğeri keskin uçlu bir silah olacak şekilde kırılır.
Porque, usted ve, mientras una botella se amontona en un montón de vidrio, la otra se triza como un arma serrada.
Lanetin biri biter diğeri başlar.
Una maldita cosa después de otra.
Hem de aynı hücre ya da aynı hapishanede olmasak da. Ya da... Birimiz ölüp diğeri hayatta kalsa bile bu, hâlâ sonsuza dek ve sonsuza dek ve sonsuza dek ve sonsuza dek ve sonsuza dek arkadaş değiliz demek değil.
Y solo porque no estamos en la misma celda o la misma prisión, o... incluso si matan a una de nosotras y la otra sobrevive, no significa que no sigamos siendo amigas por siempre.
Bildiğimiz gibi biri dünyayı kurtarıyorsa diğeri zibidilik peşindedir.
Un hombre salvando al mundo tal como sabemos, es la vagancia de otro hombre.
Birisi yakalanırsa diğeri konuşmasını engellemek için onu öldürme emri alırdı.
En el caso de captura, sus órdenes eran asesinar a su compañero para evitar que hablase.
Biri üstün hizmet diğeri ise cesaret madalyası.
Tiene la Estrella de Bronce y un Corazón Púrpura.