Evet de tradutor Espanhol
127,067 parallel translation
Evet, güzel bir sabah,... ve hayır, bozuk bir röle anahtarı değil.
Sí, es una hermosa mañana, y no, no es interruptor de relé defectuoso.
Evet, Anya'nın farkında olmadan altuzay yer bildirme sinyali gönderebileceğini konuştuk.
- Sí, ya hemos discutido la probabilidad de que Anya pueda estar transmitiendo involuntariamente una señal subespacial de búsqueda.
Evet, bu onun fikriydi zalim insanların ulaşabileceğinin ötesinde android türü için güvenli bir liman.
Sí, eso fue idea de ella, un puerto seguro para la raza androide, más allá del alcance de nuestros opresores humanos.
Evet..... hem de çok.
Sí. Mucho.
Evet, öyleyim ama yine de atıyorum çünki bunun, senin için büyük bir fırsat olduğunu görüyorum.
Sí, me doy cuenta, pero te lo ofrezco de todas maneras, porque incluso yo puedo ver que esta es una gran oportunidad para ti.
Evet, Beş'de kaçmayı başardı.
Sí, Cinco también logró escapar.
Evet, bizi oraya götürdü ve içeri aldı ama kaçmamıza da yardım etti çünki bir hata yaptığını farketti.
Sí, él acabó con nosotros. Nos entregó. Pero también nos ayudó a escapar porque se dio cuenta de que había cometido un error.
Evet, söylemesi yapmasından daha kolay özellikle de kayıplar kişisel olunca.
Sí, bueno, eso es más fácil decirlo que hacerlo. Especialmente cuando los costes son personales.
- Evet sanırım şu an bunları geçtik eğer buradan sağ kurtulmak istiyorsak beraber çalışmalıyız.
Pero creo que ya hemos dejado todo eso atrás. Si vamos a salir vivos de aquí, necesitamos trabajar juntos.
- Evet. - Orada güzel bir ayarlama yaptı ve daha fazlası için de yer var.
- Lo tiene todo bien montado allí, y tiene sitio para más gente.
Evet, uzun menzilli bir yük gemisinin mürettebatına rüşvet verdik.
Sí, sobornamos a un par de tripulantes de un carguero de larga distancia.
Evet, garip işleri yapıyoruz, her zaman büyük paranın peşindeyiz.
Sí, hacemos trabajos ocasionales, siempre en busca de un gran golpe.
Evet, Electus Corp tarafından... solucan deliği araştırması için yapılan bir takımın başındaki bilim insanıydım.
Sí, yo era el científico jefe de un equipo reunido por la Corporación Electus para investigar tecnología de agujeros de gusano.
Evet, çalıştırmak üzereydi.
Sí, él estaba a punto de conectarla.
Evet, şey, elektrik bazı güvertelerde ve koridorlarda... yok ama hepsinde yok değil.
Sí, bueno, se ha ido la energía en múltiples cubiertas y pasillos, pero no en todos. Esto no es un corte de energía.
Evet. Ardından ben reddedince de çaldın.
Y luego lo robaste cuando me negué.
Evet, onu birkaç hafta önce vatanından olmuş insanlarla büyük bir gruba yerleştirdik.
Sí, aceptamos un grupo de ciudadanos desplazados - hace un par de semanas.
- Evet aldığınız çağrı ondan değildi açıkçası ben göndermiştim ama buraya geldiğinizde açıklayacaktım.
- Sí. La transmisión que recibieron obviamente no era de él. Yo la envié.
- Evet.
- de la galaxia.
Evet ve şu an, vereceğim cevabı planlama aşamasındayım.
Sí. Y estoy en el proceso... de planear mi respuesta.
Evet gemi veritabanına giriş kodu olan biri.
Sí. Alguien con códigos de acceso al centro de datos de esta nave.
Evet tamam, haklısın....... neler yaşadığınızı bilmiyoruz ama Traugott'un dilinden konuşmayı biliyoruz.
No, tienes razón. Nosotros no sabemos por lo que han pasado, pero sí sabemos de gente como Traugott.
Evet.
Sí, los vamos a mandar en la siguiente nave de provisiones.
Evet.
Si estás seguro de esto. Sí.
- Evet, hafıza kaybı şeyi.
- Sí, lo de la amnesia.
Dedikoduya göre buradaki yetkili kişi senmişsin. Ishida muhafızlarını saymazsak, evet.
Los rumores dicen que tú eres el que está a cargo aquí, aparte de los apresadores de Ishida.
Evet, sence bunu yapabilecek kapasitede birisi misin?
¿ Te crees capaz de eso?
Evet, farkındayım.
Sí, estoy consciente de eso.
Evet, Rasnov-4'e, Komutan Truffault'un kibarlığı.
Sí, vamos a ir a Rasnov-4, cortesía de la comandante Truffault.
Evet, yine de, çalışmaya devam.
Bueno, sigan por el buen camino.
Evet, ama iyi bir şeye de sebep oldu.
Sí, pero salió algo bueno de ello.
- Evet zihnimle oynama işlemi bir şekilde, saklı anılarımdan bazılarını açtı.
- Sí. El proceso de colarse en mi mente, de algún modo liberó algunos de mis recuerdos.
Evet, ama bunu yapmayı gerçekten düşünmelisin Kal.
Sí, pero necesitas pensar de veras en esto, Kal.
Evet şimdiye kadar dışında kaldılar ama Truffault, Ferrous Corp'un düşmanlarını temizledikten sonra Mikkei'ye saldıracağını bilmesi gerek.
Sí, por ahora han estado fuera de él, pero Truffault tiene que saber que cuando Ferrous eche a sus enemigos de la mesa, van a ir a por Mikkei.
Evet, merak ediyorum da biliyor musun, Dört eski anılarını yükledikten sonra benden kaçmaya başladı sanki benim geçmişimle ilgili bir şey biliyormuş da, bunu bana söylemek zorunda kalacağı bir duruma düşmek istemiyormuş gibi.
Sí, me pregunto... ¿ Sabes que cuando Cuatro descargó sus antiguos recuerdos, empezó a evitarme? Casi como si supiera algo sobre mi pasado y no quisiera estar en la posición de tener que decírmelo.
Evet ben de, kimse durumdan endişeli gibi görünmüyor.
Sí, yo también. A nadie parece importarle.
Evet biz de, Üç'ü bulduk.
Sí, nosotros también. Encontramos a Tres.
- Evet,... ama karanlıktan korkmamak için bir yol buldu.
- Sí, pero descubrió una forma de no temerle a la oscuridad.
Evet, Polis'te kendi halkı savaştayken ayak işleri yapan bir kral.
Sí, un rey que hace de recadero mientras su pueblo está en guerra en Polis.
- Evet ben de.
Sí, yo también.
Evet, kesinlikle eski yöntemlerime geri döndükten sonra buldum.
Sí, claro, lo encontré. Después de eso, regresé a mis viejas costumbres.
Evet, iyi de silahlanmışsınız.
Sí, y están bien armados.
Evet, kalıyorlar çünkü onları senden... koruyacağımı söyledim.
Sí, pero se están quedando porque yo dije que los protegería de ti.
Bir bakıma, evet.
De alguna manera, sí.
- Evet kaybettim. Oğlum bebekken benden alındı ve onu bulmayı denedim, denedim ama başarısız oldum.
Me quitaron a mi bebé y traté una y otra vez de encontrarlo y fracasé.
Evet, öyle ya da böyle sıyrılacağım.
Sí, lo haré. De una manera u otra.
Evet, orada korkutucu şeyler olabilir. Ancak aklına hiç gelmeyen büyülü şeyler de olabilir.
Y, sí, podría haber cosas aterradoras, pero también podría haber cosas mágicas como nunca has imaginado.
Evet inanıyorum ve Jules'u buna ikna edemedim ama sen yapabilirsin biliyorum.
Sí, lo creo. Y no pude hacer cambiar de opinión a Jules. Pero sé que tú sí puedes.
Evet, park yolundaki moteldeyim.
Sí, estoy en el motel al lado de la avenida.
Evet, bence de hala aynı postane burası.
Sí, parece la misma vieja oficina de correos para mí.
- Evet ama oyunumuzu oynadık. Sonra babam röportaj verdi ve eve geri döndük.
¿ Qué clase de jurado no se quedaría dormido mientras tratamos de explicar qué carajos significa eso?
evet dedi 25
evet dedim 36
evet de desen 16
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
evet dedim 36
evet de desen 16
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260