English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ E ] / Evet o

Evet o tradutor Espanhol

33,365 parallel translation
Evet o yanımda.
Sí, la tengo.
Evet o zaman.
Entonces, sí.
- Sen Paper Boy değilsin! - Evet o yum seni küçük...
pequeño...
Evet o!
Es verdad.
Evet, 90'lı yıllardı o zaman.
Sí. Eran los 90.
Evet, gerçekten seni "şaka mı şeker mi?" yapmaya götürmeyi çok istiyordum.
Sí, claro que quiero ir contigo a truco o trato.
Evet, o aklımdan çıkmış.
Sí, me había olvidado de eso.
- Evet, o halde hazır yavrunda Dan'deyken...
Bueno... mientras tanto, dado que tu vástago está con Dan...
- Evet, bir sürü var. Ama sorduğun kişiye göre değişiyor. Katilin ya latin, ya beyaz ya da siyahi, uzun ya da kısa, kahverengi ya da sarı saçlı veya kel bir erkek olduğunu söylüyorlar.
- Sí, un montón, pero dependiendo de a quién le preguntes, el asesino era un varón hispano, caucásico o negro, bajo o alto, cabello castaño o rubio, o completamente calvo.
- Evet, geçtik o işi.
- Sí, ya pasamos eso.
Evet ya da birçok eski şey olan antikacı.
Sí, o, ya sabes... tienda de antigüedades, repleta de cosas viejas.
Evet ya da adamı gökkuşağı peruğu ve leopar deseninden.
Sí, o a un tío por su peluca arcoiris y pantalones de leopardo.
Evet, söyledin. O... mahvolmuş olmalı.
Sí, me lo dijiste. Tiene que estar... devastada.
Evet, anlamadığım da o.
Sí, no lo entiendo.
- Evet, o gün de şantiyedeydi.
Y estuvo presente aquel día.
- Evet, üç-dört dakika önce girdi.
Sí, le han metido hace unos tres o cuatro minutos.
Evet, işte o. Çok teşekkürler efendim.
Sí, esa es.
Evet, şu an biraz kötü, ama bana birkaç gün verin, O yeni Anitamız olacak.
Y, sí, sé que de momento es una especie de pisapapeles, pero dadme unos días y será la nueva Anita.
Evet, onu bulamam ama o beni bulabilir.
Sí, yo no puedo encontrarle... pero él puede encontrarme a mí.
Evet bırak o yapsın.
Sí, deja que lo haga ella.
- Evet. - O adamı nezarete ben attım kanka!
yo encarcelé a ese tipo!
Evet, yine o.
está bien.
Evet, o zamanlar çok çılgındım.
era un rebelde en esa época.
Ayrıca evet, o da tuhaf.
Lo es.
Evet, o da var tabii. Ama...
pero...
Evet, tek yaptığı şey o.
Es todo lo que hace.
Evet ama anlaşılan öyle işlemiyormuş o olay.
Sí. Resulta que no funciona de esa forma.
Evet, o vakte kadar sonuçları bekleyin.
Muy bien. Lo veré en el campo.
- Evet ama o sadece... Bu gece çok yaşadı, yani...
Bueno, sí, pero... le han pasado muchas cosas esta noche, así que...
Evet, yani, ben...
Sí, o sea, yo...
- Evet. O hala işe gidiyor ben hala emekliyim.
Ella sigue trabajando y yo sigo retirado.
Evet, CD-ROM'da mı çalıyor o?
- Sí, ¿ viene sin el CD-ROM?
Evet, o benim.
Sí, esa soy yo.
Evet, o yüzden seni seviyorum.
Sí. Por eso te amo.
- Evet, onu sonsuza dek susturabilirim de.
O puedo dejarle mudo para siempre.
Evet, o sikik eğer ormana ulaştıysa sınıra da ulaşıp çoktan kaçmıştır.
Si esa hija de puta llegó al bosque, fijo que llegó a la frontera y escapó.
Evet ama değişmeyebilir de.
O podría no hacerlo.
- Evet, o benim en iyi arkadaşımdı.
- Sí, era mi mejor amigo.
- Evet. Evet. Ya da...
Sí, o...
O da "Evet öyle bir şey yapmıştım" dedi.
El dijo "Sí, hice algo por el estilo".
Evet sorumlu biziz, ama sadece mecliste... ve seçimlerde.
Somos responsables, pero sólo en la asamblea, o en las elecciones.
- Biri polise öttü. Evet, o kahrolası orospulardan biriydi.
Sí, las malparidas putas.
Bakın beyefendi, o gece olanlar karmaşıktı, evet itiraf etmeliyim ki kontrolü kaybettik, hatalar yaptık ama ulusal bir krizden bahsediyoruz.
Mire, señor fiscal, lo que pasó esa noche fue complicado, y le debo confesar que se nos salieron las cosas de las manos. Cometimos errores. Pero hablamos de una crisis nacional, de un problema de estado.
Evet, ama o herifin lanet olası bir ordusu vardı.
Pero ese gran marica tenía un ejército ni el hijo de puta, ¿ no?
- Evet, o...
- Sí, es...
Evet, ve o da ölmüş.
Sí, también está muerta.
- Kızın mı o? - Evet.
- ¿ Esa es tu hija?
- Evet, o.
- ¿ En serio?
Evet, evet, sanırım Clark o isimle ilgili birkaç şey biliyordur.
Sí, sí, creo que Clark sabe un par de cosas sobre ese nombre.
Daha çok "Yüksek belli pantolonlar, Evet mi Hayır mı?"
Más bien es como "jeans de cintura alta", ¿ sí o no?
- Evet, Trak.
- Es verdad, O'Trak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]