Evlenmek mi tradutor Espanhol
1,068 parallel translation
- Benimle evlenmek mi istiyorsun?
- ¿ Quieres casarte conmigo?
Griswold'la evlenmek mi? Asla!
¿ Matrimonio con Griswold?
- Evlenmek mi?
- ¿ Casarnos?
- Evlenmek mi?
- ¿ Casado?
Evlenmek mi?
¿ Casados?
Evlenmek mi?
¿ Casarse?
Evlenmek mi?
¿ Casarse conmigo?
On kez gördüğün biriyle evlenmek mi?
. ¿ Casarse con alguien que ha visto 10 veces?
Evlenmek mi, güleyim bari!
Qué tontería, casarse.
Benle evlenmek mi istiyorsun, yoksa sadece hoşlanıyor musun?
¿ Pero tienes la intención o solamente te gusto?
Evlenmek mi istiyorsun, Ester?
¿ Estás ansiosa de casarte, Ester?
Evlenmek mi?
¿ Matrimonio?
- Şimdi evlenmek mi istiyorsun?
- ¿ Ahora te quieres casar?
Kaçıp evlenmek mi?
¿ Fugarme?
Evlenmek mi?
¿ Casarnos?
Ne? Evlenmek mi?
Solía vendernos arroz del mercado negro después de la guerra.
Prensesle evlenmek mi?
¿ Casarme con una princesa?
Benimle evlenmek mi istiyorsun?
- ¿ Quieres casarte conmigo?
- Evlenmek mi?
- ¿ Casarte?
Ben, evlenmek mi?
¿ Casarme yo?
- Evlenmek mi istiyorsun? - Evet efendim. - İşte bu.
Venda lo que venda, no.
Beni sevmiyor musun yoksa sadece evlenmek mi istemiyorsun?
¿ Ya no me quieres o no quieres casarte?
Küçük kızım, sen deli misin? Bu yaşta evlenmek mi?
"Niña mía, a tu edad, no se piensa en casarse"
Yani benimle evlenmek mi istiyorsun?
¿ Quieres casarte conmigo?
Evlenmek mi?
¡ Casarnos!
- Onunla evlenmek mi istiyorsun, Sam?
¿ Te refieres a que quieres casarte con ella, Sam?
- Sissi'yle mi evlenmek istiyor? - Evet.
- ¿ Quiere casarse con Sissi?
Pre Prensesle evlenmek mi? Ne ne zaman?
- ¿ Casarme con la princesa?
Buradan ayrılıp kendi adamımla evlenmek isterdim.
Y casarme enseguida con mi novio.
Sevgilimle evlenmek için köye gideceğim.
Mi novio me espera para hacerme su mujer...
- Onunla evlenmek istediğini söyledi. - Öyle mi?
Me dijo que iba a casarte con él.
Evlenmek için mi?
- ¿ A casarse?
Seninle evlenmek istemezsem, sen de benimle evlenmek istemezsin, değil mi?
No querrás que me case contigo si yo no quiero, ¿ verdad?
Teğmen Manion'la evlenmek için mi ilk kocanızdan boşandınız?
¿ Se divorció de su primer marido para casarse con el teniente?
- Evlenmek için eve döndüğümde kendimi aynada görünce... Nişanlıma Gertie'yi açıklayamazdım... Evet.
- Yo volvía a casa para casarme pero cuando me vi en el espejo me reenganché ; no sabía cómo explicarle a mi novia lo de Gertie.
- Evlenmek istiyoruz, değil mi?
- ¿ Están seguros? - Vaya pregunta.
Joe, bu bir milyonerle evlenmek için son şansım.
Joe, podría ser mi última oportunidad de casarme con un millonario.
İkincisi, ve en önemlisi, ünlü biriyle evlenmek istemesi - özellikle benle.
Pero, segundo, lo más importante : quiere casarse con mi título nobiliario.
- Vakti gelince evlenmek lazım, değil mi?
- Hay que casarse en algún momento, ¿ no?
Orada, annemin gelinliğiyle ve annemle babamı evlendiren rahibin kıyacağı törenle evlenmek istiyorum.
- Cielo, quiero que nos casemos allí... con el vestido de boda de mi madre por el predicador que les casó a ellos. Quizás podría tocar mi violín.
Yale'deki öğrenimini bitirdikten sonra hâlâ Loomis'in kızıyla evlenmek istersen balayı için seni Avrupa'ya gönderirim.
Entonces, si aún quieres casarte con ella, vuelve y hazlo con mi bendición. Os enviaré a los dos a Europa en luna de miel.
Kız kardeşim Agnese, evli değil ve aileye bağımlı durumda. Aslında, saygıdeğer bir cenaze işleri şirketi... olan Mule ve Oğulları'ndan Rosario Mule... ile evlenmek istiyor.
Mi hermana Agnese, soltera, oficialmente prometida, es decir, novia de Rosario Molè, de la honorable firma Molè Hijos, agencia de pompas fúnebres.
Catherine ve ben evlenmek için benim ülkeme gidiyoruz.
Catherine y yo nos vamos a mi país para casarnos. Bien, Jules.
Hey, ikinizden biri benimle evlenmek ister mi?
¿ Os casaríais conmigo las dos?
Bütün hayatım boyunca zengin biriyle evlenmek istedim.
Toda mi vida quise un marido rico.
Evlenmek istiyor musun? - Kimse evlenmek istemez. - Algún día bile mi?
Gracias.
- Antoine'la evlenmek için mi? - İşte bu çok eğlenceli olur.
- ¿ Por qué no te casas con Antoine?
Annemle evlenmek istemedi.
Vea que él no se quiso casar con mi mamá...
Nişanlı, evlenmek üzere olan gibi mi?
Prometida, ¿ como de casarse?
Evlenmek için şahidin olması gerektiğini bilmediğimi mi sanıyorsun?
¿ Crees que no sé que se necesitan testigos para casar a alguien?
Oğlum Marc adına konuşuyorum. ... oğlum evlenmek için izninizi istiyor.
Hablo por mi hijo, Marc, que humildemente solicita vuestra bendición y permiso para casarse.