Fransız mı tradutor Espanhol
1,663 parallel translation
- Diğer Fransız mı?
- ¿ Van otros franceses?
- Nesin sen, Fransız mı?
- ¿ Eres francesa?
Fransız mısın?
¿ Eres francesa?
Fransız mı olsun? Tatlandırıcılı mı?
¿ Francés?
Fransız mı?
¿ Franceses?
- Ne, Fransız mıymış?
¿ Qué, francesa?
Sadece "İngiliz değilmiş" dedim ve Emma hemen "Fransız mıymış?" dedi.
Todo lo que dije fue que no era británica, pero Emma asumió inmediatamente que era francesa.
- Fransız mı?
¿ Francés?
Fransız mısınız?
¿ Es francés?
Fransız arabası mı?
¿ Auto francés?
Şu anda Fransız millî takımında oynuyor.
Se fue a Marsella, juega en el equipo nacional de ajedrez de Francia.
Fransız ayaklanması mı?
¿ Hernia francesa?
Fransız. Anladın mı?
De Francia, galo, ¿ entiendes?
Stalin Fransız Devrimi'ni tanımıyor.
Si la revolución estalla en Francia, la culpa no será suya.
Sovyetler, Naziler ve tüm Faşistler konusunda risk altındayım ve yakında, korkarım Fransız Hükümeti konusunda da risk altında olacağım.
Sean soviéticos, nazis, fascistas de todas las clases, e incluso, temo hasta que sea pronto, sobre todo el gobierno francés...
Ben de bu Fransız çocuklara Hintçeyi öğretmezsem. Adımı değiştirebilirim, Karan yerine Jan Paul, ya da Fransuva.
Si no les enseño Hindi a esos niños franceses... puedes cambiarme el nombre a otro francés... ¿ de acuerdo?
Trende tanışıp bir gece geçirdiğiniz genç bir Fransız bayan var mıydı?
¿ Hubo alguna vez una francesa que conoció en un tren y con la que pasó una noche?
Babama iki bin dolar borçlandım beni Fransız kadınları hakkında uyarmıştı.
Le debía a mi papá 2000 dólares y me había advertido sobre las francesas.
Aklında özel bir emperyalist ülke var mı, Fransız?
¿ Hay algún país imperialista en especial que tengas en mente, francesita?
Fransız tarzı kapımızı taktık mı ne güzel manzara olacak!
Que vista tendremos hacia las fronteras francesas.
Fransız ve Belçikalılar'ın geri dönüp sizi almaları için yalvardım.
Le pedí que los franceses y los Belgas vuelvan a rescatarlos.
Fransız-İtalyan telekom anlaşması için bir ön mukavele hazırladım.
Tengo el preacuerdo con la empresa de telecomunicaciones francoitaliana.
Ben Fransız'ım, gerizekalı.
Soy francesa, imbécil.
ama çok güzel Fransız şarabımız var.
Pero tenemos unos buenos vinos franceses.
Saat 15'te Caen şehrinde, bir Fransız rezidansı çalışanları dakikalar kala bir hastaneyi müttefik bombardımanından kurtardı.
A las 3 p. m. En la ciudad de Caen, un trabajador de la Resistencia Francesa tiene pocos minutos para salvar un hospital del bombardeo aliado.
Bu arada, yakınlarda mevzilenmiş bir Fransız birliği var mı?
De todos modos, ¿ es una unidad francesa estacionada cerca?
Fransız milli takımı.
De Pelé
- Sen sus, yabancı! Fransız ortaklarım - Ve siz onlara zavallı mı diyorsunuz?
- ¿ Quién eran los pringados aquí?
Benim küçük Fransız kızım nasılmış bakalım?
¿ Cómo está mi novia francesa? ¿ Me extrañaste mucho?
Fransızım.
Yo soy de Francia.
- Elbette yüzebilirim. Ben Fransızım.
"¿ Sabes nadar?"
Bu düşük bütçeyle çalışan Fransız'a yardım etmesi için ... patronumu ikna etmiştim. Hepsi bu.
Convencí a mi jefe... de interesarse en aquel francés... que trabajaba con tan poco presupuesto.
Fransız yemeklerini seversiniz umarım.
Espero que le guste la cocina francesa.
- Ona Fransız yönetmenle buluşacağım dedim. - Sana birşey sorabilir miyim?
- Le dije que conocería al director francés. - ¿ Puedo preguntarte algo?
- Evet. Fransız dirilişini yapayım dedim ama olmadı.
Sí, trate de renacer a la francesa, pero no funcionó.
- Ayakkabılarım Fransız malı.
Son franceses.
Fransız kadın tarafından esir alındım.
La mujer francesa me hizo su prisionero.
Telsizle yakaladığımız bir yayınla... ilgisini olabileceğini düşündüm... bir kayıt, yardım çağrısı, fransız bir kadının sesinin olduğu 16 yıldır tekrar eden bir kayıt.
Pensé que tendría algo que ver con una transmisión que recibimos una grabación, un pedido de auxilio con una francesa repitiendo el mismo mensaje por 16 años.
- Az önce Fransız Dizisi'ni kırdım.
- Oh, acabo de descartar la variedad francesa
Bırakalım da bu öğleden sonrayı biralarını boğazlarına ve pantolonlarına salyaları da Fransız kartlarına akıtmakla geçirsinler.
Dales una tarde de diversión, derramando cerveza a la garganta y al pantalón y babeen sobre postales de mujeres desnudas.
- Çünkü Fransız'ım!
- ¡ Porque soy francés!
Fransız modern etkileşimli ara katlı yeniden yapım, Da?
Dos pisos con influencias modernistas francesas.
Ayrılmam lazım ; Fransız ekmekli pizzam geldi de.
Tuve que irme porque sonó el microondas con la pizza
Fransız'la evlilik konusunda hevesli olup olmadığımı bilmek istiyordunuz, değil mi?
Habéis pedido conocer mi parecer en cuanto al matrimonio.
Tekerlek tamir ettim, at nalı yaptım ; Fransız trabzanları bile yaptım!
He arreglado ruedas, herrado caballos, incluso hice algunas barandillas de bonito estilo francés.
- Fransız takımından olabilir. - Öyle mi?
Quizá en el equipo francés.
Kardeşim. Sen etrafa bir göz at. Ortalıkta Fransız askeri olmadığından emin olalım.
Hermano, ¿ por qué no.... echas un vistazo y te aseguras de que no haya soldados franceses por ahí?
Fransız Konsolosluğu'na giderken takacağım.
Lo usaré para ir al Consulado francés.
Peki Fransız yapar mısın?
¿ Sabes dar besos con lengua?
- Ben Fransız'ım.
- Soy francés.
Seni François Buchman'la tanıştırayım. Strasbourglu, evet Fransız.
Es François Buchman, francés de origen estrasburgués.