Geciktim mi tradutor Espanhol
195 parallel translation
Geciktim mi?
Llego tarde.
Geciktim mi Esther?
¿ Llego tarde, Esther?
Merhaba Bayan Watson. Geciktim mi?
Hola, Srta. Watson.
- Geciktim mi?
- ¿ Tarde?
- Merhaba sevgilim. Geciktim mi?
¿ Llego tarde?
Geciktim mi?
- Buen día.
- Geciktim mi?
¿ Llegué muy tarde?
- Merhaba. Geciktim mi?
- Hola a todos. ¿ Llego tarde?
Kaçırdım mı? Geciktim mi?
¿ Me lo he perdido?
- Selam, millet. Geciktim mi?
- Hola a todos. ¿ Llego tarde?
Geciktim mi?
¿ Estoy retrasado?
- Geciktim mi?
- ¿ Estoy retrasado?
- Geciktim mi?
- ¿ Llego tarde?
- Geciktim mi, Joe?
- ¿ Llego tarde, Joe?
- Geciktim mi?
- ¿ Es tarde?
Geciktim, kusura bakma J.B., önemli bir telgraf göndermem gerekti.
Disculpe mi retraso, J. B., pero tuve que enviar un telegrama urgente.
Geciktim mi?
¿ Llego tarde?
Arjantin söramiği hakkındaki konuşmama geciktim, bekleyemeyeceğim.
Llegaré tarde a mi conferencia sobre serámica argentina.
Üzgünüm geciktim.
- Siento haberle hecho esperar. Mi hermano lo terminará.
Kusura bakma biraz geciktim ama kız mevzuları vardı.
Lamento llegar tarde, tuve líos con mi mujer.
Biliyorum geciktim, fakat karım...
Sé que es de noche, pero mi esposa...
Geciktim mi?
- Ida también.
- Ne için geciktim? - Ne için mi?
¿ Tarde para qué?
- Geciktim mi?
- ¿ Llegué tarde?
- Neden geciktim, öyle mi?
¿ Por qué he tardado?
Dün gece çok geciktim diye mi?
¿ Porque volví tarde anoche? ¡ Dime!
Patronum Bay Fillmore'u karşılamakta geciktim.
Se me hacía tarde para recoger a mi patrón, el Sr. Fillmore.
- Geciktim mi?
- Ah, Yuli Kapitónovich. - ¿ Llego tarde?
Üzgünüm, geciktim.
Disculpen mi demora.
20 dakika geciktim diye mi!
Sólo llegué 20 minutos tarde.
"Özür dilerim, yemeğe geciktim" mi? !
"Lamento llegar tarde a la cena"
- Geciktim.
- Disculpa mi demora.
" Geciktim ama neden, bilmiyorum, tüm neşemi kaybettim.
"He perdido en poco tiempo sin saber la causa, " toda mi alegría.
Her neyse, biraz geciktim, çünkü nakit param kalmamış ve ızgara peynirimi ödeyebilmek için iki saat ıstakoz boşalttım.
Me he retrasado porque no llevaba dinero y, para pagar mi bocadillo de queso, he descargado langostas dos horas.
Niye mi geciktim?
¿ Por que no he ido?
Bu yüzden mi yemeğe geciktim?
¿ Por eso mi cena estará recalentada?
- Geciktim, işim uzun sürecek mi?
Perdone, pero tengo prisa. ¿ Esto va a llevar mucho tiempo?
Bir işim var ve çok geciktim.
Estoy llegando tarde a mi trabajo.
Hey, afedersiniz geciktim.
Disculpen mi demora.
- Birkaç dakika geciktim diye mi?
¿ Por atrasarme unos pocos minutos?
Geciktim mi?
- ¿ Llego tarde?
- Geciktim. Bugün oğlumla buluşma günüm.
No, tengo que buscar a mi hijo.
Geciktim mi?
- ¿ Llegué tarde?
Kızımın yüzünden bu kadar geciktim.
Culpo a mi hija por tenerme fuera hasta tan tarde.
- Merhaba dostum. Geciktim mi?
Hola, viejo.
- Özür dilerim, geciktim. Oğlumun grubunu doğa gezisine götürdüm. Ama Noah'yı arı soktu.
Llevé a la tropa de mi hijo de excursión y a Noah lo picó una abeja.
Üzgünüm geciktim. Kutuları karıştırırken eski kara kitabımı buldum.
Pero viendo entre estas cajas y encontre mi cajita negra.
Özür dilerim, geciktim.
Disculpa mi retraso.
Geciktim, değil mi?
Llego tarde, ¿ no?
Başka bir şey için bana ihtiyacınız yoksa, cilt bakımına geciktim.
Y si ustedes no me necesitan para nada más llego tarde a mi facial.
Geciktim, biliyorsun.
Mi tio, estoy retrasada.