Gerek yoktu tradutor Espanhol
3,397 parallel translation
Bu kadar zahmete gerek yoktu.
No esperaba que te tomases tantas molestias.
Hatırlatmana gerek yoktu.
No necesitan recordarmelo
Kimsenin söylemesine gerek yoktu.
No hizo falta que me lo dijera nadie.
Bu saatte burada olmana gerek yoktu.
No es necesario que estés aquí a estas horas.
Kabalık yapmana gerek yoktu.
No tiene por qué ser grosero.
Söylemesine gerek yoktu Louis.
No necesité que me lo dijera, Louis.
Onu öldürmene gerek yoktu!
¡ No tenías que matarla!
Bombaya gerek yoktu.
La bomba era innecesaria.
Bütün okulun bilmesine gerek yoktu.
Si no fueras tan idiota y tan egoísta habrías comprendido que no quería que el instituto entero se enterara.
Sadece düzeletebilirdin, her şeyi tekrar yazmana gerek yoktu.
Sólo tendrías que corregirlo, no tienes que volver a escribir todo.
Gördünüz mü, bunların hiçbirinin olmasına gerek yoktu.
Ves, nada de esto tenía que pasar.
- Stahma, gerek yoktu.
- Stahma, usted no tiene que hacerlo.
Babamı seçmene de gerek yoktu.
Tampoco lo elegiste.
- girmene gerek yoktu.
- en hornearnos bollos.
Çok teşekkürler. Bize tabak hazırlamana gerek yoktu.
Muchas gracias.
Zahmet etmene gerek yoktu.
No tenías porqué hacerlo.
Süvarini göndermene gerek yoktu.
No tenías por qué enviar a la caballería.
Bilmelerine gerek yoktu.
No tenían que saber eso.
- Buna gerek yoktu.
No tienes que hacer eso.
- Bunu bilmesine gerek yoktu.
Ella no necesitaba saber eso.
Benimle gelmene gerek yoktu.
No tienes que venir conmigo.
Benim için kesmene gerek yoktu, bebeğim.
Nena, no pares por mí.
Efendim, bunu söylemek için buraya kadar gelmenize gerek yoktu.
Señor, no hizo todo el camino hasta aquí para decirme eso.
Bana bunu söylemene gerek yoktu.
No tenías por qué contarme eso.
Demesine gerek yoktu.
No tuvo que hacerlo.
Bunu yapmana gerek yoktu.
No tenías por qué hacerlo.
Yanına gitmem için acele etmeme gerek yoktu.
No hay necesidad de ir a su lado.
Nereye gittiğimizi bilmesine gerek yoktu.
No necesitaba saber a dónde.
El-Majalah gibi bir saldırıyı haklı kılmak için artık bir hedef listesine gerek yoktu. 15 yaşın üstündeki tüm çocuklar, 70 yaşın altındaki tüm erkekler artık sıcak bölgelerde potansiyel hedeflerdi.
Una lista de objetivos ya no era necesaria para justificar un ataque como el de Al-Majalah Todos los jóvenes de más de 15 años, todos los hombres de menos de 70 años, eran ahora válidos en las áreas atacadas.
Buna gerek yoktu.
Eso no era necesario.
Gelmene gerek yoktu.
No tenías por qué venir.
Gösteri yapayım derken bu kadar kaba olmana gerek yoktu.
No necesitas demostrar lo duro que eres.
Beni böyle korkutmana gerek yoktu.
No hace falta que me amenaces para eso.
O zaman bir anestezi uzmanına gerek yoktu.
¿ Entonces no sería necesario, digamos, un anestesiólogo?
Hayır, hayır, bunu yapmana gerek yoktu.
No, no, no, no, no tienes que hacer eso.
Buraya kadar getirmene gerek yoktu.
Ah, bueno, no tenías que traerlos hasta aquí.
Pantolonumu çıkarmak için lekelemene gerek yoktu.
No necesitabas tirarme una bebida encima para quitarme los pantalones.
Buraya kadar gelmene gerek yoktu.
En cualquier caso, no hacía falta que vinieras hasta aquí.
Gerek yoktu.
- No fue necesario.
Buraya gelmenize gerek yoktu ama.
Chicos, no tenían que subir.
O kadar da güzel görünmesine gerek yoktu.
Bueno, no tienes que hacerlo ver tan real.
Bunları yapmanıza gerek yoktu.
Muchas gracias. No tienen que hacer todo esto.
Bu kadar ileri gitmene gerek yoktu.
- No tienes que exagerar tanto.
Bize sabrı öğretmek için fasulye tohumu vermene gerek yoktu.
No necesitabas darnos una planta de fríjol para enseñarnos la paciencia.
Arkama bakmama gerek yoktu.
Nunca tuve que mirar para atrás.
- Hiç gerek yoktu.
No tenías que hacerlo. Créeme... tenía.
Böyle konuşmana gerek yoktu. Ben sadece yardım etmeye çalışıyorum.
No tienes que usar ese tono.
- Söylemene gerek yoktu, Oliver.
- No tienes que hacerlo, Oliver.
Buna gerek yoktu.
Gracias por la sorpresa.
Planımda bunların hiç biri yoktu ama gitmen gerek.
No planeé nada de esto, pero tienes que irte, por favor.
Bir şey yapmanıza hiç gerek yoktu.
No, no tienen que regalarme nada.