Gitmek mi tradutor Espanhol
4,034 parallel translation
Gitmek mi?
¿ Irnos?
Onlara gitmek mi? Siyahi bir memurla ilk aşamaya bile ulaşamazdım yahu.
No podía llegar ni a primera base con una cajera negra.
Leavenworth'a gitmek mi istiyorsun?
¿ Quieres ir a Leavenworth?
Öyle bir mekana gitmek mi?
¿ Ir a un lugar como ese?
Gitmek mi? Şimdi gidemem.
No, no puedo.
Boşa gitmek mi?
¿ Un desperdicio?
Buralardan gitmek mi istiyorsun?
¿ Quieres que me vaya?
Gitmek mi kalmak mı.
ir o quedarse.
- Gitmek mi, burdan gittiniz mi?
- ¿ Qué se fueron de aquí?
Ne, gitmek mi istiyorsun?
¿ Qué, quieres tomar...?
Ama tekrar gitmek mi istiyorsun?
Pero, ¿ quieres ir de nuevo?
Şimdi de gitmek mi istiyorsun?
¿ O sea que ahora te interesa ir?
- Mutfağa gitmek mi?
- ¿ Voy al comedor?
Gitmek istediğin başka bir yer mi var?
¿ Qué? ¿ Quieres ir a otro lugar?
Seul'e gitmek istememe nedenin Tae Sung değil mi? Ben değilim.
No quieres ir a Seúl porque quieres estar con Tae Sung, ¿ verdad?
Dur yani Biz olmadan gitmek istemedi mi?
Espere. ¿ Quiere decir que no quiso irse sin nosotros?
Okula gitmek mi?
¿ A la escuela?
Lütfen Jack Lime, tek istediğim oğlumun resitaline gitmek.
Jack Lime, por favor, quiero ir al concierto de mi hijo.
Karım ve ben Batı'ya gitmek istiyoruz.
Mi esposa y yo queremos i r al oeste.
Eski görevime iademi talep ediyorum ve peşinden gitmek için izin istiyorum.
Solicito mi reincorporación y su permiso para ir tras él.
Yani ailem bu hafta sonu kardeşimin nişanına gitmek için almışlar o şeyi.
Mis padres harán una reunión por el compromiso de mi hermano este fin de semana.
Khumba'nın neden gitmek zorunda olduğunu öğrenmek mi istiyorsun?
¿ Quieres saber la verdadera razón por la que Khumba se marchó?
Amerikan hapishanesine mi gitmek istiyorsun?
¿ Quieres ir a una cárcel americana?
Annemi bulmak ve eve gitmek zorundayım!
¡ Necesito hallara mi mamá, volver a mi casa!
Çantasız gitmek istemezsin değil mi John?
¿ No vas a dejar la bolsa, John? ¿ eh?
Hemen mi gitmek istersin yoksa bir sonraki uçuşa kaydını yaptırayım mı?
- Bueno, si estás interesada en irte ahora mismo, Puedo llevarte al próximo vuelo.
Eve gitmek istiyorum, R.
Quiero irme a mi casa, R.
Sence o da gitmek isteyip gidememiş olabilir mi?
¿ Piensas que ella estuvo... tratando de dejar esto y no pudo? No lo sé.
Gitmek zorundayım. Faturamı alabilir miyim lütfen?
Tengo que irme ¿ me da mi cuenta por favor?
Annemin evine gitmek istiyorum...
Quiero ir con mi mamá...
Babam işe gitmek zorunda olduğunu söylediğinde gitmesini istemediğimi gördü.
Mi padre dijo que se iba y notó que yo no quería que se fuera.
Baloya seninle gitmek istemeseydim baloya birlikte gidelim mi diye sormazdım.
Yo no te habría pedido que ir al baile de graduación si yo no quiero ir al baile contigo.
Bak, gerçekten gitmek zorundayım yoksa uçağımı kaçıracağım, sonra Laura oyununu kaçıracak, ve Ray onu yaralayacak.
Mira, la verdad es que tengo que irme o me voy a perder mi vuelo, y Laura se perderá su obra, y luego Ray podría hacerle daño.
Paris'e mi gitmek istiyorsun?
¿ Quiere ir a París?
Kız kardeşimin evine gitmek istiyorum.
Quiero ir al departamento de mi hermana. - Quiero ir al departamento de mi hermana.
Güneye gitmek için cidden acele mi etmeliyiz?
¿ De veras tenemos que ir al Sur? Sí.
Hayatım, A noktasından B noktasına gitmiyor olabilir ama bir roman gitmek zorundadır.
Quizás mi vida no vaya de un punto A a un punto B pero una novela tiene que ir de un punto A a un punto B.
- Öyle mi? Bir keşiş gibi - bir manastırda yaşamak için gitmek.
- irme a vivir a un monasterio como un monje.
Peki, mahkeme, gitmek için gidiyorum ve ben İncil bir yığın yemin edecek herhangi bir şekil veya form Bu iddialar benim iş yapmak yolu ile hiçbir ilişkisi ayı olduğunu.
voy a ir a la corte, y jurar sobre una pila de Biblias que estas imputaciones no guardan relación con la forma en que conduzco mi empresa en cualquier forma o modalidad.
Sanırım artık gitmek istiyorsun, değil mi Jane?
Supongo que querrás irte, Jane.
Tamam, Swallow Falls'a varınca... ilk amacım laboratuvarıma gitmek.
Al desembarcar en Swallow Falls debemos ir a mi laboratorio.
Bazen yapamadığın şeylere teslim olmaktansa değer verdiğin şeylerin peşinden gitmek en iyisidir, değil mi?
A veces es mejor ir detrás de algo que te importa Que para ser algo imparcial, que no lo hace, ¿ verdad?
Eve gitmek istiyorsun. Eve gitmeli yiz. Çıkıp tekrar oraya girmek mi istiyorsun?
Querías ir a casa, ya tenemos un aventón a casa, ¿ por que quieres volver adentro?
Porno filme gitmek istiyorsam paramı ödemeliyim.
Si quiero ir a una película porno, Entonces pagaría con mi dinero.
Bu nedenle gitmek isteyenler, benim rızamla şimdi gidebilir.
Los que queráis iros, marchaos ahora con mi bendición.
- Tui bizimle gelebilir mi? - Gitmek istiyorum.
- ¿ Está bien si viene Tui?
Riverview'e mi gitmek istiyorsun?
¿ Quieres terminar en Riverview?
Sor bakalım huzur evine geri gitmek ister mi?
Entonces pregúntale si quiere que lo lleves al geriátrico.
Sanırım çadırımdan çay içmeğe gitmek üzere dışarı çıktığımda.
Creo que cuando salí de mi tienda para ir a tomar el té.
Toplanıp, babamın bodrum katından gitmek istedim.
Quería hacer las maletas y dejar el sucio sótano de mi padre.
İkinci şarap şişemin yarısındayım, yorgunum ve gitmek istemiyorum.
Llevo por la mitad mi segunda botella de vino. Estoy cansado - y no quiero ir.