Gözlerinde tradutor Espanhol
1,967 parallel translation
Ama sana söylemeliyim Vernon onun gözlerinde bir şey vardı.
Pero te lo digo, Vernon, había... Había algo en sus ojos.
Gözlerinde.
"En sus ojos".
Bunu gözlerinde görebiliyordum.
Lo vi en tus ojos.
Bir süredir kız kardeşimin yüzüne bakamıyorum çünkü onun gözlerinde doktorun gözlerini görüyorum. Ona çok kızgınım, Bay Clausewitz, çok kızgınım!
Desde hace un tiempo no puedo mirar a mi hermana, porque veo en sus ojos los ojos de aquel médico.
Gözlerinde yine o bakış var.
Usted tiene que mirar en los ojos otra vez.
Gözlerinde ne gördüğümü biliyorum.
En tus ojos, yo se lo que vi.
Gözlerinde parıldayan kıvılcımlar var.
Y le salen rayos de los ojos.
Bana 45 dakika önce iyi geceler öpücüğü verdi ve gözlerinde... gözlerinde sevinç vardı.
Me dio un beso de buenas noches hace 45 minutos y había... alegría en sus ojos.
- Gözlerinde Trager bakışı var.
- Tiene la mirada Trager.
Ama Natalie'yle konuştuğumda bunu onun gözlerinde gördüm.
Pero hablé con Natalie y pude verlo en sus ojos.
Gözlerinde görebilirdin.
Deberias haber visto su mirada.
Onların gözlerinde ne görüyorsun?
¿ Qué ves en sus ojos?
Gözlerinde o bakış vardı.
Tenía esa mirada.
Sen McClaughlin'i alsana. Derin kahverengi gözlerinde kendimi kaybederim diyorsan başka tabii.
Porque no tomas a McClaughlin a menos que, por supuesto, tú creas que te vas a perderte en sus profundos ojos marrones.
Molly nerede? Gözlerinde hala kıpırtı var.
- Aún tiene movimiento en los ojos.
Gerçekten çok kızmıştı ve gözlerinde ölüm vardı.
Estaba realmente cabreada y se leía asesinato en sus ojos.
Bunu gözlerinde görebiliyordum.
Lo puedo ver en sus ojos.
Renaldo'nun gözlerinde hiçbir problem olduğunu sanmıyorum.
No hay nada de malo en los ojos de Renaldo.
Gözlerinde mi? Bunu görüyor musun? Gözlerinde mi?
- ¿ En de tus ojos?
Bir bar kuşunun cam gibi gözlerinde seni görüyorum.
Te veo en el ojo vidrioso de un borracho que ha bebido demasiado.
Bunu gözlerinde görüyordum.
Lo veía en sus ojos.
Cesedin gözlerinde çeyrekliklerle ritüel edildiği ortaya çıkarıldığı için buradaki kalabalık giderek artıyor.
Como puede verse, la multitud ha crecido considerablemente al confirmarse que el cadáver cumplía con el rito de las monedas sobre los ojos.
Gözlerinde çeyreklikler varmış. Onlar yaptı.
Sus ojos estaban cubiertos con monedas, fueron ellos.
- Evet. - Tabi ya, çünkü gözlerinde şok olmuş bir ifadeyle bir bakış atışını hatırlıyorum "Ne kadar da güçIü bir oyunculuk" diye düşünmüştüm.
Correcto, porque recuerdo que giras la cabeza con esa mirada impactante y pensé, "Eso es tan poderoso".
Gözlerinde onu etirip, doğru yöne çekermisin?
Mezclarias tus ojos con alguien que ata sus puntos?
Gözlerinde onu etirip, doğru yöne çekermisin?
¿ Se te mezclan con los ojos los puntos de vínculos?
Bu ikisinin gözlerinde renkli gözlüklerden hiç yok.
No hay mascaretas entre ellos
Gel bir hayal kurayım gözlerinde
Ven vamos a construir un sueño En tus ojos
Arkadaşlarının gözlerinde fakir köylülere yardım etmenin memnuniyetini görebiliyorum.
Tus amigos, veo la alegría en sus rostros que coincide con la de los campesinos que están ayudando.
Ama bugün onun gözlerinde beni öldürecek kadar nefret ettiğini gördüm.
Y, sin embargo, hoy he visto en sus ojos que estaba preparado para extraer la sangre.
"Gözlerinde ulaşamayacağımı bildiğim şeyleri gördüm."
"En tus ojos" "veo cosas que se que no puedo tocar"
Bütün olay o manyak gözlerinde.
Te da a entender eso. Está ahí en esos malditos ojos.
Gözlerinde aynı bakış!
La misma mirada.
- Gözlerinde. - Anne!
- En sus ojos.
Gözlerinde sorun mu var?
¿ Tienes problemas en los ojos?
Çünkü onlar babalarının gözlerinde hala bebek gibidirler.
Porque ellas son el ojito derecho de su padre.
- Gözlerinde gördüm.
Lo vi en sus ojos.
Gözlerinde mi!
¿ Tú lo viste en sus?
Onun ölen gözlerinde, şeklini bırakmak istedi, bu yüzden onları yaladı.
Quería dejar su imagen en los ojos de ella, así que los lamió.
- Gözlerinde kötü bir şey yok.
No hay nada malo en sus ojos.
Sunbae'nin gözlerinde neden her zaman saklı bir hüzün var biliyorum artık.
¿ Por qué mi sunbae siempre tiene una tristeza desconocida?
Dün gece göldeyken bunu gözlerinde gördüm.
Lo vi en tus ojos anoche en el lago.
Benjamin Casper Perez Gonzalez, gözlerinde kendimi kaybedebilirim.
Benjamín Casper Pérez González, Puedo perderme en tus ojos por días.
Bütün dönüş yolu boyunca da bir geyik arabanın tavanına iki tanesi yanlara bağlıyken bir tanesi ise arka koltukta gözlerinde güneş gözlüğüyle oturur vaziyetteydi.
estamos volviendo para atrás. Tenemos un ciervo atado a la escotilla otros dos a los lados del coche, y uno enclavado sobre el asiento posterior que tiene un par de gafas de sol.
Yalanı gözlerinde görebiliyordum tıpkı bugün olduğu gibi.
Podía verlo en tus ojos, como puedo hacerlo ahora.
Etrafınıza baktığınızda, insanların gözlerinde görebiliyordunuz.
Cuando miras a tu alrededor y ves los ojos de la gente.
* Gözlerinde yaşlar *
Con lágrimas en los ojos
* Gözlerinde görebiliyorum *
Lo veo en tus ojos
Gözlerinde bir bakış var
Esa mirada, tus ojos.
Gözlerinde mi?
¿ En tus ojos?
Derisinde ve gözlerinde kılcal damar kanamaları var.
La causa de la muerte fué asfixia.
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerime 17
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerime 17