English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ G ] / Güzel değil

Güzel değil tradutor Espanhol

12,611 parallel translation
Güzel değil mi?
Es hermoso, ¿ no?
Güzel değil, güzel değil.
No es bueno. No es bueno.
Bu güzel değil Kevy, arkadaşım burada ve henüz gerçek bir St Louis Melon Ball tatmadı.
Esto no es bueno, Kevin, y mi amiga... debe probar el verdadero Melon Ball de St. Louis.
Terbiyesizce, ama hiçbiri senin kadar güzel değil.
Descaradamente, pero, ninguna es tan bonita como tú.
Ne güzel değil mi?
¿ Qué tan gracioso es eso?
- Çok da güzel değil, değil mi?
No es muy linda, ¿ verdad?
Güzel değil mi?
Vaya, esto es lindo, ¿ no es cierto?
Çok güzel değil mi?
Eso es genial, ¿ verdad?
- Sesi çok güzel değil mi?
Nuestro hombre tiene sus buenas cuerdas vocales, ¿ eh?
Doğa böyle öngörülemez olduğunda ne kadar güzel değil mi?
¿ Es bello, verdad, cuando la naturaleza es tan impredecible?
Buradan manzara çok güzel değil mi?
Es hermoso desde aquí arriba, ¿ no?
Güzel değil fakat çok zengin.
No bien parecida, pero muy rica.
Bu çok güzel değil mi? Beraber ev sahipliği yapıyoruz falan.
Sabes, esto es bonito, nosotros como co-anfitriones.
- Güzel değil mi?
Es bueno.
Çok güzel değil mi?
¿ No es hermoso?
Kıçım yeterince güzel değil. Annemi arayıp bana düz bir kıç verdiği için onu suçlayayım mı?
Mi trasero no es suficientemente tierno ¿ debería llamar a mi Ma... y culparla por darme su gran trasero plano?
Görünüşse göre, yeterince iyi güzel değil.
Obviamente, no lo suficiente bueno.
- Güzel değil mi?
¿ No son bonitas?
- Sence de güzel değil mi?
¿ No es precioso?
Çünkü gerçek güzel değil.
Porque no es agradable.
- Geri dönmek güzel değil.
No me alegra volver.
Güzel bıçak değil mi?
Bonito cuchillo, ¿ no?
Hepimiz yeni yerler aramak zorunda kalacağız. Benim hakkında güzel söyleyeceksiniz değil mi?
Con el cierre de la escuela, todos nosotros los maestros tenemos que buscar nuevas posiciones, pero estoy segura de que Uds. me... darán buenas recomendaciones, ¿ verdad?
İşin en önemli parçası, yani cidden buna çalışmamız gerek. Kulağa güzel geliyor değil mi?
Es decir, esa es la parte más importante, por lo que realmente tenemos que trabajar en eso.
Güzel isveç peyniri istiyorsun, değil mi?
Quieres este rico queso suizo, ¿ sí?
- Fall River'ın güzel hanımlarına. Hepsine değil.
Por las adorables damas de Fall River.
Sizce de, güzel numara değil mi?
Lindo truco, ¿ no lo creen?
- Güzel duruyor, değil mi?
Se ve bastante bien, ¿ verdad?
Değil. Güzel.
Excelente.
Bence bu güzel bir... fikir değil. Gerçekten mi?
Sabes, no creo que sea buena... idea.
Canımı sıkan celp emirleri var. Bu güzel bir his değil, efendim.
He recibido una citación, y eso no es demasiado agradable, Señora.
- Güzel bir bar değil mi?
- ¿ Lindo bar, no?
- Biliyorum! - Ama güzel şarkı, değil mi?
- Esa era nuestra canción, ¿ eh?
Ne kadar güzel, değil mi?
¿ No es lindo?
Daha önce yemek hiç bu kadar güzel olmamıştı, değil mi, 2093?
Nunca la habías pasado tan bien, ¿ verdad, 2093?
Bu yalnızca güzel bir Madeira'yı heba etmekten başka bir şey değil.
¡ Oye! Vaya manera de desperdiciar un buen vino de Madeira.
- Çok güzel, değil mi Mats?
¡ ¿ Que no es bonita, Mats?
Ay bu gece çok güzel, sence de öyle değil mi?
La luna está preciosa esta noche. ¿ No crees?
Güzel, değil mi?
Genial, ¿ verdad?
Ve burası güzel bir park yeri değil mi...
Y también es un buen estacionamiento y esas cosas. No, no podemos, no podemos...
Pek sık rastlayabileceğin türden bir iş değil özellikle de buralar için ve parası da güzel.
No siempre hay estos empleos. Sobre todo aquí, y la paga es buena.
Bu peyton Manning için yeterince güzel, değil mi?
Está bien para Peyton Manning.
Güzel, ulan, kimsenin umurunda bile değil, be...
Bárbaro, a todo el mundo le importa un carajo...
Güzel, değil mi?
Es precioso, ¿ no?
Güzel bir bölgemiz var, değil mi?
Es una buena zona la de aquí, ¿ verdad?
Adam var iki güzel kızları, değil mi?
El tipo tiene dos hijas preciosas, ¿ no es así? Son jóvenes, atractivas y están en el centro comercial.
Volkanın etrafında yaşamak çok güzel, değil mi?
Es agradable para vivir cerca del volcán, ¿ verdad?
Korkudan değil de başka bir sebepten onu desteklemek ne güzel şeymiş.
Es todo un alivio apoyarle por algo distinto al miedo.
Yok bu bir dizi, yok dizi değil senin dizin, benim dizim, güzel dizi, kötü dizi.
Es un programa, no es un programa. Es tú programa, es mí programa, es un buen programa, es un mal programa.
Ne kadar güzel, değil mi?
Sé que la tía Polly está por aquí. ¿ No es una preciosidad?
En güzel saç, değil mi?
¿ Mejor cabello?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]