English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ H ] / Hasta mı

Hasta mı tradutor Espanhol

42,171 parallel translation
Atın hasta mı
Está enfermo su caballo?
Yani sürekli olarak. Ama çoğunluğun % 90, belki 95 oranında bunu benimsemesi gerektiğini öne sürebilirim. Bunu destekleyen bilimsel kanıtlarımız var.
Pero puedo argumentar, que para la gran mayoría deberían de ser al menos 90 %, hasta el 95 %, tenemos buenas fuentes para esto.
Ben nörofibromatozis hastasıyım. Hasta çocuklar için hayır işi yapan birkaç organizasyonun elçisiyim.
- Soy un paciente de neurofibromatosis, soy embajador en un par de organizaciones sin fines de lucro que ayudan a niños enfermos.
Vazgeçmek seçeneklerim arasında yoktu. Ne olur bilemem ama oturarak ya da sırtüstü yatarak ölmem. Başımı dik tutarım ve sonuna kadar mücadeleyi bırakmam.
Como renunciar no era una opción, no sé lo que pasará, pero no voy a quedarme sentado hasta morir, voy a estar con las manos en alto, mi cabeza arriba y voy a pelear hasta que se acabe.
Umarım anne babalarıyla da paylaşırlar.
Y hasta con sus padres.
Kızım da elinde zaten.
Bueno, hasta entonces, él tiene a mi hija.
Ama eski günlerdeki gibi, bir soruşturmayı çözmeden tam dönmüş sayılmayacağım.
Pero no estaré del todo de vuelta hasta que haya resuelto un caso, como en los viejos tiempos.
Çorbanı aldım ama şehrin boğazını yumruklamadan alamadım.
Tengo tu sopa pero no hasta que le dé un puñetazo a esta ciudad en la maldita garganta.
MacLeish'in rolünü çözene dek onları oyalaman lazım.
Jason, tienes que detener este proceso hasta que podamos averiguar cómo encaja en todo esto.
Anladığım kadarıyla bizi bu Nazi bölgesine götürmek istiyorsun... bir bara görünmeden girip bilmediğimiz birini yardım için ikna mı edeceğiz?
Solo para tenerlo claro, ¿ quiere soltarnos en territorio nazi, que vayamos a ciegas hasta un bar y que convenzamos a alguien que no nos conoce para que nos ayude?
Von Braun'u öldürmek çok kolay olurdu ama onu Rusların kullanımına sunmak soğuk savaşı Rusların kazanmasını sağlar belki de aya ilk gitmeyi bile. Tahmininden bile büyük hasar olur.
Matar a Von Braun sería fácil, pero entregárselo a los rusos para asegurar que ganen la Guerra Fría, puede que hasta para que lleguen antes a la luna... sería mucho más dañino.
Çözümü İngiliz ajanında mı buldun?
Has sabido cómo llegar hasta el espía británico.
Anlıyorum. Ama bu Rittenhouse insanlarıyla olan derin bağımı anlamanı istiyorum.
Lo comprendo, pero tienes que entender lo metido hasta el cuello que estoy con la gente de Rittenhouse.
Flynn'i durdurmanın önemini anlıyorum. Ama Tanrı biliyor ne kadar sürerse sürsün durduracağım ama şartlarım var.
Sé lo importante que es detener a Flynn, pero solo Dios sabe lo que tardaremos en hacerlo, y me comprometo hasta el final,
İki okul aile birliği başkanı ve şahane bir köpek bakımevine ek olarak bir kullan at telefon numarası buldum. Servis sağlayıcısının konum belirlemesini sağladım ve Oak Hill'deki şu apartman dairesine yönlendirdi.
Y además de dos presidentes de la Asociación de Padres y de una increíble guardería para perritos, he encontrado este teléfono de prepago y he hecho que el servidor del teléfono triangule su ubicación hasta este edificio de apartamentos en Oak Hill.
Gemimi ve Ezra'yı almama yardım et sonra buradan beraber gidelim. Anlaştık mı?
Ayúdame a llegar a mi nave, y hasta Ezra, y luego todos nos largaremos juntos de aquí. ¿ Trato hecho?
Artık onunla hasta olarak mı görüşeceksiniz?
[Suena sirena] Lynn : ¿ Entonces ahora lo verás como paciente?
O gün bu gündür haber alamıyorum. Ona yardım edeceksiniz misiniz?
Fue lo último que supe de él hasta ahora.
- Yanlışım var mı?
¿ Qué tal voy hasta ahora?
Peki size öyle olsa da, doktor-hasta tarzı bir polis veya zina yapan bir polis olmadığım için umurumda olmadığını söylesem?
No. ¿ Qué tal si te dijera que no me importa si estás, porque no vengo a controlar la relación médico-paciente o de adulterio?
Oakland polisi, acil servis çalışanı gelene kadar ona ilk yardımı yapmıştı.
Un policía le dio primeros auxilios hasta que llegaron los paramédicos.
" 10 Kasım 2012'de, kurban Gayland Parks Oakland'deki limana bakan evinde ölümüne dövülmüş bir şekilde bulundu.
Chance : "10 de noviembre, 2012, se halló a la víctima, Gayland Parks, apaleada hasta morir en su residencia en un rascacielos de Oakland que da al puerto".
Yarasalar tekrar tüneyene dek bir çıkıntının altına saklandım.
! Me escondí debajo de una cornisa hasta Los murciélagos volvieron a descansar.
Bana yardım edene kadar buradan gitmiyorum.
No me iré hasta que me ayudes.
Greg ve Larry eğer bunu izliyorsanız, ki izlediğinize adım gibi eminim sizi yakalamadan bir saniye bile dinlenmeyeceğiz.
Si están viendo, Greg y Larry, y sé lo que están haciendo, mis hombres y yo no descansaremos hasta que los encontremos.
Hayır, önce konuşalım diyecektim ama Figgis'i hallettikten sonra da olur.
No, iba a decir que deberíamos hablar, pero sí, puede esperar hasta después de Figgis.
Sonra bir benzinliğe gidip yeni bir araba çalacağım daha sonra havalimanına gidip sahte kimliğimle uçak bileti alacağım. Seni de otoparkta öldürüp yine ortalardan kaybolacağım.
Luego conduciré hasta la gasolinera donde robaré un auto e iré al aeropuerto, donde compraré un pasaje con mi identificación falsa, luego te mataré en el estacionamiento y desapareceré de nuevo.
Daha az. Benzinin bitene kadar süremezsin. Benzinci araman lazım.
Menos, no puedes conducir hasta quedarte seco, tendrás que buscar donde repostar.
Onu Vicenza'nın merkezine çekeceğim, tamam mı?
Lo voy a guiar hasta el centro de Vicenza, ¿ sí?
Bildiğim kadarıyla Vicenza'nın bir Amerikan futbolu takımı da var, değil mi?
Creo que hasta tienen un equipo de fútbol americano.
Açıklamam lazım, şu ana kadar... hiçbir ünlü çadırımıza ulaşamadı.
He de decir que hasta ahora ningún famoso ha logrado llegar a la tienda.
Evet, sanırım bu at çok hasta görünüyor.
Sí, creo que el caballo se ve muy enfermo.
Sanırım üç tona indim.
Creo que estoy hasta tres toneladas.
Bir dayanıklılık yarışı olduğumuz göz önüne alındığında, Bizim taktiklerimiz bugüne kadar arabalarımızı korumaktı.
Teniendo en cuenta que estábamos en una carrera de resistencia, nuestra táctica hasta ahora habían sido proteger a nuestros coches.
Bayanlar baylar, korkarım ki gerçek anlamda ölümüne içti.
No, él está, me temo, damas y caballeros, literalmente borracho hasta la muerte.
Geçen gece yüzüme pudra şekeri sürdüm, ve sızana kadar ağladım.
El otro día me llené la cara de donuts azucarados y después lloré hasta dormirme.
Video oynatıcıyı kullanmak için ben bile genç sayılırım.
Hasta yo soy demasiado joven para usar vídeo.
Geçen yılki olana çok hasta olduğum için katılamadım, ben de... bu şekilde yeni bir Şükran Günü geleneği başlattım.
El año pasado estaba demasiado enfermo para acudir. Empecé una nueva tradición para Acción de Gracias.
Pekala şöyle yapalım o zaman ; bu teklifimi düşünmek için haftasonuna kadar, kendine süre tanı. Ben netim.
Está bien, a ver qué te parece esto : ¿ por qué no te tomas hasta final de semana
Aylarca bu yüzden bir şey yiyemedim, uyandığımda hep ağlıyordum, tekrar uykuya dalana kadar hep ağladım durdum.
Y no pude comer durante un mes, y solía despertarme llorando, y podía estar llorando hasta dormirme de nuevo.
Orada tam olarak neler olduğunu anlayana kadar kımıldayamazsın.
Hasta que descubra exactamente lo que está pasando aquí... no puedes moverte.
Yeni bir kulüp tanıtımı için geç saatlere kadar çalıştım da.
Estuve trabajando hasta tarde promoviendo un club nuevo.
Dün gece çok sıkı partilemişim gibi yapalım.
Sí, finjamos que anoche salí de fiesta hasta las tantas.
Oraya gidip onu zorla Luke'un partisine götürmek istemiyorum ama seni durdurmayacağımı da biliyorum.
Qué decepcionada me tiene. Lo sé, y odio tener que conducir hasta allí y arrastrarlo a la de Luke, pero es mejor que intentar detenerte.
Güvenlik görüntülerine baktığım zaman, Trinity'nin çayıma uyuşturucu koyduğunu gördüm bayılmadan önceye kadar da nasıl beklediğini gördüm. Kendimi tecavüze uğrarken izledim.
Cuando vi el vídeo de seguridad, vi a Trinity poniendo drogas en mi té, vi cómo esperó hasta que antes estuviera inconsciente... me vi siendo violada.
Buraya bile baktım.
Hasta he mirado aquí.
D.C. Bölgesindeki tüm William M. Felt'leri Mark Felt'i bulana kadar arayacağız.
Llamaremos a cada William M. Felt de Washington hasta que encontremos a Mark Felt.
Sakinleşip karın için geri dönmen sadece 20 dakika mı sürdü?
- Y te llevó, ¿ qué? 20 minutos hasta que se te pasó el cabreo y volviste a por ella.
- Cleaver onu San Diego'ya bizzat götürmeni istiyor. Ve oraya vardığınız zaman botuna bindiğinden emin ol, tamam mıdır?
- Cleaver quiere que la lleves hasta San Diego en persona, y una vez que lleguéis allí, asegúrate de que se sube a ese barco, ¿ lo pillas?
Sadece Agnes'i bulana kadar Reddington ve yalanlarına katlanacağım.
Solo tolero a Reddington y sus mentiras hasta que consigamos recuperar a Agnes.
Beni oraya götüremezsin sanırım.
Bueno, supongo que no podrías llevarme hasta ella.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]