Her şeyden önce tradutor Espanhol
1,812 parallel translation
Her şeyden önce aşka, insanlığa inan.
Cree en el amor y la humanidad, antes de que sea demasiado tarde.
İsteklerimiz her şeyden önce gelir.
Dama, el deseo lo supera a todo.
Her şeyden önce, dünyanın günahlarını kendi kanımla yıkadım.
y sobretodas las cosas. Limpie los pecados del mundo, con mi propia sangre.
Yani her şeyden önce, onu akciğer kanseri yapıyorum.
Así que además de todo, la causo cáncer de pulmón.
Her şeyden önce, ziyaretimiz beklenmedik oldu.
Más incluso siendo nuestra visita tan inesperada.
Benim her şeyden önce geleceğimi söylemiştin.
Dijiste que me colocarías en primer lugar.
Ama her şeyden önce ne kadar zeki olduğumu kabul etmelisin.
Pero antes que nada vas a tener que reconocer la precisión de mi inteligencia.
Ama her şeyden önce, 11 : 00 randevun geldi.
Pero primero, tu cliente de las 11 : 00 está aquí.
Her şeyden önce avukat ücretlerinin çok pahalı olduğunu hepimiz biliyoruz aramızda para toplayabilir ve belki bu sayede mahkemeye gider, jürinin kararına etki edebiliriz.
Para empezar, como los abogados son caros, propongo hacer una colecta y que se la llevemos al tribunal para intentar tener alguna influencia en el veredicto.
Her şeyden önce FBI'ın yaptığı kabul edilemez bir şey.
Ante todo, esta es una conducta atroz por parte del FBI.
Her şeyden önce, biliyorum işleri batırdım ama herkesin güvende olmasına çalışıyordum.
De acuerdo, antes de nada, Sé que metí la pata, pero solo estaba intentando de que todos saliéramos de allí a salvo.
- Mükemmel çorba, her şeyden önce.
Excelente atuendo, siempre. Primero los informales.
Ama bak, topu atarken her şeyden önce bacaklarını açmalısın. - Ne yapıyorsun?
Pero mira, cuando lanzas la pelota, antes que nada tienes que separar los pies.
Güvenilirsin. Ve bu her şeyden önce gelir.
Eres de confianza, y eso cuenta para todo en la vida.
her şeyden önce, buraya gelen ve kutlama için yardım eden herkese teşekkürler.
Primero gracias por venir y ayudarnos a celebrar
Her şeyden önce, seni etrafta takip etmiyorum.
Primero que todo, no estoy siguiéndote.
Her şeyden önce ben de geliyorum.
- Primero que todo, yo voy. Espera.
Her şeyden önce buna duacıyız.
Y sobre todo... rezarse ".
Her şeyden önce, Bayan Springer niçin öldürülsün ki?
Bueno, primero que a la señorita Springer la mataran así.
Her şeyden önce beyaz değildi.
- Supongo que porque no es blanca.
Her şeyden önce, kabus görmeyin. Hayır, kabus görün!
Y por sobre todas las cosas no tengan pesadillas. ¡ No tengan pesadillas!
Çocuklar her şeyden önce gelir.
Los niños son primero.
Her şeyden önce, kanlarımız aynı!
Después de todo tenemos la misma sangre!
Ama her şeyden önce, Kral Tanrıdır.
Pero, sobre todo, el King es Dios.
Her şeyden önce, senin için sihirli kelimelerim yok.
En primer lugar, no tengo palabras mágicas para tí.
Her şeyden önce, senin resimlerini gördüm.
Primero, vi todas tus fotos.
Her şeyden önce Zachary'nin neden öldüğü hakkında bütün gerçeği tüm çıplaklığıyla istiyoruz.
Queremos, número uno, que se haga pública la verdadera razón por la que murió Zachary.
Bize her şeyden önce mastürbasyon hakkında bildiklerini anlatacak.
Tiene que decirnos todo lo que sabe de la masturbación antes de que empiece a hablar de otra cosa...
Görev her şeyden önce gelir efendim.
La misión siempre es primero, señor.
- Her şeyden önce, söylememe izin verin,... mükemmel, her zaman bir petrol kuyusu platformuna gitmek istemişimdir.
Bueno, en primer lugar, permítanme decir... impresionante... Siempre quise ir a una plataforma petrolífera.
Sorumlu dedektif benim ve her şeyden önce bu bir polis araştırmasıdır.
Soy detective jefe, y esto es primero y ante todo una investigación policial.
Bak, Şef... Her şeyden önce, Paten derbisi, terapiden iyidir.
Mire jefa, en primer lugar, la liga de patinaje... es mejor que la terapia... si es que estuviese en esa clase de cosas.
Bayan G... Her şeyden önce, bir kez yapmak, alışkanlık değildir.
Oh, Sra. G primero que nada, una sola vez no es un vicio.
Tamamlanacak daha bir sürü şey var, ama iş her şeyden önce gelir.
Hay muchos para encargarse pero el trabajo es lo primero.
Çünkü her şeyden önce, uçaktasın korkunç olması başından belli, ve bir anda yılanlar ortaya çıkıyor.
Porque primero que nada, estás en un avión que ya da miedo para empezar y luego, está lleno de serpientes.
Her zaman ve her şeyden önce dua etmeyi aşılamalısınız.
Y siempre, siempre y por encima de todo, inculcarles la oración.
Kızınızın sağlığı her şeyden önce gelmeli.
Bueno, José, yo lo que creo es que ahora debéis pensar en la niña y no en vosotros.
Yaşlanıyor artık ve aile her şeyden önce gelir.
Se está haciendo mayor, y la familia está primero.
- Her şeyden önce bir şırınga.
En primer lugar, mon ami, una jeringuilla.
Ama her şeyden önce yemek yemelisin. Acıkmışsındır.
Pero antes de ese para siempre necesitas comer, debes tener hambre.
Yani senin ne kadar korktuğun kendini ne kadar isteksiz ya da hazırlıksız hissettiğin önemli değil. Bebek her şeyden önce gelir.
Así que no importa qué tan asustado estés qué tan reacio o sin preparación te sientas el bebé viene primero.
Ve her şeyden önce, bugün benim doğum günüm bile değil.
Y en primer lugar, ni siquiera es mi cumpleaños.
Burası her şeyden önce, erkekler kulübüdür.
Este es un club de caballeros, después de todo.
Her şeyden önce bu hala bir cinayet.
Lo primero y mas importante, esto todavia es un homicidio.
Her şeyden önce Donanma'dandı.
Bueno, en primer lugar, era un Swabbie.
Her şeyden önce babamın ölümüne tanık oldum.
Antes de eso, vi morir a mi padre.
Tamam, her şeyden önce, onun beni cezp etmesini istiyorsam,... büyülü sözler söylerdim, lanetli değil.
Vale, primero, si quisiera que ella se sienta atraída por mí, hubiera usado un encanto, no una maldición.
Her şeyden önce, saçlarım hakkında söylediklerin için teşekkürler.
¡ Oye, oye! Antes que nada, muchas gracias por lo de mi cabello.
Her şeyden önce, o sürekli yanlarında yürüyen ayının dilinden nasıl anlıyorlar?
Primero que nada, ¿ cómo entienden a ese oso con el que andan todo el tiempo?
Benim her seyden once gelecegimi soylemistin.
Dijiste que yo sería tu prioridad número uno.
Burada harika zamanlar geçirmiştik, Nathan,... her şeyden yaşadığımız şeylerden önce.
Pasamos momentos excelentes allí, Nathan... Antes... Antes de todo esto.
her şeyden çok 20
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
önce para 23
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey 525
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey 525