Kayıp mı tradutor Espanhol
4,623 parallel translation
Sen kayıp mı oldun?
Tú estás perdido.
- Kamyonetin tekinde kayıp mı oldu?
- ¿ Cómo una furgoneta?
Gideceğimiz yeri tam biliyorlar mı yoksa kayıp mı olduk?
- ¿ Acaso saben ellas a dónde vamos o sólo estamos perdidas?
- Kral kayıp mı oldu?
¿ El rey está desaparecido?
- Kayıp mı oldun dostum?
¿ Estás perdido amigo?
- Kayıp mı? - Evet.
- ¿ Perdido?
- Kayıp mı olduk?
- ¿ Te perdiste?
Oğlunuz kayıp mı bayım?
¿ Se perdió su hijo, señor?
Kendinizdeki bu çoşkuyu kayıp mı ettiniz?
Ellos incluso han perdido el brillo.
Kayıp mızrakbaşı bu.
Ésta es la mismísima punta de lanza robada.
Kayıp mı oldun?
¿ Te has perdido?
- Kayıp mı oldun?
¿ Te has perdido?
Eve bırakıp sonra bir beş sene daha ortadan kayıp mı olacaktın?
¿ Ibas a dejarla en el edificio sola y desaparecer otros cinco años?
- Kedicik kayıp mı oldu?
- ¿ Fly está perdido?
- Gerçekten buzdan kayıp mı burnunu kırdın?
¿ De verdad te tropezaste en el hielo y te rompiste la nariz? Sí.
Kayıp distribütör kapağı için, dışarıdaki enkaza bakmalıyım.
Tengo que revisar los restos fuera de las puertas del campamento.
"Gün Batımından Korkan Şehir" filminin kayıp sahnesi gibi saldırı, Cadılar Bayramı gecesi 6. otoyolun yanındaki ıssız, ağaçlık çıkmaz yol olan "Aşıklar Patikası" diye bilinen bölgede gerçekleşti.
Como un rollo perdido de'El pueblo que temía al ocaso', el ataque tuvo lugar en una calle aislada y arbolada, junto a la autopista 6, una zona que solía llamarse'el carril de los enamorados'.
Aradığınız cevaplar ve daha fazlası yeni kitabım "Kayıp Zaman" da açığa çıkıyor.
Las respuestas que más buscas, se revelarán en mi nuevo libro :
Kayıp askerim Hook'la mı ilgili?
¿ Esto se trata de mi soldado perdido, Hook?
Onun hataları yüzünden, kendi görevlerimi aksattım. Kayıp askerini bulmak için kendi adamlarımı kullandım. Daha geçen gün geride bir asker bıraktı.
Ya que por sus errores, tuve que descuidar... mi propia operación y desplegar a mis hombres... para buscar al soldado desaparecido que él... mismo dejó atrás ese mismo día más temprano.
Selam, benim kayıp çocuklarım.
Hola, mis muchachos perdidos.
Adamlarım kayıp, Dexter onları bulacak.
Mis amigos se perdieron y Dexter va a encontrarlos.
Hakkımızda her şeyi biliyorlardı, kayıp kıyafetler, anneme ve arkadaşlarıma telefonlar etmeler. Düşün.
Piénsalo.
Kayıp uyuşturuculardan haberin var mı?
¿ Tú sabes de las drogas faltantes?
Beni sanatçı olarak adlandırdığın için sana teşekkür etmek istiyorum, çünkü o anda pek çok kayıp yılım anlam kazandı.
Yo quería darle las gracias por llamarme un artista, porque en el momento que usted hizo, tantos años perdidos habían sentido.
Eyaletteki firari ve kayıp kişilerin listesini yaptım ve fark edersen taşrada iki kat daha fazla sayıda niyeyse.
Saqué fugitivos en el estado y personas desaparecidas, y si lo notas, hay el doble de personas en los pantanos. No sé por qué.
Bence, adamımız Katrina'dan sonra epey iyi zaman geçirdi. Kaos, kayıp insanlar.
Creo que nuestro hombre se la pasó muy bien después del huracán... caos, gente desaparecida, gente fallecida.
Ki bunlar, yanımda kayıp bir teknisyenin olduğu, gaza maruz kalmış bir ekip ve yan odada karnında kurşun yarası olan eski bir arkadaşım.
Lo que significa que tengo un operativo perdido, un equipo medio-gaseado y un viejo amigo en la habitación de al lado con una herida de bala en el estómago.
Kazara döktüğün gazyağına, ayağım kayıp düştüm. Hepsi bu.
Me resbalé como un tonto en el kerosene que derramaste, eso es todo.
Son röportajımızda vardı ama nedense şimdi kayıp.
La teníamos para nuestra última entrevista. y yo no sé por qué no lo tenemos ahora.
İnsanlar kayıp duruyor, buz pisti gibi oldu amına koyayım.
La gente resbala como si fuera una pista de hielo.
Malzemeler bakım için toplandığında fark edildi ki, sadece Kohinoor kayıp.
Cuando la colección fue abierta para la inspección.. .. se dieron cuenta que solo faltaba el Kohinoor.
Hayatımızı yeniden rayına sokacağız. Tüm o kayıp yılları sileceğiz.
Encaminamos nuestras vidas, dejando atrás las malas andanzas.
O zaman kayıp bir bardağımız var.
Entonces tenemos un vaso perdido.
Ben Anastasia, Czar'ın kayıp kızıyım.
Y yo soy Anastasia. La hija desaparecida del Zar.
Şimdi onlara manevî bir kayıp yaşatıp Dybbol'da gerçek bir mağlubiyet tattıralım.
Vamos a darles una derrota moral... y luego, derrotarlos en Dybbæl.
"Kayıp arzularımın arasında buldum kendimi..."
"Encontrándome en medio de deseos perdidos.."
- Henüz kesin değil ama kıyafetleri Wantageli kayıp kızın tanımına uyuyor.
Aùn no estamos seguros pero su ropa coincide... con la de una chica desaparecida de Wantage.
Weiss'ın kayıp saatiyle ilgili bir gelişme var mı?
¿ Algo sobre el reloj faltante de Weiss?
Aklımda iki üç cinayet ve bir kayıp çocuk olduğunda mı meselâ?
¿ Como ser dos o tres crímenes y un niño desaparecido en qué pensar?
Benim zavallı... kayıp çocuklarım.
Mis pobres...
Dört yıldır buraya adımını atmadın günah çıkarmaya gelmedin. Tanrı için kayıp bir ruhsun.
Usted no ha entrado en el interior este lugar por cuatro años, usted no ha estado a la confesión, ya está todo perdido, pero a Dios.
Bir sonraki adım, sürprizzz, o kayıp.
Lo siguiente que sé, sorpresa, él no se encuentra.
Kızım hala kayıp.
Mi hija sigue desaparecida.
Hal benimle ; ama Matt, Ben ve kızım Lexi ve de Anne kayıp.
Hal está aquí conmigo, pero mis hijos, Matt y Ben, y mi hija, Lexi, y Annie... están perdidas.
Kızım kayıp!
¡ Mi hija se ha perdido!
Philly'de kayıp çocuk ya da palyaço izi var mı?
¿ Algún niño desaparecido o avistamientos de payasos en Filadelfia?
Tanrım. Kayıp bir koyunsun değil mi?
Señor, Señor, Señor.
Bırak en azından yıkayıp dikmene yardım edeyim.
Déjame lavarla y por lo menos coserla.
Onun hakkında Kayıp İhbarı çıkartacağım ve aynısını Amerika'da da yapacaklar.
Lo pondré en personas desaparecidas. Lo mismo que hacen en USA.
Bir şekilde onun kokusuna kilitlenebilirsen bir şekilde onun cesedini bulmama yardım edebilirsen bu kayıp ipucunu bulmama yardımcı olabilir.
Si pudieras de alguna manera conseguir su olor si pudieras ayudarme a encontrar su cuerpo podría proporcionar la pista perdida.