Korkarım değil tradutor Espanhol
835 parallel translation
Korkarım değil.
Me temo que no.
Korkarım değil, madam.
Así es, señora.
- Korkarım değil.
- Me temo que no.
- Hayır, korkarım değil.
- No, no le conozco.
Korkarım mümkün değil.
Me temo que no podré.
Pek değil. Ama korkarım seninle yetinmek zorunda kalacağız.
Pues no del todo, pero me temo que valdrás.
Korkarım bu gece 11'de kalkan ekspres dışında Visegrad'a giden bir tren bulmanız mümkün değil.
Me temo que será imposible conseguir un tren desde Visegrad... hasta que pase el expreso esta noche a las 11 : 00.
Çok yazık, korkarım bu mümkün değil.
Pues, es una pena, pero me temo que es imposible.
Korkarım o sırada diğerlerini değil, kendimi düşünüyordum.
Me temo que sólo estaba pensando en mí cuando lo hice.
Korkarım öyle değil, doktor.
Me temo que no, Doc
Korkarım ki gerçekte bunu yapabilmen o kadar da basit değil.
Los hechos dicen que eso no será tan fácil
Korkarım ki orada değil.
Me temo que no.
Hayır, korkarım, değil.
No, me temo que no.
Teğmen korkarım intihar kuramı çok inanılır değil.
Teniente, me temo que la teoría del suicidio no es muy fuerte.
Burası senin evin değil ve korkarım burada kalamazsınız.
Ésta no es tu casa, y me temo que no se pueden quedar.
Korkarım bu iğne pek sağlam değil.
Me temo que el alfiler no es muy fuerte.
- Korkarım bu mümkün değil.
- Me temo que es imposible.
Korkarım, çok fazla değil.
No de tantos.
Korkarım bu sorun üstesinden gelinebilecek gibi değil.
- Venga aquí, amigo.
Bu uzun bir hikaye ve korkarım ki, pek de hoş bir hikaye değil.
Es una larga historia, y me temo que no una agradable.
Korkarım onların hepsi sığır değil, Helen canım, bazen, seni bazı konularda yeterince eğitemediğimi düşünüyorum.
Me temo que no todas son vacas, Helen. A veces, querida, creo... que no te crie adecuadamente.
Korkarım çok soğuk değil!
No estará muy fría.
Korkarım bu pek mümkün değil.
Me temo que va a ser difícil.
Korkarım bu yaşlı böbrekler kasaplık işini kaldıracak güçte değil. İşte al. Yakala Asta.
" TOMMY, ERES UN SINVERGÜENZA, PERO ME GUSTAS.
Korkarım şu an tüm bunların yeri ve zamanı değil.
Mire, Sra. Stevenson, me temo que esta no sea la hora ni el lugar adecuado para hablar de esto.
Korkarım ki bu mümkün değil. Anlarsınız...
¡ Oh, me temo que eso es imposible!
Korkarım bu ev sizin alışkın olduğunuz evlerden değil.
Me temo que esta casa no es como las casas a las que está acostumbrada.
- Korkarım ki, haberler pek iyi değil.
- Me temo que no son muy buenas.
- Korkarım ki, benim ırkım öğrenmiş değil.
- Me temo que mi gente no.
Korkarım henüz değil.
Me temo que no.
- Araştırma laboratuarları var, değil mi? Korkarım nitelikleriniz oraya pek uygun değil.
No se ajusta a su perfil.
Özür dilerim. Korkarım bu mümkün değil.
Lo lamento, pero va a resultar imposible.
Korkarım ki bu sürgün demek ama istediğin bu değil mi?
Significa el exilio, me temo... -... pero eso es lo que quiere, ¿ no?
Korkarım o kadar basit değil.
Me temo que no es tan sencilla.
- Korkarım öyle değil.
Me temo que no.
Korkarım, çok değil.
No mucho, creo.
Korkarım, kendi dilimde bildiğim sözcükler ve beynim kendimi ifade etmek için yeterli değil.
Incluso en mi propio idioma mi cerebro y las palabras no me lo permiten, me temo
Tabii fiyatı biraz indirirseniz. - Korkarım bu mümkün değil.
Me temo que no es posible.
Ama... şey, benim uçak çok büyük bir şey değil ve korkarım, çok konforlu olmayacak.
Pero... Es que mi avión no es grande y... Me temo que será muy incómodo.
Korkarım şu an için bu mümkün değil.
Temo que ahora no puede ser.
Korkarım ki pek iyi değil.
No muy bien, me temo.
- Korkarım şu anda müsait değil sabahlığın.
- Perdona, pero ya está ocupada.
Korkarım bu mümkün değil.
Me temo que no es posible.
Üzgünüm Bayan Webster, korkarım ki değil.
Lo siento, Srta. Webster, pero me temo que no es así.
Korkarım bu yeterli değil.
- No es suficiente.
Olması gereken kadar sıcak değil korkarım ki.
Me temo que no está tan caliente como debiera.
Korkarım ki bu iyi bir fikir değil.
Bueno, me temo que no sería muy práctico.
Korkarım ki bu imkansız, tatlım. Kollarım yeterince esnek değil.
No tengo los brazos tan elásticos.
Ona doğru gittim, çok hızlı değil, korkarım.
Y al oír el motor del coche fui enseguida,... pero corrí poco.
Ama korkarım benim pek faydam olmaz. Ben zooloji doktoruyum, tıp doktoru değil.
Pero, lo siento pero no creo que pueda ayudar mucho, soy un biólogo, no un médico.
Korkarım şok etkisi pek kuvvetli değil.
Supongo que no los espantó demasiado.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56