Kızdın mı tradutor Espanhol
1,516 parallel translation
Alışveriş merkezinde seninle saklambaç oynarken bana kızdın mı yani?
Así que te molestó que te hiciera jugar a las escondidas en el supermercado.
Bir şeyler bulurum. - Kızdın mı?
Haré algunos cambios, me las arreglaré.
Diğer doktorun ameliyatımı yapmasını istediğim için bana kızdın mı?
¿ Estás molesto conmigo por querer que el otro hiciera mi cirugía?
Kızdın mı? Artık sana eskisi gibi yardım edemediğimden.
¿ De que no puedo ayudarte tanto?
Sadece şaka yapıyorum! kızdın mı?
¡ Tenemos que proteger a la Tierra!
Kızdın mı?
¿ Enojada?
Kızdın mı?
¿ Te enfadas?
Kızdın mı?
¿ Estás enojado o qué?
Kızdın mı?
¿ Te molestas?
Bana gerçekten kızdın mı?
¿ Christine? Christine, espera, espera.
- Kızdın mı? - Hayır.
- ¿ Te emborrachaste?
Aaron Gabriel'e kızdın mı?
¿ Aaron está enojado con Gabriel?
Oynamaya çalıştığın oyun işe yaramadı diye kızdın mı?
¿ Estás enojado porque el juego que quiso jugar no funcionó?
Git de başkasını kızdır sen, tamam mı?
Ve a molestar a otro, ¿ vale?
Yoksa basına bilgi sızdıran olmadığın için kınalar yakmanı mı?
¿ O sólo estás aquí para presumir que no eres culpable de la fuga de información?
Birçok kişiye kızdığımın farkındayım. Bundan sonra da birçok kişiye kızacağımı biliyorum.
Sé que irrito a mucha gente, y para muchos más soy sólo molesto.
Senden önce bitirdim diye ne kadar kızdığını hatırladım.
Cómo te enojaste cuando lo resolví antes que tú.
Kızdın mı?
¿ Qué?
Kızın ev adresini basına sızdırmak mı?
¿ Filtrando la dirección de la niña a la prensa?
Sonra nafaka çekini yazarken ne kadar kızdığını hatırladım.
Luego recordé cuan resentido estaba pagando toda esa pensión alimenticia.
Önce neden bu kadar kızdığımı kendim de anlayamamıştım ama şimdi fark ettim çünkü sen de babamın yaptığını yapıyorsun.
Ya me di cuenta. Es porque estás haciendo lo mismo que hizo mi padre.
Yavrularını koruyan bir kargayı kızdırdım.
Enfadé a un cuervo que defendía su prole
Sen bunu bilecek kadar umursamadın ama kızdı. Bu yüzden katlandım tüm bunlara.
Por eso me calmé y me lo comí.
Turk, eski kız arkadaşını aramaya başladığında ne kadar kızdığımı hatırlıyor musun?
Turk, ¿ sabías lo molesta que estaba porque hablabas con tu ex-novia?
Aslında Jerry'ye kızgın değildim. Fark ettiğimiz şey, Billy'nin, Turk ve benim yaşayamadığımız hayatı yaşadığı için onu kıskanmış olmamızdı.
No estábamos realmente enojados con Jerry, pero nos dimos cuenta que estábamos celosos de Billy porque él vive su vida, y Turk y yo, no.
Onları kızdıracak ne yaptım da en önemli adamlarını bana gönderdiler diye.
" ¿ Qué hice que los molestó tanto...
Kızdım, çünkü kimyadan geçemezsem yine sınıfta kalacağım.
Estoy alterada porque si no apruebo química, me suspenderán otra vez.
Ve şöyle ki, Billy'nin kıçıma tekmeyi vurması bütün ızdırabımın dinmesi, ve bu gecenin oğlumu bıraktığım son gece olması beni rahatlatmıştı.
sentí envidia porque con el me sentía consolada. Billy me levanto, me saco de mi miseria. Probablemente era la última noche que habría dejado sólo a mi hijo.
Kızdın mı?
¿ Estás molesto?
Sence o kadın bana kızdı mı? Kocasının kıçındaki dövmeyi görmek istemiştim.
¿ Crees que se enojó la mujer cuando le dije que quería ver el tatuaje que tenía su esposo en el trasero?
Umarım hazırsınızdır kızlar çünkü buraya gösteri izlemeye geldim.
Espero que estén listas, porque vine a ver un espectáculo.
Adamım, birilerini kızdırmışsınız.
Uds. están enojados con alguien.
Anladın mı? Bedene saygısızlık edersen ruhunu kızdırırsın.
Si le faltas el respeto al cuerpo, enfureces al alma.
- Sana çok kızdım. Kızgınım. Anlıyor musun?
- Estoy furioso contigo. ¿ Entiendes?
Michaela, dua etmenin seni kızdırmasını istemiyorum Sana yardım edeceğiz.
Michaela, no quiero usar las plegarias para enojarte te ayudaremos.
Annemin egzersizlere geç kaldığımızda kızdığını bilirsin.
Ya sabes como se pone mama si llegamos tarde.
Beni sürekli kızdırmak zorunda mısın?
¿ Por qué sigues rompiéndome las bolas?
Siz kıskanç mısınızdır?
Tú. Eres del tipo celoso?
Yine şu yeni dedikodulardan konuşacağız, büyük bir Kanada takımının güneye gideceği dedikodularını, Bu beni gerçekten çok kızdırıyor!
Hablaremos de los rumores de que un equipo canadiense importante se va al sur... lo cual me desagrada bastante...
Bana kitaplarını gösterdiğin zaman, tüm gördüğüm bana çizimlerini gösterip yorumlarımı dinlemek isteyen küçük bir kızdı.
Cuando me mostraste tus libros, todo lo que vi fue a mi pequeña niña trayéndome ingeniosos dibujos para que yo hiciera comentarios.
Bu yüzden geçen yıl beni terapistinden hamile... kaldığını söylemek için aradığında.... Ona çok kızdım.
Cuando me llamó desde Boston el año pasado para decirme que estaba embarazada de su terapeuta me enojé.
Yani ona iyilik yaptığın için sana kızdı mı?
¿ Entonces está enojado contigo por hacerle un favor?
Habersiz gelişimiz için kızmamışsınızdır umarım.
Espero que no te moleste nuestra bacanal improvisada.
Tekrar kızdıklarını sandım.
Creí que estaban enfadándose de nuevo.
Neden aradığını ilk anladığım zaman kızdım.
Lo estaba, cuando me di cuenta de por qué me estabas llamando.
Fatima'nın kaybolması hakkındaki sorularımız için bize kızdın, ama sonunda çok dikkatsiz davrandın. Buradan çıkar çıkmaz aceleyle öldürdün onu.
Te enojaste tanto porque te preguntábamos sobre la desaparición de Fátima que finalmente te descuidaste saliste y mataste apresurado.
Kalan zamanda ışık-altı motorlarını tamir etmek imkânsızdı çok hasarlıydılar ama yedek güçten hipersürücüye etkili olacak bir çeşit yama tasarladım.
Arreglar los motores subluz fue imposible con el tiempo que me quedaba. Estaban demasiado dañados. Pero realicé un parche que desviará parte de la energía auxiliar al hipermotor.
Jack Lengyel'in birinci sınıflardan, transfer öğrencilerden, yeni gelenlerden Genç Marshall Thundering Herd takımını kurmasını ve kimsenin tanımadığı insanlardan oluşan bu takımın 30 dakikalık oyunla Xavier Pirates'i yeniyor olmasını düşünmek bile imkânsızdı.
... pero Jack Lengyel tiene a los JÃ ² venes Thundering Herd de Marshall... ... un equipo de novatos, de estudiantes transferidos, de figurantes... ... un equipo de don nadies...
Yeni yetme bir çaylağın gelipte ortalıkta dolanarak yatırımcılarımı kızdırmasına gıcık oluyorum.
Se atraganta en mi garganta ver a un Johnny don nadie entrar vagando y burlarse de mis inversores. Exacto.
Kitabımda onu ve babasını karaladığım için annesi bana kızdı.
La destrocé a ella y a su padre.
- Kızdınız mı?
- Enojado?