Okuyayım mı tradutor Espanhol
615 parallel translation
Başka bir hayranının mektubu. Sana okuyayım mı?
Aquí hay otra carta de una fan.
Okuyayım mı?
¿ La leo?
Ben de bir şiir okuyayım mı?
¿ Le importa si recito un poema?
Şarkı kitabından, bir şarkı okuyayım mı?
¿ Puedo seguir leyendo el salmo?
Okuyayım mı?
¿ Te lo leo?
Okuyayım mı?
¿ Leérselo?
Bahisçilik, kadın. Hepsini okuyayım mı?
Apuestas, mujeres. ¿ Lo leo todo?
Sana gazete okuyayım mı?
¿ Quieres que te lea el periódico?
Sana başka masal okuyayım mı?
¿ Quieres que te lea otro cuento?
Şimdi okuyayım mı, Peder O'Shea?
¿ Leer lista ahora, padre O'Shea?
Bay Brenner'ün çay yapraklarını okuyayım mı?
- ¿ Y si Ie leo Ios posos del té?
Şimdi okuyayım mı?
¿ Debería leerlo ahora?
"Anne, gel de sana" Pacifiques " kitabımdan son şiirimi okuyayım :
- Madre, deja que te lea el último de los poemas en mi "Pacíficos" :
Sana dikkatini dağıtacak bir metin okuyayım.
Mejor venid a distraeros con alguna lectura.
Mektubunu mu okuyayım?
¿ Yo leer tu carta?
İzin ver okuyayım derin anlamı gözlerindeki Kullanarak ölümsüz şiirlerin sözcüklerini...
Déjame leer en lo hondo de tus ojos esos versos de eterna poesía...
Sana okuyayım.
Aquí está en el Código Penal.
Bu mektup gitmene neden olacaksa sana okuyayım.
Si esta carta es la causa de tu partida, te la leeré.
- Peki, sana okuyayım.
- De acuerdo, se lo leeré.
Susar mısın, kitabımı okuyayım.
Ahora, ¿ puedes callarte mientras sigo leyendo?
Peki, size en sevdiğim şiiri okuyayım.
De acuerdo, le leeré uno de mis favoritos.
- İzin ver ben okuyayım.
- Yo la leo.
- Dur şunu okuyayım.
- Deja que te lea...
- Bir okuyayım.
Bien, deje que Io lea.
Okuyayım, ama ikimiz de dinlemeyelim.
Lo leeré, pero no lo escucharemos.
izin verin size Heraldo'da ki yazdğım geceyi okuyayım.
Permítanme que les lea lo que escribí esa noche en el Heraldo
Arkaya geçte okuyayım.
- Pues siéntate que se la leo.
Dur sana okuyayım.
Déjeme que se la lea.
Size başlıkları okuyayım.
Déjeme que le lea los titulares.
Ben sana okuyayım.
Te la leeré.
- Güzel bayanın geleceğini okuyayım.
Leeré el futuro de la linda dama.
İzin verin bana size bu akşam bunu okuyayım.
Déjeme cantársela esta noche.
Oh, Ben, ah... ben bunu şu yan tarafta okuyayım.
Voy a leer esto acá.
- Küçük bir münakaşa demek. Durun da size Bay Prosper Michaux'nun ifadesini okuyayım.
Déjeme leerle la declaración del Sr. Prosper Michaux,
Şimdi kütüphaneye gel de senin için okuyayım.
Y lo será. Vamos a la biblioteca y te leeré algo de mi parte.
Verilen yanıtlardan bazılarını size okuyayım.
Permítame leerle algunas respuestas.
Bir şeyler okuyayım dedim.
Quería algo para leer en la cama.
Bu sabah Ankara'dan ne aldığımızı okuyayım size.
Le voy a leer lo que hemos recibido de Ankara esta madrugada.
bunu ellerinizden okuyayım.
Déjame leerlo en tu mano.
- Şunu okuyayım...
- ¿ Después de leer...?
Kağıttan okuyayım.
Déjame leer el papel.
Sarah Kardeş, Sky Masterson'ın senin hakkındaki rehber kitabını okuyayım.
Hermana Sarah, permítame leerle del libro de Cielo Masterson sobre Vd..
Ver de, ben sana okuyayım.
Ya la leo yo.
Öyleyse şiirlerinden birini ben sana okuyayım :
Entonces leeré este poema para usted.
Rolü okuyayım.
- Déjeme el libreto.
Oh, lütfen, bırak onu okuyayım!
- Déjeme leerlo.
Şey... Önce kendime bir okuyayım, sadece duygusunu hissetmek için.
- Deje que Io lea para captar el sentido.
Sana okuyayım.
Te la voy a leer.
Mektubun kalanını okuyayım.
Deja que te lea el resto.
Okuyayım. Okuyayım.
A ver, deja que Io lea.
Ben de bu arada bir şeyler okuyayım dedim,... gitmeden tren seferlerinin çizelgesini bıraktı.
Y en caso que quiera leer algo, me ha entregado un horario del ferrocarril.