Parayı aldım tradutor Espanhol
675 parallel translation
Parayı aldım, diyelim.
Supongamos que lo acepto.
- Parayı aldım, değil mi?
- Conseguí el dinero, ¿ no?
Ben de Guiseppe'nin yanına döndüm, kağıtları imzaladım, parayı aldım karım bebeği doğurdu. Her şey iyiydi.
Así que fui a ver a Guiseppe, firmé el contrato, conseguí el dinero... mi esposa tuvo el bebé y todo solucionado.
Parayı aldım.
Yo cogí el dinero.
Evet, parayı aldım.
Sí, lo tomé.
- Parayı aldım dedim ya, yetmez mi?
¿ No es suficiente confesar que me lo llevé?
- Bakın, parayı aldım.
- Mire, me llevé el dinero.
Gaston, parayı aldın mı?
Gaston, ¿ cojiste tu el dinero?
Parayı kasasından aldım.
He cogido el dinero de la caja de la tienda de mi hermana.
- Masters'dan aldın mı o parayı?
- Bien. - ¿ Le cobraste a Masters?
- Parayı aldı mı?
- En mi bolso.
Ve aldığımızda parayı, çarçur eder gideriz.
Y cuando lo sabemos nos da lo mismo
Aldığımızda parayı çarçur eder gideriz.
Cuando nos pagan, esperamos...
Parayı aldıktan sonra dağıtım için ana karargâha götür.
Cuando te demos el dinero, llévalo a casa de Hannigan. ÉI lo repartirá durante el fin de semana.
Bay Walters, aldığım parayı hak ettim mi?
Bien, Sr. Walters, ¿ me he ganado el dinero?
Tatlım parayı aldığım ilk gün Sana mükemmel bir ziyafet vereceğim
Cariño, lo primero que te compraré con la recompensa... será el bistec más grande de Kansas, para esa mejilla.
Eğer bu parayı tanımadığınız birinden aldıysanız o kişi aradığımız kişi olabilir.
Si consiguió el dinero de alguien que no conocía esa podría ser la persona que buscamos.
- Parayı aldın mı?
¿ Tienes el dinero?
- Salağın teki eşarbımı aldı. Parayı aldın mı?
- A por mi bufanda. ¿ Tienes el dinero?
Parayı aldın mı?
¿ Conseguiste el dinero?
- Parayı aldın mı? - Evet, dün aldım.
- ¿ Recibiste el dinero?
Ona parayı nasıl aldığımızı ve hakkımız olduğunu anlatırsınız.
D, iganle como lo obtuvimos y que por derecho es nuestro.
- Parayı aldı, almadı mı?
- ¿ El tiene el dinero, no?
Aldığım parayı falan, her şeyi bana geri yerine koydurttu.
Y el dinero y las cosas que cogí él me obligó a devolverlo.
Parayı aldınız, benim de ihtiyacım var.
Tiene el dinero y yo lo necesito.
Kazandığım tüm parayı aldınız.
Se han llevado todos los centavos.
- Parayı aldın mı?
- ¿ Cogiste el dinero?
Aldığın parayı kaçırmadığımı mı düşünüyorsun?
Cree que no sé que me robaba.
Parayı, o öldüğünde, elinden aldım.
Le cogí el dinero de la mano cuando ya estaba muerto.
Sonra benimle konuştu ve beni, parayı büyükannemden aldığımı itiraf etmeye zorladı.
Me hizo confesar que ese dinero era de la abuela y se lo había robado.
Aldığım parayı hak etmeliyim.
Tengo que ganarme el sueldo.
Aldığım parayı yerine koymak için.
Para devolver el dinero que cogí.
De Leon'un adamları burayı gözlüyorlar. Parayı aldın mı?
Los chicos del viejo De Leon vigilan el lugar. ¿ Te dio el dinero?
- Parayı neden aldığımı şimdi anlıyor musun?
- ¿ Entiendes ahora por qué cogí el dinero?
- Parayı neden aldığımı söyletirler.
- Pero al final se sabrá.
- Gönderdiğim parayı harcadın mı? - Aldım onu.
- ¿ Gastaste el dinero que te mandé?
- Sanırım parayı Tex'in aldığı konusunda yanılıyorum.
Creo que me equivoqué acerca de Tex y el dinero.
Parayı yalnızca soruşturma için ödünç aldım.
Lo tomé prestado para mi caso.
- Parayı aldın mı?
- ¿ Conseguiste el dinero?
30 gümüş parayı ben aldım.
Cogí la mitad del dinero.
Eğer bahiste kazandığım 100 ryoyu diyorsan ben o parayı çoktan aldım.
Si te refieres a los cien ryo de la apuesta, ya los cogí.
Sahip olduğu tüm parayı aldım.
Así que sabrá disculparme si no soy muy receptiva a la idea de que haya gente feliz en sus matrimonios.
Efendi Kurobe anlaşmayı kabul ettiğini söyledi ve bu parayı onun için aldım.
El maestro Kurobe dijo que estabas de acuerdo y que podía recoger el dinero por él.
Parayı aldınız mı Bayan?
¿ Consiguió el dinero, señora?
Parayı aldım, kabul ediyorum.
¿ Y Ud. qué?
Sonra o parayı alıp uyuşturucu satın aldığım yere gidiyorum. Ama adamı bulamıyorum.
Luego con el dinero, voy adonde solía comprar mi droga preferida y él no está ahí.
Bir kere söyledim, yüz kere de söylüyorum. O parayı kibrit çöpü oyununda "25 ve 50 sent" ler olarak kazandım. Üç senemi aldı!
Le dije una y cien veces que reuní ese dinero... ahorrando moneda tras moneda y me llevó 3 años juntarlo.
Bütün tüyleri satın aldım parayı da verdim.
Te traigo las plumas y el dinero prestado.
Parayı altı aylık kredi ile aldım.
Me dieron seis meses para devolver ese préstamo.
Beaumont'tan bu parayı aldığını inkar mı ediyorsun?
¿ Niega haber recibido este dinero de Beaumont?
Seni aldırırım yatıracağın parayı da yanında getirirsin.
Podría recogerla y traer su parte del dinero al mismo tiempo.