Sekiz mi tradutor Espanhol
1,153 parallel translation
- Sekiz mi?
- ¿ Ocho?
- Sekiz mi?
¿ Ocho?
Yedi mi, sekiz mi?
¿ Siete u ocho?
Dokuz mu? Sekiz mi?
estoy tomándote el pelo, cielo.
Sekiz mi?
¿ Cada ocho?
Çin-çin mi? Berlitz'de sekiz sene ve öğrendiğin bu mu?
¿ Eso aprendiste en tus ocho años de Berlitz?
Bütün hayatımı buraya işlemişler. On sekiz yaşından beri yaptığım her şeyi.
Toda mi vida está aquí, todo, desde que tenía 18 años.
Sadece başka bir sekiz saat. Yeniden yolda olacağım.
Bueno, sólo quedan 8 horas y seguiré mi camino.
Mesela ben sekiz yaşındayken Judy Jetson termosumu otobüsün altına fırlattı.
Cuando yo tenía 8 años, tiró mi termo de Judy Jetson a la calle.
Mesela ben sekiz yasindayken Judy Jetson termosumu otobüsün altina firlatti.
Cuando yo tenía 8 años, tiró mi termo de Judy Jetson a la calle.
Kırk sekiz saat içinde, herhangi bir zamansal anomali tespit edilmiş mi?
¿ Ha habido algún tipo de anomalía temporal en el continuo espacio-tiempo durante las últimas 48 horas?
Sekiz ay. İlişkiniz iyi mi?
Ocho meses.
Sekiz yaşımdayken babam bana vermişti.
Mi papá me lo dio cuando tenía ocho años.
Sekiz yıl oldu. İki ay önce beni yeniden göreve çağırdıklarında yaşadığım şaşkınlığı bir düşün.
Imagina mi sorpresa cuando me llamaron de jubilación hace dos meses.
İyi Hristiyan rahibeleriyle dolu bir yetimhaneye gönderildim yüzümü amlarına sürüp duruyorlardı. - Sekiz lanet yıI boyunca!
Cuando mi papá le pegó un tiro a toda mi familia en la cabeza y sólo quedé yo para identificar los cadáveres y me mandaron a un orfanato lleno de monjas piadosas que se colocaban mi cara en sus coños ¡ con sus crucifijos puestos, durante 8 jodidos años!
15.000 $, kardeşin, sekiz saat mi?
$ 15,000, mi hermano, ocho horas?
Sekiz yıl sonra arkadaşımın Alaska Anchorage'deki düğününden sarhoş bir halde otelime dönerken bir kar yığını üzerinde uyuyakaldım.
En ocho años, después de emborracharse a un amigo recepción de la boda en Anchorage, Alaska... me quedo dormido en la nieve mientras caminaba de regreso a mi hotel.
- Sadece sekiz kişi mi?
- ¿ Sólo ocho personas?
Sonra yaklaşık sekiz metre kadar bir şarap mahzeninden geçeceksiniz ve sonra bara çıkacaksınız. Amcamı arkasından göreceksiniz.
Cruzáis una bodega de unos 8 metros y salís al bar..... veréis a mi tío de espaldas.
Sekiz saat bozuk para yığını için mi çalıştım yani? Bunu da kanepede bulmuştum.
¡ ¿ Trabajé 8 horas apestosas por un mísero puñado de centavos?
- Sekiz tane mi yaptın?
- Ya llevamos ocho, ¿ no?
Normal yükümle sekiz çuvalla başedebilmem mümkün değil.
No puedo repartir ocho bolsas además de mi carga usual.
Sekiz yıl önceki olayın bir şekilde faturası mı çıkarılıyor, Mulder ISU'yu terk ettiği için mi?
¿ Es esto su venganza por lo que sucedió hace ocho años, por él dejar la unidad?
Annem ben sekiz yaşındayken öldü, bu yüzden bana sahip çıkması için sadece büyük erkek kardeşim vardı... sana sahip çıkan o insanlar gibi.
Mi madre murió cuando yo tenía ocho años. Así que fue mi hermano mayor quien se hizo cargo de mí...
Daha sekiz yaşında olduğunu biliyorum ve sana baskı yapmak istemiyorum. ama evliliğimi kurtarmalısın!
Sé que tienes ocho años, y no quiero presionarte demasiado pero tienes que salvar mi matrimonio.
- Yedi sekiz kez mi?
- Siete u ocho?
- Annemle babam ben sekiz yaşındayken ayrılmışlardı. - Öyle mi?
Tenía 8 años cuando mis padres se separaron.
Ben sekiz yaşındayken, babam bizi bırakıp gitmişti.
- Sí, mi padre nos dejó.
Sekiz yaşındayken bir adam eve gelip babamı vurmuştu
Cuando tenía 8 años, unos hombres entraron en mi casa. Mataron a mi "pa".
Sekiz yaşında çocuklar babalarının öldürülüşünü izlesin diye mi?
¿ Para que otros niños vean morir a sus padres?
Sekiz mi?
¿ Ocho?
Sekiz mi?
¿ 8?
On sekiz ay sonra, annem uykusunda öldü.
Mi madre murió durante el sueño 18 meses después.
- Sekiz mi?
¿ Aun con el tratado?
Ara sıra kardeşim gelirdi. Ama sekiz yıl önce öldü. O yüzden ev biraz sessiz.
Mi hermano venía a verme de tanto en tanto pero murió hace 8 años axial que de esto hace mucho.
Evet. Onun sekiz farklı maden suyu için yeri var, bense peynirimi lavabonun altında saklamak zorundayım.
Tiene sitio para toda esa agua en la nevera y yo tengo que guardar mi queso en aerosol bajo el fregadero.
Bu hafta sekiz yaşındaki oğlum beni ziyarete geliyor. Microsoft binasını gezmek istediğini söyledi.
Mi hijo de 8 años está visitándome esta semana, y preguntó si podía arreglar una visita al complejo Microsoft.
Sekiz. Kardan adam gibi olan rakam değil mi?
Ocho. ¿ Es el que tiene la forma de un muñeco de nieve, sí?
Bununla sekiz sayı yaptım oyunda.
He logrado bajar ocho golpes en mi juego.
Eğer onu sekiz seneden fazla tutabilsem tutardım, ama etkili olamadım.
Yo lo habría retenido más de ocho años. Pero rechazaron mi sugerencia.
Zamanında bitecek mi? Sekiz saat içinde mayınları patlatabileceğiz.
- podremos detonar las minas en, 8 horas.
Oğlum sekiz yaşındayken,... iki çocuk, sırf farklı olduğu için, onu hırpalamıştı.
Cuando mi hijo tenía ocho años, había dos niños que lo molestaban porque era diferente.
- Sekiz katlı penis mi?
- ¿ Un pene de 8 pisos?
- Öyle değil mi? - On, dokuz, sekiz, yedi...
¿ Verdad?
Villa, otel, trafik lambası, sekiz ila on kişi. Güvenlik iyi mi?
El chalé, el hotel, el coche, el semáforo, de 8 a 10 tipos. ¿ Cómo es la seguridad?
Kırk sekiz saat mi?
Imagine que uno de ellos ha desaparecido durante dos días...
En azından sekiz gün sonra çıkıyor, değil mi?
Bueno, por lo menos saldrá dentro de ocho días.
Görürsünüz sekiz yıIı!
Ocho años! Ocho años, mi culo!
Hatırlayacağım. Savaş başlangıcı, Bobby Moore. Otuz dokuz, altmış altı ve benim yaşım, yirmi sekiz.
y Bobby Moore 39, 66 y mi edad, 28.
Ve Acil'de sebep olduğum kazanın hasarı önemsiz ve küçümsenebilir olmasa bile sekiz yıllık sadık hizmetim ve aralıksız işe gelişim ve kıdemim sabah vardiyalarına tekrar geri dönmemi gerektiriyor.
Entiendo que los daños fortuitos que yo causé no pueden ser olvidados por no ser de poca importancia ni insignificantes sin embargo, creo que debido a mis ocho años de dedicación fiel junto con mi ausencia de absentismo laboral y mi antigüedad merezco volver a mi anterior turno de día.
Ama evdeyken sekiz çeşit kendinpişir-kendin ye... yemek malzemesi olmaz, değil mi?
¡ Pero no tendría los ocho condimentos Blanagantastic para elegir en su casa!