Sekiz saat tradutor Espanhol
1,013 parallel translation
Yedi, sekiz saat.
Siete u ocho horas.
- Yaklaşık yedi ya da sekiz saat, efendim.
- Siete u ocho horas. Hay tráfico.
Evet, efendim. Yaklaşık yedi ya da sekiz saat.
Siete u ocho horas.
Oda, yiyecek içcek ve günde sekiz saat sürecek bir iş mi?
¿ Habitación y lecho y un trabajo con jornada de ocho horas?
Yarım saat sonra, sekiz saatlik bir seansı daha var.
Le toca otra sesión de ocho horas dentro de media hora, señor.
Sıcaktan yanan bir gemide yirmi dört saat... limanda kaldıktan sonra, büyücüden farksız bir doktoru... veba olmadığıma ikna etmek için sekiz saat uğraştım. En nihayet kıyıya çıktığımda... hapishane kabul komitesi tarafından karşılandım.
24 horas en el puerto, en un barco con un calor sofocante, ocho horas intentando convencer a un brujo idiota... de que nunca me he expuesto a la peste bubónica... y cuando llego a tierra, me recibe el comité de recepción de una penitenciaría.
Tam olarak sekiz saat daha ararız.
Buscaremos durante ocho horas.
Eğer ben bu zorluğa katlanıyorsam, Atın üstünde sekiz saat asılı duruyorsam.
Si estoy tenso es de llevar ocho horas a caballo sujetándome con las rodillas.
Burada sadece sekiz saat çalışıyorsun.
Te pasas ocho horas diarias aquí.
Şansın varsa sekiz saat uyursun.
Con suerte, duermes ocho.
Diğer insanlarla başka şeyler konuşmak için... geriye tam sekiz saat kalıyor.
Eso te deja otras ocho para hablar con... otra gente de otras cosas.
Sekiz saat sonra onu katırla getirdiler.
Ocho horas más tarde, la subieron en mula.
Ya sekiz saat önce New York?
¿ Qué dice de Nueva York, hace 8 horas?
Şu şapkalıya ne demeli! Sekiz saat toprak sürmüş galiba.
Y mira al del sombrero, qué especimen, habrá estado unas 8 horas con la hoz.
Günde sekiz saat.
Ocho horas diarias.
Bu da sekiz saat 20 dakika eder. Kahve molalarıyla beraber 10 saat.
Diez horas con las horas del café.
En fazla on sekiz saat.
Dieciocho horas como mucho.
On sekiz saat.
Dieciocho horas.
Sekiz saat yaşayacaksınız.
Sobrevivirás ocho horas.
Bütün itirazlarımı sıralamam en az sekiz saat sürer.
No puedo nombrarlas todas en sólo 4. Necesito 8.
USS Yorktown sekiz saat içinde bizi bekliyor.
La U.S.S. Yorktown nos espera dentro de ocho horas.
Bir sekiz saat daha alacak.
Tardaremos otras ocho horas.
İnfazcının onu öldürmesine sekiz saat kala Parma hayatını bağışlamış.
Parma logró su perdón horas antes de su ejecución.
Operasyonun her aşaması sekiz saat öne alındı.
Cada fase de la operación se adelantó ocho horas.
İstediğim şeyleri vermeniz için size sekiz saat veriyorum.
Le doy ocho horas para que me dé lo que quiero.
Doğru anladın dostum. İstediğim malları vermen için sana sekiz saat veriyorum.
Tienen ocho horas para que me traigan la mercancía.
Zaman aleyhimize işliyor. Sekiz saat ve kırk dakika.
Nos quedan ocho horas y 40 minutos.
Sekiz saat ve 34 dakika. Gezegen VI buzullaşmış mı demiştin?
Ocho horas y 34 minutos. ¿ El planeta 6 está cubierto por glaciares, dice?
Spock'ın beynini bulmak için zaman geçiyor - sekiz saat ve 29 dakika.
Nos quedan, para encontrar el cerebro de Spock, ocho horas y 29 minutos.
Bu belgeler sekiz saat için başbakanımızın elinde olabilir.
Esos documentos pueden llegar a nuestro gobierno en ocho horas.
Zenitin kaybolmasının üzerinden sekiz saat geçti ve izini bulamadık.
La zenita desapareció hace ocho horas, y no hay rastro de ella.
Pazar sabahı saat sekiz olmadan mı?
¿ Un domingo a las ocho de la mañana?
Onu dün değil evvelki gün saat sekiz civarında... görmüştüm.
¿ Dónde está?
Benim süitte saat sekizde içki, sekiz buçukta da yemek yiyeceğiz.
Tomaremos cócteles a las 8.00 y cenaremos a las 8.30 en mi suite.
Saat sekiz gibi başlayacaklardır.
¿ Está listo, Korab?
Saat sekiz buçuk civarında.
Hacia las ocho y media.
Onu saat sekiz gibi sizin eve getirmeye çalışacağım.
Intentaré llevarla a su casa a las ocho en punto.
Bu sabah saat yedi ile sekiz sıralarında.
Entre las 7 y las 8 de esta mañana.
Sekiz kırık kaburga kemiği ve tuzlu suda 11 saat geçirmenin rolü olabilir.
Ocho costillas rotas y once horas en el mar habrán influido.
Ellen sekizde dedim ve daha saat sekiz olmadı.
Ellen, yo dije a las 8 : 00, y a las 8 : 00 las atenderé.
Ellen şu anda saat sekiz.
Ellen, ahora son las 8 : 00.
Saat neredeyse sekiz oldu.
Son casi las ocho...
Sekiz, dokuz saat.
Ocho, nueve horas.
Saat sekiz Majesteleri.
Las ocho, majestad.
Saat sekiz mi dedin?
Las ocho, has dicho.
- Saat sekiz, Albay.
- Son las ocho, capitán.
Saat sekiz.
- Ocho horas...
Zaten er, daha nereye düşüreceksin? Bizimle gelmek için nasıl da yalvarmıştı... Merak etme, saat daha sekiz.
como nos rogó para venir... no te preocupes, son solo las ocho.
Saat sekiz ama hava hala aydınlık.
- Son las 8 y todavía es de día.
Yedi saat ve sekiz...
Siete horas y ocho...
- Saat sekiz oldu.
- Son las ocho.
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 07 28
saat 13 39
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 07 28
saat 13 39
saat kaçta 135
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18