Senin işin bu tradutor Espanhol

Senin işin bu.

Es sólo tu trabajo.

Senin işin bu ahbap.

Este es tu trabajo, viejo.

Senin işin bu değil.

- Éste no es tu trabajo.

Senin işin bu olabilir müdürüm.

No, ese es tu trabajo, directora.

Senin işin bu hükümetin yaptıklarını sorgulamak değil.

Tu trabajo no es cuestionar las acciones de tu gobierno.

Dostum, senin işin bu.

Es tu trabajo.

Senin için bu işin içinde kaldım, başka bir sebep yok.

Seguí con esto sólo por ti, no por otro motivo.

O yüzden bu işin sonunda, senin de dediğin gibi,... önemli bir şeyler çıkarsa iyi olur.

Como tú dices, es mejor que haya algo para comer cuando lleguemos.

Koç sensin, bu senin işin.

Usted es el entrenador, es su trabajo.

Bu senin işin.

Es su trabajo.

- Harika biri. - Senin gibi güzel bir kız bu işin peşini bırakmamalı.

Una chica tan hermosa no puede darse por vencida.

Bütün işin bu mu senin?

¿ A la chica que querías?

Bu senin işin!

Ése es tu trabajo.

Ben rap yapamam dostum, bu senin işin Dave.

Viejo, no sé cantar rap. Dave, tú lo sabes muy bien.

Affedersin... Bu herifle ne işin olur senin?

Pero no logro ver que tienen en común él y tú.

Bu senin işin değil mi?

¿ No es ese tu trabajo?

- Bu senin işin mi?

- ¿ Fue obra tuya?

Hey, bu senin işin.

Eh, ése es tu trabajo.

Bu tür şeyler senin işin.

Esa clase de trabajos te corresponden.

Bu arada senin ne işin var burada?

¿ Qué estas haciendo aqui, de todas formas?

Hem de senin gibi bu işin ustası.

Incluso a alguien como tú.

Senin işin değil bu, kahpe.

Y a ti que te importa, puta.

Bu senin işin değil. benim.

Ése no es tu problema, es el mío.

Senin dedektif olduğunu duyunca bu işin sana tam yakıştığını düşündüm.

Cuando me entere que eras detective, pensé en que te iba perfecto.

Tek ihtiyacın olan, binlerce insanın önünde pantolonunu çıkarmak bu senin işin.

Solo tienes que bajarte los pantalones ante miles de personas, el puesto es tuyo.

Bu senin işin, Boleyn!

¡ Es culpa tuya, Bolena!

- Bu senin işin.

Ese es tu trabajo.

Sıklıkla söylediğim gibi, bu senin işin.

Como a menudo digo, este es tu trabajo.

Neyse, bu daha çok senin işin değil mi?

De todos modos, ese es más tu estilo, ¿ no? Buenos días, damas.

- Bu senin işin değil.

No es lo tuyo. Sí, no es lo mío.

Senin işin de değil. Ve kesin bir şey var, sana bugün yapmanı söylediğim kahrolası iş bu değil.

No es tu trabajo, y desde luego no es el trabajo que te asigné hoy.

Bak, senin gibi bir ünlü olmadığımı biliyorum ama uzun süredir bu işin içindeyim. Bir sürü bağlantım oldu.

Verás, no soy alguien famoso en esto como tú pero llevo mucho tiempo, y he hecho muchos contactos.

Bu artık senin işin değil.

Ya no tienes por qué ocuparte de mí.

Senin ihtiyacın var çünkü bu işin bu gece tamamlanmasını istiyorum.

Tú... Tú necesitas tiempo, porque lo quiero para esta noche.

Bu senin işin.

- Es tu decisión.

Ve Bunu duymak istemediğini biliyorum, ama bu senin yeni işin. Benim işim mi?

Y no quieres oír esto, pero con tu nuevo trabajo...

Bu senin işin.Bunu ilginç bulacağını düşündüm.

Es tu trabajo. Pensé que lo encontrabas interesante.

Biliyor musun ben de bunu düşüyordum. Aslına bakarsan bu senin işin değil.

Sabes, estuve pensando acerca de eso también, y de hecho, no es tu trabajo.

Bu senin işin, Julia.

Es tu tarea, Julia.

- Bu senin işin.

- Es tu trabajo.

İşin fiziksel kısmını onlar hallederler. Öyle hissediyorum ki, bu gerçekleşirse... bu oyun senin kalbini de iyileştirir.

Ellos pueden cuidar tu parte física y cuando eso pase, el juego estara en tu corazón.

Bu isin sonunun senin için nereye varacağını hiç düşündün mü?

¿ Nunca piensas en cómo acabará todo para ti?

Sen... bu senin işin.

Tú. Esto es obra tuya. ¡ Arréstenlos!

Miles, bu senin işin.

Riéguenlas mañana.

Bu senin işin değil mi? Onun biraz fazla zorladım.

Lo presioné demasiado.

- Bu senin işin mi?

- ¿ Es asunto tuyo?

0 boktan sirki zaten kimse ciddiye almazdı. Senin için de bu işin zaten geleceği yoktu.

No quiero mentir, pero este Circo fue demasiado lejos.

Senin işin de bu değil mi?

¿ No es ese tu trabajo?

Bu işin senin işin olmadığını biliyorum

¿ Por qué husmeas en cosas que no te incumben?

- Aslında bu senin işin değil Dünyanın en güçlü adamı için bile değil

Tiene información que puede convertirte en la persona más poderosa del Imperio.

Tamam, senin de işin bu. Senin. Tamam mı?

Eso haces tú. ¡ Tú!