Sinirli mi tradutor Espanhol
305 parallel translation
Yeom Ra hâlâ sinirli mi?
Rey Yama, ¿ está aún allí?
Sinirli mi?
¿ Nerviosa?
Sinirli mi?
¿ Estâ nervioso?
Anladım. Dave sinirli mi?
Ya comprendo. ¿ David se fue enojado?
Sinirli mi?
¿ Nervioso?
- Sinirli mi?
- Estraño?
Hanımlar, kocanız eve yorgun ve sinirli mi geliyor?
¿ Su marido viene a casa cansado y enojado?
Sinirli mi?
¿ Está agitado?
Müdürlerine karşı da böyle sinirli mi? diye sormuştum. Kime karşı mesela?
¿ Se pone tan nervioso cuando está con su jefe?
Geçen akşam en son görüşünüzde üzgün ya da sinirli mi idi? Hiç öyle görmedim.
¿ Parecía preocupado o disgustado la última noche que lo vio?
Sinirli mi?
¿ Alterado?
Çok sinirli mi görünüyor?
¿ Se ve enojada?
Ama söylesene türünün hepsi senin kadar sinirli mi?
¿ Son todos los de tu raza tan amargados como tú?
Sinirli mi gözüküyorum?
- ¿ Por qué, me notas nerviosa?
Niye, sinirli mi görünüyorum?
¿ Por qué? ¿ Parezco nervioso?
- Sinirli mi?
- ¿ Furioso?
Ama artık sinirli değilsiniz değil mi?
Yo sí debería estarlo. - Relájate.
Biraz endişeliydim, sinirli gibiydi bu gece. Gerçekten mi?
Estaba algo nerviosa esta noche.
Karıma da söyledim, o bana sadece çok sinirli olduğunu söyledi ama yine de endişeliydim ve bu gece daha da kötü göründün.
Mi mujer dice que no es nada. Pero a mí me tienes preocupado. Y esta noche pareces estar peor que nunca.
- O benim babam - Sinirli bir adam, değil mi?
Era un tipo enojado, ¿ cierto?
Ne zaman kendimi ürkek ve sinirli hissetsem, içimden, sokaktaki insanların şapkalarını kapıp kaçmak gelse, çiseleyen bir kasım yağmuru ruhumu ele geçirse, işte o zaman açık denizlere atarım kendimi.
Cuando estoy triste o malhumorado, cuando tengo ganas de pisotearles los sombreros a los paseantes, cuando parece que es noviembre en mi interior, sé que es hora de volver al mar.
Karım biraz sinirli.
Mi mujer está un poco nerviosa.
Çok sinirli, değil mi?
Bueno, bueno. Nervioso, ¿ no es así?
- Biraz sinirli gördüm seni, değil mi?
- Estamos un poco irascibles, ¿ no?
Son bir iki haftadır biraz sinirli görünüyordu, değil mi?
Últimamente parecía tenso, ¿ no crees? No.
Artık bebeği almalısınız. Çünkü, kocam çok sinirli bir adam.
Le pido que se lo lleve por mi marido, está muy nervioso.
Çok sinirli, değil mi?
Está bastante enojado, ¿ no?
Sinirli değilsin, değil mi Ace?
No estás nervioso, ¿ no, Ace?
Bir keresinde sinirli bir şekilde odama girdiğini hatırlıyorum.
Recuerdo una vez que entraste violentamente a mi oficina.
Pek de sinirli, degil mi?
Tiene un carácter terrible, ¿ no?
Bugünse, sinirli yapımın altında bu gerçeğin yattığını düşünüyorum.
Tal vez eso influyó en mi personalidad, creo que soy un poco nervioso.
Ama kocam huysuz ve sinirli oldu.
Pero mi marido se ha vuelto muy nervioso y un poco difícil. Maniático.
Sinirli biri mi?
¿ Un novio enfadado?
Çok sinirli, değil mi?
Está muy nervioso, ¿ verdad?
Gergin ve sinirli mi?
¿ Nervioso y confundido?
- Sinirli gibi biraz? Öyle değil mi?
- Un poco nervioso ¿ no?
Hayır. O da sinirli... bir tatil mi geçirdi?
No. ¿ Se han un nervioso... vacaciones, también?
Sinirli sokak serserilerini mi diyorsun?
¿ Y quieres formar una turba para buscarlo?
Babam çok sinirli biriydi.
Mi padre tenía mucho genio.
Sinirli değilsin, değil mi?
Genial. No estás nervioso, ¿ no?
Kızım çok sinirli.
- Mi hija está muy nerviosa.
Pilotum bile sinirli.
Hasta mi piloto está nervioso.
Hey, biraz sinirli bir tipsin öyle değil mi, doktor?
Oye, estás envuelto un poco apretado allí, ¿ verdad, doctor?
Gün geçtikçe sinirli oluyor oğlumla konuşamıyorum.
No puedo ni hablar con mi propio hijo.
Sinirli ve endişeli olmak zavallı kardeşimin her zamanki haliydi zaten.
Estar preocupado era el estado natural de mi hermano.
Sinirli bir gülümseme mi görüyorum? Ah Hayır.
- ¿ Ésa es una sonrisa nerviosa?
Bir daha çocuğumun yanına yaklaşırsan o zaman sinirli tarafımı görürsün.
Usted quiere verme irracional toque a mi hijo y ahi si me verá irracional
Sana da biraz sinirli gibi gelmedi mi?
¿ No les parece que esté algo enojada?
Meditasyonumu bitiremezsem... biraz sinirli olurum.
Si no acabo mi meditación, me pongo de mal humor.
Arkadaşımı yakalayamayacaksın ve onun sinirli halini görmek istemezsin!
¡ No vas a atrapar a mi amigo, y no querrás verlo enojado!
Bay Paris'i, bu kadar sinirli olması için ben mi programladım?
- ¿ Lo programé para ser quisquilloso? Yo lo hice.